Sevgili okurlarım bu memlekette nice seçimler yaşandı ve bizler hep birlikte nice komedilere tanık olduk.

O kadar ki, bazı adaylar Kayseri’ye deniz getirmekten bile söz etti.

Türkiye’de ve bütün dünyada geçerli bir kural vardır. Seçim öncesinde halka seçim beyannameleri açıklanır.

Bazı siyasetçiler bu işi ciddiye alır, bazıları kısa keser...

Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır!

Özellikle görev başında olan iktidarlar Türk Milleti’ni bu gibi saçmalıklarla uyutmak ister...

Aslına bakarsanız bu gibi vaatlerin arasında her zaman Allah, din iman kavramlarına yer verilir.

Özellikle kırsalda yaşayan eğitimsiz fakir fukara kesim bu gibi vaatlerle kandırılmak istenir.

★★★

Recep Bey seçim beyannamesini önceki gün açıkladı...

Merak ettim, partisi tarafından hazırlanan ve kitap haline getirilen bu belgeyi baştan sona büyük bir merakla okudum.

Başlığı ilginçti:

Yarın değil hemen şimdi.

Zaman harcadım.

Hay okumaz olaydım!

Ayrıca onu çevresine topladığı yandaş gazetecilerle birlikte çıktığı televizyon kanallarında da dikkatle izledim.

Sonuçta unvanı Türkiye Cumhurbaşkanı’dır, izlenmesi gerekir!

Birileri belki inanmayacaktır ama devletin en üst makamında oturan bir şahsın, partili bile olsa bu durumlara düşmüş olmasına üzüldüm.

★★★

20 küsur yıldan bu yana hem de tek başına iktidarda...

Devletin bütün mekanizması, yasama, yargı ve yürütme emrinde...

Üstelik hemen yanında aslanlar gibi durup kükreyen ve kendisine 365 gün 7/24 destek veren Devlet Bahçeli var!

Şimdi Recep Bey seçim beyannamesi okuyor ve milleti bunu okumakla avutacağını zannediyor.

Şimdi haklı olarak soracaksınız...

Beyannamede yeni bir şey var mı?

Hemen söyleyeyim hiçbir şey yok.

Tamamına yakını “Bunları yapacağız, şunları yerine getireceğiz” edebiyatından oluşuyor.

Adeta bir muhalefet lideri gibi...

Hele bir kez daha seçin onu ve partisini, bakın görün neler yapacağını!

★★★

Yapacağız edeceğiz edebiyatına böylesine sıkı sıkıya sarılmış parti genel başkanının tıkanmış olduğu anlaşılıyor.

Söyleyecek yeni bir şeyi yok.

Kendisi gibi ekonominin de tıkanmış olduğunu görüyor ama bunu itiraf etmesi mümkün olmuyor.

Hayat pahalılığı milletin çoğunluğunu silindir gibi ezerken, dört yeşil biberin fiyatı sekiz lira olmuşken, beklerdik ki yeni bir şeyler söylesin.

Mümkünse ortaya yeni fikirler, yeni uygulamalar getirsin.

Hiçbir şey yok...

Tartıya vuracak olursanız sıfıra sıfır elde var sıfır!

★★★

Efendim şu kadar kilometre yol yaptık, şu kadar köprü yaptık...

Çok iyi ettiniz ama sadece ulaştırma değil, her alanda yapılan her ihale ve alımdan yolsuzluk fışkırdığını, çoğu işlerin yandaş beşli çetelere hortumlandığını bilmeyen mi kaldı!

Millet soyuldu, yandaş çeteler malı götürdü.

Seçim beyannamesinde bu konuda bir vaat var mı, soygunlara ve vurgunlara son verileceğine bir cümleyle bile olsa değiniliyor mu?

Hayır, yok öyle bir şey.

★★★

Başımızda bir de işsizlik belası var...

Nüfusun yüzde 10’u işsiz. Bu oran şimdi seçimlerde destek bekledikleri genç nüfusta yüzde 20’yi geçiyor.

Bu ortamda gençlerin yüzüne nasıl baktıklarına, nasıl oy istediklerine doğrusu  şaşırıyorum.

Başımıza bir de sığınmacı belası açan yine bunlar.

Dünyanın dört bir yanından ve özellikle de az gelişmiş İslam ülkelerinden işsiz güçsüz takımını Türkiye’ye buyur ettiler...

Ve bunların yüz binlercesini ‘vatandaş’ yapıp seçmen kütüklerine kaydettiler...

Onlar AKP’nin sürprizden çıkan yeni oy makineleri!

Beyannamede bu konularda tık yok.

Bu nasıl seçim beyannamesi?

★★★

Sevgili okurlarım, sadece kamuoyunda değil kendi yandaş medyalarında bile hiçbir etki uyandırmayan bu beyanname aslında bağlayıcı bir belge olmalıydı ama olmadı.

Yer alan cümlelerin sonu genelde ‘yapacağız, edeceğiz, başaracağız’ palavrasıyla bitiyor...

O zaman insanın aklına şu soru geliyor:

“20 yıldan fazla oldu ve iktidardasınız. Bu söylediklerinizi bu uzun süre içerisinde niçin yapmadınız?”

Ve açık söyleyeyim, sözüm ona yapılacakların pek çoğu da CHP’nin açıkladığı vaatlerden oluşuyor...

Kes yapıştır yöntemiyle!

Hani bir atasözümüz vardır ya ‘dağ fare doğurdu’ diye, aynen öyle...

Ve bunları kimse yemedi çünkü içlerinde tutarlı ve inandırıcı hiçbir şey yok.

Ben okuyup bitince emeğime ve zaman kaybıma üzüldüm, onlar da bu palavraları millete sunarken mutlaka üzülmüş, ‘emeğimiz boşa gitti’ diye hayıflanmıştır!