Önceki gün Seçil Erzan’ın avukatının telefonuna bir mesaj geldi. Mesaj, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nden geliyordu: “2023/341 sayılı dosyasında sanık Seçil Erzan’ın telefonunda bilirkişi incelemesi yapılabilmesi için 6 haneli telefon şifresini çok ivedi mahkememize bildirmeniz gerekmektedir.” Erzan’ın avukatı daha önce “yanlış kaydedildiği” için şifreyi bir kez daha 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne iletti.



Peki bu telefon neden önemli?

Kamuoyunda “Fatih Terim Fonu” olarak adlandırılan dolandırıcılık davasının 1 numaralı sanığı Seçil Erzan’ın 3 Mayıs 2023’te alınan ikinci ek ifadesinde bu telefona ait iddiaları var. Erzan’ın ek ifadesindeki o bölümü iddianameden okuyalım:

“Ben son 0532 318... numaralı telefon hattını kullanıyordum. Bu hat dışında 0554 615... numaralı bankanın bütün müdürlere verdiği hattım bulunmaktadır. Son olarak soruşturmaya konu olay sebebiyle gözaltına alınmamdan hemen önce Denizbank İnsan Kaynakları Müdürü T.K. bana kullanmam için bir telefon ve hat tahsis etmişti. Bu hattı verdikten sonra gerekli numaraları kaydettiler ve bu hat ve telefon üzerinden iletişim kurmamı söylediler. Arama esnasında ikametimde iki telefon ve iki hat ele geçirilmiştir. Bunlardan biri bankanın bana tahsis ettiği telefon ve hattır. Tamamen şifresizdir. Ancak banka bana bu telefonu verdiği sırada önceki telefonumu kırıp atmamı, içindeki tüm yazışmaları da silmemi söylediler. Ben o zaman korkup bu telefonun ekranını kırmıştım, öncesinde de silebildiğim kadar Whatsapp mesajlaşmalarımı silmiştim. Yine de bu telefonu ne olur ne olmaz diye saklamıştım. Halihazırda bu telefonu size teslim etmek istiyorum. Bu telefonumun (şifresi) 250199’dur. Bu telefonumda silinmiş olsa da mesajlar geri gelebilecek konumdaysa getirtilmesini istiyorum. Özellikle Semih Kaya ve Fırat Özdemir tarafından nasıl tehdit edildiğim görülecektir.”



Evet ifadenin bu noktasında Erzan’ın iddialarından da anlıyoruz ki, banka kendisine bir hat vermiş ve diğer telefonu kırıp atmasını istemiş. Bu noktada İnsan Kaynakları Müdürü T.K.’nın ifadesine başvurulmadığını da iddianameden ve soruşturmadan anlıyoruz. Mahkeme dosyasına göre “kırık telefon” polis tarafından Erzan’ın evinde ele geçirildi.

Erzan soruşturmasındaki eksikliklere bakmaya devam edelim.

Bilgisine başvurulmayan isimler


Seçil Erzan ek ifadesinde diyor ki:

“11 Nisan 2023
tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığı’nda vermiş olduğum ifademi aynen tekrar ederim fakat bu ifadeye eklemek istediğim hususlar bulunmaktadır. Bunları teker teker açıklayacağım. Öncelikle evimde çıkan not kağıtları benim tarafımdan tutulmuştur. Bu not kağıtlarını yazan meblağlar doğrudur ancak detaylarını sormanız halinde teker teker açıklarım. Fakat şu hususları da belirtmek isterim ki bu not kağıtlarında bizzat benim yazdıklarım doğrudur.”

Erzan devamında, 8 Nisan günü banka yetkililerinin Çorlu’daki evine geldiğini anlatıyor:

“8 Nisan Cumartesi günü Denizbank Avrupa-1 Bölge Müdürü S. Hanım Çorlu’daki evime beni görmeye geldi. Çorlu’daki evimde S. Hanım benimle görüştükten sonra gitti. Bir sonraki gün 9 Nisan’da beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğü’ne götürdüler. S.T, A.M.D., C.İ. (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), T.K. (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) vardı. Bu şahıslar 8 Nisan Cumartesi günü sabahtan akşama kadar benim yanımdaydılar. Bu şahıslar bana sürekli ‘Olayda zimmet yok, evet senin bankacılık hayatın biter belki ama hayatına bir şekilde devam edersin, bu olay zimmet değil’ şeklinde sözler söyleyip bana baskı kurdular. Hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki tam olarak durumun ne olduğunu dahi anlayamamıştım.”

