SEVGİLİ okurlarım, Türkiye’de milyonlarca insan devlette, belediyelerde ve özel sektörde asgari ücretle yaşamaya mahkûm edilmiş durumda.

Onlar kendilerine layık görülen bu parayla geçinmeye, daha doğrusu yaşamaya zorlanıyor.

Bir yanda her gün patlayan yeni zamlar...

Başka bir yerden geliri yoksa, asgari ücrete talim eden vatandaş bu parayla kira ödeyecek, ısınacak, işe gidiş gelişi için yol parası verecek, mutfak harcamalarını yapacak, çocukları varsa eğitim masraflarını karşılayacak, ilaç alacak.

★★★

Türkiye’yi öyle bir hale getirdiler ki, milyonlarca insanımızın neredeyse tamamı asgari ücretle çalışmaya razı edildi.

İş arıyorsunuz, şansınız yaver giderse, ya da torpiliniz varsa buluyorsunuz.

Ancak elinize geçecek parayla geçinmenizin mümkün olmadığını da biliyorsunuz.

İtiraz etme, ya da seçme hakkınız yok.

Aksi takdirde, her seferinde aldığınız yanıt aynı oluyor:

“İşine geliyorsa kardeşim... Bak, bu iş için kapıda bekleyen yüzlerce kişi var. Sen gidersen elimizi öpeni alırız!”

★★★

Peki ama nerede kimler tarafından belirleniyor bu asgari ücretin miktarı?

Adına Asgari Ücret Tespit Komisyonu denilen bir kurul var. Yasayla kurulmuş.

15 kişiden oluşuyor.

Karar verenlerin dağılımı şöyle:

5 hükümet (devlet) temsilcisi.

5 İşveren temsilcisi.

5 işçi temsilcisi.

★★★

Ücret yine yasa uyarınca yılda iki kez artırılır... İlki yılın ortasında, ikincisi ise en sonunda. Komisyonun her toplantısında aynı komedi sergilenir.

Türk-İş enflasyon rakamlarını açıklayıp çağrıda bulunur...

“Milyonlarca emekçimiz geçinemiyor. Enflasyon sürüp gidiyor. Bu kez daha yüksek bir artış yapılması zorunlu hale geldi.”

İşveren temsilcileri bu göstermelik isteme karşı çıkar:

“İyi ama bizim de durumumuz parlak değil ki...Rakamlar ortada, iş yerlerimiz kapanıyor. Zam isterken biraz insaflı olun yani!”

★★★

Hükümet temsilcileriyle işveren temsilcileri ise açıklanacak karar öncesinde hep aynı görüşü savunur.

Dolayısıyla 15 kişilik Komisyonda 10 kişilik çoğunluk hep hükümet-özel sektör temsilcilerinin elindedir. Onlar ne derse o olur!

Önceden kurgulanan senaryo hiçbir zaman değişmez!

Hükümet her zaman işverenlerle aynı doğrultuda düşünür!

“Asgari ücrette yüksek bir artış olması durumunda hem devlet, hem de özel sektör büyük zarara girer. Bu yüzden, yapılacak zam makul bir ölçüde tutulmalıdır.”

★★★

Yapılan inanılmaz yolsuzlukları, eşe dosta ve yandaş müteahhitlere pompalanan avantaları, akıl almaz boyutlara varan israfları yaratanlar, iş asgari ücret artışına gelince başımıza aslan kesilir!.. Çünkü onlar bu asgari ücretle yaşamanın, ev geçindirmenin, çocuk okutmanın ne olduğunu bilmez.

Bilseler de ‘ilkelerinden!’ ödün vermezler.

Komisyon üyesi olan bir kamu görevlisine birkaç ay önce bu durumu sorduğumda, verdiği yanıtı hiç unutmadım...

“Bu olanların sorumlusu biz değiliz ki...Biz yukarıdan gelen emri uygulamakla yükümlüyüz.”

★★★

Böylece, yeni asgari ücretin açıklanacağı toplantıdan sonra hep aynı karar çıkar...

“Yeni asgari ücret şu kadar lira olmuştur. Hayırlı olmasını dileriz...”

Sergilenen oyun hep aynıdır!

Hükümet ve işveren temsilcileri aynı rakamı kabul eder, Türk-İş ise göstermelik olarak karşı çıkmış görünür.

★★★

Şimdi bu oyunun bir perdesi daha dün açılmış oldu...

Ancak bu kez ortam biraz farklı...

Toplum enflasyon sarmalı altında boğulmak üzere.

Bugün bire aldığına yarın iki ödemek zorunda.

İktidar da bu gidişin elbette farkında.

Ancak durum iktidar açısından bu kez tehlikeli değil zira seçim geçti gitti! Oy kaybı tehlikesi geride kaldı.

Ve bu süreçte iktidar palavraları yeniden piyasaya sürülecek...

“Enflasyon giderek düşüyor. Asgari ücretle çalışmakta olan kardeşlerimizi enflasyona asla ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz!..”

Yeni asgari ücret hükümetimizin ve işverenlerin ‘büyük fedakarlığı’ sonrasında 11.402 Lira oldu. Bozdur bozdur harca.

Yedi milyona yakın insanımız bu yılın sonuna kadar bu paraya talim edecek.

Nasıl olsa seçim bitti!

Adına asgari ücret denilen nesne bu yılın başında 455 dolara denk geliyordu.

Şimdi ise zamlandı, bugünü kurla 482 dolara yükselmiş oldu!

Başka bir deyişle 27 dolar zamlandı.

Onu da bozdur bozdur harca, hayrını gör!

Sonuç:

Bu konuda karar veren tek merci hükümettir.

Komisyonda yer alan Türk-İş ve işveren temsilcileri sadece figürandır.

Yedi milyona yakın insanımızın cebine giren asgari ücret miktarı onların hükümetten aldığı talimata göre belirlenir.