Seçime kaldı iki gün.

Herkes nasıl bir sonuç çıkacağına dair merak içinde.

Bu aralar telefonla arayanların çoğu, “size anket geliyordur, nedir son durum” sorusunu yöneltiyor. Ben de dilim döndüğünce anlatmaya çalışıyorum.

Önceki gün yine telefonum çaldı.

AK Parti’de milletvekilliği, TBMM’de komisyon başkanlığı gibi önemli görevlerde bulunmuş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın saygı duyduğu, görüştüğü bir isimdi arayan.

Erzurum’da olup bitenlere öfkelenmişti.

Türkiye’de siyaset tarihinde böyle bir dönem görmediğini söyledi.

Erdoğan’ın mitinglerinde gösterdiği montaj videolarına da kızmıştı.

O nefessiz konuşurken, bir yerde araya girdim ve “Bunlara bu kadar kızmışsınız, peki siz kime oy vereceksiniz?” sorusunu yönelttim.

“Tabii ki Kemal Bey’e” deyince bende bir sessizlik oldu.

“Gerçekten mi” diye şaşkınlık içeren bir soruyla karşılık verdim.

“Tabi ki” dedi ve devam etti:

“Kemal Bey, dürüst adam. Her şeyi söyleyebilirsiniz ama dürüstlüğüne söz edemezsiniz. Ayrıca saygılı biri. Tayyip Bey’in bu hali mi Kemal Bey mi derseniz Kemal Bey derim.”

Bu açıklamasının ardından bana sordu:

“Sen nasıl görüyorsun? Kim alır?”

Ben, “Gördüğüm anketlere bakılırsa Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 50’nin biraz üzerinde ilk turda alır. Erdoğan yüzde 43-44 civarında oy alır” dedim.

“Yok efendim” dedi.

Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına dair tespitime itiraz ediyor sandım ama O, Erdoğan için söylediğim rakama itiraz ediyormuş:

“Siz göremiyorsunuz. Bizim mahallede kopuş büyük. Tayyip Bey o kadar da oy alamayacak.”

★★★

Ne yalan söyleyeyim, bu sohbetin ardından kafam hayli karıştı.

Kemal Bey’in kazanma şansını Erdoğan’dan çok görüyordum ama aktardığım sohbetten sonra bir dip dalgası olabileceği ve Erdoğan’ın daha büyük bir yenilgiyle karşılaşabileceği ihtimalini düşünmeye başladım.

Kafam karışık bir vaziyette Kızılay’da dolaşırken Refah Partisi’nden (20. Dönem) Bitlis Milletvekilliği yapmış Abdulhaluk Mutlu’yla karşılaştım. Kendisi Millî Görüş’ü de Kürt siyasetini de en yakından takip eden, en iyi bilen isimlerdendir. Bana uzun uzun bölgedeki durumu anlattı. Gezdiği bazı illerden somut örnekler verdi. Onun anlattıklarından anladığım kadarıyla da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ve AK Parti’nin Kürt seçmenin yoğun olduğu illerde pek şansı kalmamış. Kemal Kılıçdaroğlu da Erdoğan’ın tersine, büyük bir ilgi görüyormuş. Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde Kılıçdaroğlu’nun çok net bir zaferi olabilirmiş.

★★★

Görüşlerini aktardığım iki isme AK Parti’de önemli görevlerde bulunmuş ve hala AK Parti safında görünen Merkez Sağ ve Muhafazakâr kökenli siyasetin önde gelen isimlerinden birkaçını daha ekleyebilirim. Onlar da artık ErdoğanKılıçdaroğlu mu sorusuna artık tereddütsüz “Erdoğan” yanıtını vermez olmuşlar. Bunun gerekçesini sorduğumda hepsi aynı şeyleri söylüyor:

“Erdoğan siyasetten uzaklaştı. Partiden ve sivil siyasetten kopuk bir Saray Yönetimi oluştu. Kullandıkları dil, başvurdukları yöntemler (montaj ve iftira siyaseti) çok bozuldu. Otoriterleşme, yolsuzluklar, usulsüzlükler, hukuksuzluklar çok arttı. Hesap sorulamaz hale geldiler.”

Söz konusu deneyimli merkez ve muhafazakâr siyasetçilerin bu tespitleri yaptıkları halde kamuoyuyla paylaşmaya cesaret edememeleri tuhaf bir durum tabi.

Ancak yine de bir dönem her türlü desteği verdikleri Tayyip Erdoğan’la ilgili gerçeği görmeye başlamaları önemli bir gelişme olsa gerek.

★★★

Bu tabloya Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin çekilmesini de eklersek, “14 Mayıs gecesi Kemal Kılıçdaroğlu’nun net bir zafer kazanma ihtimali hayli güçlendi” demekte zorlanmayız.

Bu arada İnce’nin Kılıçdaroğlu’na karşı aday olması anasının ak sütü kadar hakkıydı ama yine de siyaseten yanlıştı.

İnce’ye karşı sosyal medyada yürütülen linç kampanyası sadece yanlış değil, aynı zamanda ahlaksızcaydı.

Ancak bu kampanyanın arkasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun değil, İnce’yi mağdur hale getirerek tepki oylarını artırmayı, Kılıçdaroğlu’nun ilk turda kazanmasını engellemeyi planlayan iktidar yanlısı trollerin olduğunu da unutmamak lazım.

İnce, iktidarın oyunlarını fark etti mi bilmiyorum ama iki gün kala da olsa doğru karar verdi.

★★★

Son cümlem de iki gün kala son durumu merak edenler için:

Tablo ortada, vatana millete hayırlı olsun!