Sevgili okurlarım, bu seçim kesinlikle Türkiye’nin kaderini belirleyecek...

Bu iktidar ya gidecek ya da daha uzun yıllar boyunca başımıza çöreklenmiş olarak kalacak.

Olumlu ya da olumsuz, bu süreçte en ağır sorumluluk CHP’nin payına düşecek.

Bu partinin küçük partilerle yaptığı işbirliği CHP seçmeninin önemli bir bölümünde tepki yarattı.

Bu gerçeği kabul edelim ama ben derim ki tartışmayı fazla uzatmayalım... Aksi takdirde bedeli hepimiz açısından, özellikle de ezilen, horlanan, çarşı pazarda sömürülen Türk Milleti açısından çok vahim ve tehlikeli olur.

★★★

CHP’nin aday listeleri dört dörtlük mü?

Elbette değil.

O kalabalık listelere kimi koysanız tartışmalar çıkar, haklı ve haksız eleştiriler yağmur gibi yağardı.

CHP, Millet İttifakında yer alan partilere epeyce ödün verdi, onların da adayları listelerde yer buldu.

Böyle mi yapmalıydı?

İşin dozu acaba kaçtı mı?

Bu sorulara herkes kendi açısından bakıp yanıt vermeli.

★★★

CHP’nin bu dönem çeşitli illerden seçilmiş ‘çok iyi’ milletvekilleri vardı.

Bunların çabaları etkili oldu, ses getirdi ama sonuç getirmedi.

O milletvekillerinden pek çoğunun şimdi listelerde olduğunu görmek doğrusu iyi oldu...

Önemli işler başardılar.

Ancak günümüze gelirsek öteki partilerin kontenjanından listeye konulan bazıları için aynı şeyleri düşünmek biraz zor.

CHP listelerinde öteki partilerden 59 aday var.

Gerçi bazıları seçilmesi mümkün olmayan sıralarda ama bazıları hiç de öyle değil...

★★★

Örneğin AKP’li Adalet eski bakanı Sadullah Ergin...

Ankara Birinci Bölge, dördüncü sıradan aday gösterildi.

Bu bölge Çankaya ve Yenimahalle ilçelerini kapsıyor ve bir anlamda CHP’nin yıkılmaz kalesi...

Sadullah Ergin ise Birinci Bölge seçmeninin hiç hoşlanmadığı, hatta nefret ettiği isimlerden biri.

Adalet Bakanı kimliği ile yakın geçmişte tezgahlanan Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında en ön saflarda görev yapmış, başka bir deyişle ‘Tayyip’in askeri’ olarak hızla çalışmış bir AKP’li idi.

Şimdi CHP listesinde DEVA partisinin adayı olarak yer bulmuş durumda.

★★★

Hemen belirteyim, CHP’nin en güçlü olduğu yerlerden biri olan Çankaya’da olduğu gibi, Türkiye’nin başka yerlerinde de şu anda kendisine karşı büyük tepki var.

Sadece o değil, bu gibi tepkiler başka bazı adaylar için de geçerli.

Peki bu konuda seçim öncesinde ne olur?

Her şeyden önce CHP’ye oy verecek milyonlarca seçmenin bu kuşkuya kapılmaması gerektiğini topluma iyi anlatmak gerekir.

Hep söylüyorum ve bundan sonra da söylemeyi sürdüreceğim...

Türkiye Cumhuriyeti’nin var olma ya da ağır hasar görmesi öncesindeyiz. Seçimlere neredeyse bir ay kaldı.

Bu konuda uyarı zilleri artık iyice çalıyor.

CHP’ye yönelik liste eleştirilerini bir kenara atmıyorum, tam tersine saygı duyuyorum.

Ama şöyle diyenlere bu konuda katılmıyorum:

“CHP’liyim ama ne olursa olsun ben bu isimlere seçim listelerinde yer veren partime oy vermem arkadaş!”

★★★

Türkiye AKP’nin 22 yıllık iktidarı döneminde bu hallere düşürüldü.

Şöyle bir düşünün, bugün 35 yaşında olan bir genç, ömrünü Tayyip’i duymakla, onu dinlemekle geçirdi. Başka bir isim neredeyse duymadı!

Hak arama yolunda korkutuldu, sindirilmek istendi.

Memleketin nasıl soyulduğunu göremedi.

AKP kapılarında torpil arama seferlerine çıkmak zorunda kaldı.

Ailesiyle birlikte enflasyon canavarına teslim edildi, ezilmeye mahkûm oldu.

★★★

Şimdi soruyorum...

AKP iktidarı seçimi kaybetmenin korkusunu ve paniğini yaşarken, CHP listelerinde yer alan ve haklı olarak beğenilmeyen birkaç milletvekili adayı yüzünden böylesine bir ‘nazlanma’ akla ve mantığa uygun mu?

İşin bu kez çok ciddi olduğunu artık lütfen kavrayalım.

Ya gidecekler ya kalacaklar.

Bu konuda duygusallığa, kapris yapmaya artık yer yok.

Duygusallık dönemlerinin artık kapanmış olması gerekiyor, başka çaremiz olduğunu sanmıyorum.