Sevgili okurlarım, uzun yıllardan bu yana başımızda olan iktidar, devlet yönetmenin ‘kolayını’ buldu.

-Her mal ve hizmete sürekli zam yapmak ve yaptırmak. Yapılmasına göz yummak ve milyonlarca insanımızı bu yolla ezip iktidar kapısına muhtaç etmek.

-Geçmiş dönemlerde, özellikle Cumhuriyet döneminde yapılmış olan tesisleri, fabrikaları çeşitli bahanelerle elden çıkarıp yağmaya açmak.

-Limanlarımızı, madenlerimizi, üretim tesislerimizi eşe dosta ve yandaşlara peşkeş çekmek.

-Ama bunlarla da yetinmeyip yabancılara konut ve arazi satışlarını serbest bırakmak...

★★★

Bu son madde doğrultusunda on binlerce yabancı uyruklu, bunları satın alma sırasına girdi.

Batan geminin malları çığlıklarıyla satışlar başladı.

Şu anda rakamlar korkunç boyutlara varmış durumda.

Şimdi size devletin bu konuda hazırladığı resmi rakamları veriyorum.

Sanırım şaşıracaksınız.

(Okurken kolaylık olması için rakamları yuvarlayarak veriyorum.)

★★★

AKP döneminde yabancı uyruklu şahıslara 28 milyon metrekare arazi ile birlikte 290 bin adet konut ve iş yeri satıldı.

Arazisini satan Türk vatandaşlarının sayısı 16 bin.

Ama bu işler de hemen yozlaştı!

Konut ve arazi satın alanlara “T.C. vatandaşlığı” verilmeye başlandı.

Böylece parayı bastıran herkes ‘vatandaş’ oldu, seçimlerde AKP için oy kullandı.

Çoğu vatandaşlık peşinde koşan yabancılar emlak piyasasına girince emlak fiyatları özellikle Antalya, İstanbul gibi yerlerde acayip bir biçimde zıpladı.

★★★

CHP İstanbul milletvekili Özgür Karabat bu rezaleti şöyle açıklıyor:

“Para gelsin de nasıl gelirse gelsin diyen AKP, konut ve arazi satışlarıyla yabancıları Türkiye için önemli aktör haline getirdi. İnşaat maliyetlerindeki artışlarla birlikte yabancıların da devreye girmesi, fiyatların daha da yükselmesine neden oldu. Satılık ve kiralık konut fiyatları katlandı. Böyle olunca Cumhuriyet tarihinde ilk defa ‘barınma krizi’ ile yüz yüze geldik. Cinayetler işleniyor, AKP iktidarı bu olanları sadece izlemekle yetiniyor.”

Peki ne yapmalı?

Karabat bu konuda şöyle diyor:

“Yabancılara konut ve arazi satışlarına mutlaka sınırlama getirmek gerekir. Bu konu hem milli güvenlik meselesi oldu, hem de aynı zamanda ekonomik açıdan sıkıntılar doğuruyor. Yabancılara sorgusuz sualsiz satışlar yapılması nedeniyle Türkiye uluslararası suçların ve suçluların merkezine dönüştü. Uyuşturucu, kara para, silah kaçakçılığı gibi işlere bulaşanlar Türkiye’ye gelerek hem para aklıyorlar, hem de Türk vatandaşı oluyorlar. Korkunç bir durumla karşı karşıyayız.”

★★★

Şimdi gelelim 2002-2023 yılları arasındaki satış rakamlarına... Bunlar devletin resmi rakamları...

Yabancılara satılan konut, iş yeri ve bağımsız bölüm sayısı 289 bin.

Arsa, arazi, tarla, bağ bahçe sayısı 16 bin.

Peki ama özellikle konut ve işyerlerini hangi ülkelerden gelenler satın almış?

Afganistan 10 bin kişi. Almanya (çoğu Türk olsa gerek) 13 bin. Azerbaycan 8 bin, Filistin 4 bin, Irak 30 bin, Kazakistan 7 bin, Kuveyt 13 bin, Rusya 42 bin, Suudi Arabistan 13 bin, Ukrayna 8 bin, İran 33 bin.

Devletin listesinde dünyanın en uzak ülkeleri bile yer alıyor.

Aynı listede bir de ‘vatansız’ 3 kişi var!

★★★

Sevgili okurlarım, devletin bu listesinde yer alan 289 bin yabancı uyruklu, Türkiye’ye elbette ki babasının hayrına gelmedi.

Arazi, tarla, bağ bahçe alan 16 bin yabancı uyruklu da öyle.

İçlerinde her türlü insanlar var... Savaştan kaçanlar, güneşe ve doğaya özlem duyanlar gibi...

Ama ne yazık ki içlerinde hırsızlar, vurguncular, mafya ekipleri, uyuşturucu baronları, silah kaçakçıları da yer alıyor.

Türkiye’nin malı mülkü hiçbir araştırma yapılmadan bunlara peşkeş çekiliyor...

★★★

Devletin Türkiye’de emlak alan yabancılar listesini incelerken bir konu dikkatimi çekti.

Listede dünyanın dört bir yanında yer alan irili ufaklı bütün ülkeler vardı.

Ama her nedense Suriye yoktu.

Evet!..

Palau, Surinam, Trinidat, Nepal, Nijer, Seyşel Adaları, Malawi vesaire, her biri yer alıyor ama Suriye uyruklular yok.

Oysa Suriyelilerin her açıdan ilk sıralarda olması gerekir.

O kadar ki, örneğin Hatay’da olduğu gibi pek çok yerde il düzeyinde nüfus çoğunluğunu neredeyse ele geçirdiler.

Türkiye’ye yerleştiler, on binlerce konut ve iş yeri sahibi oldular.

Peki Suriyelilerle ilgili rakamlar niçin gizleniyor?

Bu işin içinde bir iş var ama doğrusunu isterseniz ben çözemedim.

Çözen olursa bana bildirsin!