Bu noktada araya girelim: S.T, A.M.D., C.İ. ve T.K.’nın konuyla ilgili bilgilerine başvurulmadıklarını iddianameden ve soruşturmadan anlıyoruz.

Seçil Erzan anlatmaya devam ediyor:

“Göktürk’teki ikametime beni yolladılar. O sırada S.T. de benimle birlikte geldi. S.T. bana ‘evde detaylı arama yap, ben seni 3-4 saatte olsa beklerim. Bütün notlarını, kağıtlarını bana getir’ dedi. Ben de evde her yeri arayıp evde ajandamı ve notlarımı bulup verdim. Sonra tekrar akabinde aynı gün beni Çorlu’ya korumalar eşliğinde tekrar gönderdiler. Hem 9 Nisan Pazar günü hem de 10 Nisan Pazartesi günü Denizbank’ta benimle birlikte S.T., A.M.D., C.İ. (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), T.K. (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) bir liste oluşturduk. Bu listede kimin ne kadar para verip ne kadarını geri aldığını yazdım. O esnada yanımda bulunan şahıslar zaten sürekli birileriyle iletişim halinde olup benimle konuşup durumu başkalarına aktarıyorlardı.”

Buradan da anlıyoruz ki; alınan-ödenen listesini bankayla birlikte oluşturmuşlar.

Devam edelim. Bu nokta çok önemli:

Bankanın yalanlamadığı olay


Seçil Erzan ek ifadesinde “bir ses kaydından” bahsediyor:

“Ayrıca özellikle şunu belirtmek isterim ki 8 Nisan Cumartesi günü S.T., Çorlu’daki evime yanıma geldiğinde zorla benden ses kaydı oluşturmamı istedi. Bana şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti. Benden o esnada ‘Seçilciğim ben senin uzun zamandır böyle sorunlar yaşadığını biliyordum. Keşke daha önce söyleseydin. Sen bize yardımcı ol ki biz de sana yardımcı olalım. Bankada para almadığını, senin yaptığın eylemlerin bankada olmadığını söylemen gerek. Bu adamlar nasıl olur da hâlâ bankadan para istiyorlar’ şeklinde sözler söyledi. ‘Eğer sen sadece banka dışında bu eylemleri yaptığını söylersen bu güveni kötüye kullanma şeklinde olur, bankada olduğunu söylersen zimmet olur, ömrün çürür’ dedi.

Aynı gün bankada
A.M.D. (baş hukuk müşaviri) da bana “olay kesinlikle zimmet değil, sen bu olayları banka dışında yaptın, sana en iyi avukatı tutuyoruz,
sana iki tavsiyem var, bir avukatın sözünden asla çıkmayacaksın, o ne derse onu yapacaksın, iki tutuklanmayacaksın fakat olur da tutuklanırsan itirazını biz yapacağız’ dedi. Bu ses kaydını bana karşı ellerinde sakladıklarını düşünüyorum. Bu ses kaydı alındığı sırada benim evimde N.A., G. S. B. akrabamız olan S. E. de yanımızda bulunuyordu. Bu olaya tanıklardır.”

Burada da banka yetkilileri tarafından bir “ses kaydının” alındığını iddia ediyor Seçil Erzan ve
şahitleri var. Bu konuda da N.A., G. S. B. ve akrabası S.E.’yi de tanık olarak gösteriyor. O zaman akla şu soru geliyor: Bu “ses kaydı” var mı, yok mu? 12 Ocak’taki duruşmada Seçil Erzan’ın anlatacakları ve mahkemenin ismi geçenleri ifadeye çağırıp çağırmayacağı önemli.

NOT: Banka, 28 Kasım’da yaptığı açıklamayla 8-9-10 Nisan günlü görüşmelere cevap verdi ve Erzan’ın iddialarını yalanladı. Ancak bu “ses kaydı” konusunda bir açıklama yapmadı.