Üzerinden 4 gün geçti.

Ancak konu güncelliğini hiçbir zaman kaybetmeyecek bir konu ve yazmasam olmaz.

Bir bakan. Adı Mustafa Varank.

Kendisi, Cumhuriyet’in sunduğu fırsat eşitliği sayesinde okumuş bakan olmuş yoksul bir Anadolu çocuğu!

Öyle İstanbul/Zekeriyaköy’de, Ankara/Angora’da milyon dolarlık havuzlu triplex villaları falan yok!

O yüzden özel jetlere falan binenlerden pek hazzetmiyor!

Tepkisini de hemen gösteriyor.

Bakın 12 Nisan gecesi, Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na sosyal medyadan nasıl seslenmiş:

“Size sözüm söz. 16 Cumhurbaşkanlığı uçağını satacağım. Bizim lükse filan ihtiyacımız yok. Cumhurbaşkanı dediğiniz mütevazıdır” diyen 7’li kaos koalisyonunun adayı Kılıçdaroğlu, bu akşam saati 12 bin dolar olan bu uçağa bindi ve Adıyaman’a gitti. İşte takiye tam olarak budur!”

Hızını alamayıp 13 Nisan’da da şu mesajı paylaşıyor:

“Azıcık onurun, azıcık haysiyetin varsa, Cumhurbaşkanlığı envanterinde olduğunu iddia ettiğin 16 tane uçağın isimlerini saysana? @kilicdarogluk (...)”

Vay arkadaş!

Bu ne hassasiyet!

Bu ne mütevazılık!

Gözlerim yaşardı.

★★★

Mesajlardaki üslubu, imla hatalarını bir kenara bırakıp lafı eğip bükmeden kitabın ortasından yazacağım:

Kemal Kılıçdaroğlu, bir cumhurbaşkanı adayı. Seçim kampanyası yürütüyor. 30 gün içinde birçok ili ziyaret etmesi gerekiyor.

O kadar çok şehre deveyle mi gidecekti?

Tabi ki imkanları ölçüsünde uçak kullanacak.

Tarifeli seferler programına uymuyorsa parasını verip uçak kiralayacak.

Burada önemli olan nedir?

O uçakların parasının kamu kaynaklarından ödenmemesi ya da o seyahatlerin kamudan büyük ihaleler alan müteahhitler tarafından finanse edilmemesi.

Taraftarları Kılıçdaroğlu’na tam da bu iş için para bağışlıyor. Seçim masraflarını karşılayabilsin, gerektiğinde uçak kiralayabilsin diye.

O da anasının ak sütü gibi helal o bağışları ihtiyaçları doğrultusunda kullanıyor.

Örneğin, Bakan Varank’ın sosyal medyada fotoğrafını paylaştığı TC-ACN isimli uçağı, iktidarla kol kola olan Acun Ilıcalı’nın şirketinden kiralamış. (Yani yabancıya değil, yandaşa gitmiş para.)

Kılıçdaroğlu ve ekibi farkında olmayabilir ama geçenlerde kiraladıkları başka bir uçak da kime aitti biliyor musunuz? Bir ilden AK Parti 1. sıra milletvekili adayı olan bir iş insanının. (Orada da para yabancıya değil AK Parti’liye gitmiş.)

Anlayacağınız, destekçileri tarafından Kılıçdaroğlu’nun kampanyasına bağışlanmış her kuruşu Kılıçdaroğlu istediği gibi kullanır. İster deve kiralar ister uçak!

★★★

Şimdi gelelim Cumhur İttifakı Adayı Tayyip Erdoğan, Varank ve diğer bakanlar cephesine!

TC-TRK, TC-ANA, TC-TUR, TC-IST, TC-ANK, TC-DAP, TC-LAA, TC-KOP, TC-TRY, TC-ATA, TC-CBK, TC-GAP, TC-LAB, TC-OBA, TC-HUD, TC-HEY kuyruk numaralı uçak ve helikopterler kimin envanterinde?

Bu uçakları, helikopterleri son dönemde kimler kullandı?

Bu kullanımlardan kaçı görünürde bakanlık işi ama aslında seçim kampanyası çerçevesinde yapılmış uçuşlardı?

Peki ya gittiğiniz şehirlere taşınan o görkemli konvoylardaki makam araçları?

Peki o uçaklarda, helikopterlerde, sekiz silindirli makam araçlarında kullanılan benzin ve motorinin maliyeti?

Peki sizin seçim kampanyalarınızda çalışmak zorunda kalan kamu görevlilerinin masrafları?

Peki Finans Merkezi, Kamu Bankaları, Bakanlık faaliyetleri üzerinden yapılan “Türkiye Yüzyılı” ve “Cumhur İttifakı Adayı Tayyip Erdoğan” reklamları?

O zaman ben de şöyle yazıyorum:

Zerre kadar onurunuz, zerre kadar haysiyetiniz varsa, parası vatandaşın vergileriyle, tüyü bitmemiş yetimin hakkıyla ödenmiş hiçbir şeyi “devlet işi” gibi bahanelerle seçim kampanyanızda kullanmazsınız!