Seçim maratonunda yarın son haftaya giriyoruz.

Hani şu anketlerde “Kararsız” kategorisinde gösterilen kararsızların karar vereceği son haftaya...

“Sahada durum ne?” diye soracak olursanız, söyleyeyim:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın birinci turda kazanma şansı yok.

Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın ne birinci turda ne ikinci turda kazanma şansı var.

Millet İttifakı’nın ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu ise birinci turda kazanma şansı olan tek lider.

★★★

Kampanyalar nasıl mı gidiyor?

Sinan Oğan, “milliyetçi seçmen” diye tanımladığı insanların oyunu almak için milliyetçiliği ön plana çıkarıyor. Bir diğer silahı da göçmenlerle ilgili vaatleri. Cumhur İttifakı’nın Erdoğan’a oy vermek istemeyen milliyetçi oyları Oğan’a gidiyor. O nedenle iktidar Oğan’ı kendi yayın organlarında görünmez kılmaya çalışıyor. Oğan aynı zamanda Kılıçdaroğlu’na oy vermek istemeyen milliyetçi muhalif seçmenlerin de oyuna talip.

Muharrem İnce ise artık muhalefete muhalefet ettiğini, muhalefet tabanından oy almaya çalıştığını saklamıyor. Muhalefeti hedef alırken Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı’yla aynı dili kullanıyor ve muhalefeti terör örgütleriyle aynı çizgide göstermeye çalışıyor. Kendisinin kazanamayacağını bilen İnce’nin en büyük hedefi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi. Zira söylediklerine yaptıklarına bakılırsa, kendisi için Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi, Erdoğan’ın kazanmasından daha önemli.

★★★

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kampanya ekibinin bütün “Kendimizi anlatalım, pozitif gündemde kalalım” çağrılarına rağmen, muhalefeti hedef alma ve kavga etme yolunu seçiyor. Erdoğan’ın yakınındaki birine “neden böyle” diye sordum. Şunu söyledi:

“Öncelikle kendi kodları var. Zihninin bir tarafı İsmail Kahraman’ın 70’lerdeki söylemleriyle dolu. Diğer taraftan gittiği yerlerde karşısına ‘bu terör destekçilerine haddini bildir Reis’ gibi mesajlar veriliyor. O de etkileniyor bunlardan. Konuşma metinlerinin dışına çıkıyor. Cumhurbaşkanı o cümleleri kurunca İçişleri Bakanı gibi bazı isimler ‘kahve sohbeti’ tadında topa giriyor. Dozu artırdıkça artırıyor. Biz ‘siz iktidarsınız, bunlara ihtiyacınız yok’ diyerek itiraz ettikçe de ‘siz karışmayın, bu söylemin sokakta karşılığı var’ diyorlar.”

Belli ki Erdoğan, seçim gezilerinde, teşkilat toplantılarında kendisini tam bir yankı odasında buluyor. Yıllar önce kullandığı söylemler, teşkilatlarından, seçmenlerinden geçerek daya yüksek tonda kendisine yansıyor.

Hani bazen bir yalan öyle yayılır, öyle çok insandan geçer ki ilk kaynağına döndüğünde ilk kaynağı da inanır ya...

Erdoğan resmen o durumu yaşıyor.

Örneğin “CHP PKK ile kol kola” yalanı.

Erdoğan ve ekibi yıllar önce bu yalanı seçmenleri etkilemek için ortaya attı. Şimdi o yalan kampanya için gittikleri yerlerde seçmenlerin sloganı olarak karşılarına çıkıyor ve Erdoğan o yalanın toplumda “karşılığı var” diye düşünüyor.

O yankı odasında bu sesler dolaşınca da Erdoğan’ın kampanyası gerilim patinajından çıkamıyor. Erdoğan’ın son bir haftada bu gerilimi daha da artıracak söylemler kullanması işten dahi değil.

★★★

Erdoğan cephesinde durum öyleyken, muhalefet cephesinde gazetemiz SÖZCÜ’nün dünkü manşetinde aktardığı gibi bayram havası var. Muhalefet liderleri neşe ve umut saçıyor. Altı liderin eşleriyle çıktığı kürsülerin görüntüleri neşeli müzikler eşliğinde sosyal ağları dolduruyor. Gülücük ve kalpler havada uçuşuyor.

Bazen iktidarın ürettiği yalanlar karşısında savunmaya geçip bu ana hattan uzaklaşsalar da genel olarak muhalefetin pozitif gündemi, projeleri, sorunları çözme konusundaki kararlılığı sokağa da yansıyor.

Muhalefet belki de uzun zamandır ilk kez psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş görünüyor.

★★★

“Sahada durum ne” sorusunu tekrarlayacak olursanız.

İki yankı odasına bakmanızı öneririm:

Erdoğan’ın yankı odasında tehditler, suçlamalar, Kılıçdaroğlu’nun yankı odasında gülücükler, kuş sesleri var.

Erdoğan’ın odasında asık suratlı gergin politikacılar, Kılıçdaroğlu’nun odasında gülümseyen, parmaklarıyla kalp işareti yapan insanlar.

Bakalım hangileri kazanacak?



Bugün 6 Mayıs.

68 kuşağının bağımsızlık ve demokrasi mücadelesi veren devrimci önderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilişlerinin 51. yıldönümü.

Üç fidanın anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun!