Sevgili okurlarım, Türk kamuoyu, özellikle spor camiası haftalardan beri bir konunun tartışmasını yapıyor...

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki ‘Süper Kupa maçı’ nerede oynanacak?

AKP’nin yan kuruluşu olarak görev yapan Futbol Federasyonu bu konuda hiç ödün vermedi ve maçın Suudi Arabistan’da oynanacağını açıkladı.

Adı geçen iki takımımızın yönetim ve kurulları ise bu kararı reddetti.

Gerek Fenerbahçe ve gerekse Galatasaray kararlarını sağlam ve 100. yıla yakışır gerekçelerle vermişti:

“Böylesine önemli ve simgesel bir maçın Cumhuriyet’in 100. yılında başka ülkede, hele de Suudi Arabistan’da oynanması kabul edilemez. En uygunu bu maçın Samsun’da 19 Mayıs, ya da İstanbul’da Atatürk Olimpiyat stadında oynanmasıdır...”

Federasyon ise bu konuda direniyordu!

★★★

Dünkü Sabah gazetesinin spor sayfasında Federasyon’un bir açıklamasına yer verilmişti:

“TFF Süper Kupa maçının nerede oynanacağı hakkındaki tartışmalara son noktayı koydu. Açıklama şöyle:

‘Türk futbolunun ekonomisini güçlendirmek ve kulüplerimize alternatif gelir kaynakları oluşturmak üzere önemli projeler yürütmekteyiz.

Futbolumuzun marka değerini yükseltmek adına 2023 Süper Kupa maçı daha önce de açıkladığımız gibi 29 Aralık 2023 Cuma günü Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynanacaktır.

TFF’nin dışında yapılacak açıklamalara itibar edilmemesi rica olunur.”

★★★

Federasyon bu konuyu tepelerden gelen siyasi nedenlerle zorluyor...

Peki bu durumda Fenerbahçe ve Galatasaray daha önceki karşı çıkışlarını afiyetle yutup sineye mi çekecekler?

Hırsız Suudiler bu iki kulübümüze para mı verecek yoksa başka avantalar mı sağlayacak?

Marka değerleri nasıl yükselecek?

Kulüplerimiz bu maçtan ne kazanacak, kazansa bile değer mi?

Yani şu olanlardan sonra ne diyelim...

“Aslında her iki Atatürkçü kulübümüz de kalıbının adı değilmiş. Bari taraftarlarına saygı gösterselerdi” diye bağıralım mı!



Sevgili okurlarım, büyük deprem illerimizi ve ilçelerimizi geçtiğimiz şubat ayında vurmuştu. Neredeyse bir yıl olacak.

Yine kış geldi.

Çok sayıda insanımız halen konteynerlerde, çadırlarda yaşamak zorunda bırakıldı. Çoğu da göç edip gitmek zorunda kaldı.

Palavralar, masallar ve nutuklar artık kimsenin karnını doyurmuyor.

İşte size dün Almanya’dan aldığım bir e-posta.

Üzerinde hiçbir yorum yapmıyorum:

“Sayın Çölaşan, adım Yüksel Gürhan. Berlin’de otelcilik mesleğine devam eden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Türk’üm.

Malatya’da altlı üstlü iki dairede ikamet eden annem ve ablamın 6 Şubat 2023 büyük depreminden beri çektiği çilelerden bahsetmek istiyorum.

Deprem gecesi kar altında canını sokağa atan 83 yaşındaki annem (kış gecesi ayakkabısını bile alamadan çıplak ayak), 59 yaşında ablam, çocukları ve 5-8 yaşlarındaki küçük torunları ilk geceyi komşuların arabalarında ve spor salonunda geçirdiler.

AKP’liler ve Suriyelilerin pozitif ayrımcılıklarla kayırıldığı iki gecenin ardından İstanbul’daki evimize misafirimiz olarak geldiler.

Hem onların, hem de benim ailemin bu kalabalık ortamda yaşadığımız sıkıntıları anlatmayacağım.

★★★

Temmuz ayı sonunda annem ve ablamın hasarsız raporu olan evlerinin tamiratını yaptırarak onları yeniden Malatya’ya yolcu ettim.

6 şubattan sonra kesik olan doğalgaz için bir sürü borç tahakkuk etmiş. Aynı durumda tanıdığımız onlarca insan var. Daha başkaları da var mı bilmiyorum.

Belediye’ye ablamın bizzat yaptığı başvurular, CİMER’e yazdığımız mesajlar hepsi cevapsız kaldı.

Dava açmamızı önerdiler. Bu hafta başında dava da açtık.

★★★

Ama sorun şu:

Malatya’ya kış geldi ve evlerde doğalgaz yok.

Devam etmekte olan artçı depremlerin listesini Kandilli’ den alabilirsiniz.

Her deprem en az 4,3 şiddetinde ve buz gibi soğumuş olan sokaklara kaçışlar devam ediyor. Depremler konusunda siz bir şey yapamazsınız ama doğalgaz firmalarından kaynaklı olan ve iliklere kadar işleyen soğuklardan kurtulmamız için desteğinizi bekliyoruz.

Ben burada sıcak yatağımda yatarken mutlu olamıyorum. Gün boyu yorgan altında ısınmaya çalışan yaşlı annemi düşündükçe çok üzülüyorum.

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı ve ekibinden halk çok şikayetçi ama biliyoruz ki yeniden O seçilecek. Saygılarımla.”