İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, hemen her gün uluslararası çapta bir uyuşturucu baronunun yakalandığını haber veriyor.

Dün AB ve Brezilya’nın Mavi Bültenle aradığı Hırvatistanlı Christian Piliç, Beşiktaş’ta; önceki gün de Hırvatistan tarafından Kırmızı Bültenle aranan Nedad Pekrak, Üsküdar’da yakalandı.

Bu ay Avusturalya merkezi ‘Comanchero’ adlı örgütün Türkiye ayağı çökertildi.

2 Kasım’da örgüt liderleri Hakan Ayık (Reis) ve Duax Hohepa Ngakuru’nun da yer aldığı Kırmızı Bültenle aranan beş kişi yakalandı.

İki gün sonra da Kırmızı Bültenle aranan Maximilan Rivkin ve Necmi Şaki gözaltına alındı ve tutuklandı.

Rivkin’in ‘Nikaloj Ankov’ adına düzenlenen Bulgar pasaportuyla Türkiye’de nasıl vatandaşlık alabildiğini geçen hafta yazmıştım.

AİLESİ BAKIYORMUŞ!

Bu operasyonda ele geçirilen Necmi Şaki, 1975’te Hollanda’da doğdu.

Kars’ın Selim ilçesinden...

Ortaokul mezunu.

Mesleğini spor hocası olarak beyan ediyor.

Bekar ve iki çocuk babası.

Hollanda’da 35 yıl, Dubai’de 4-5 yıl kaldığını ve yedi yıl önce Türkiye’de yaşamaya başladığını söylüyor.

Ümraniye’de 2019’da 500 bin sermaye ile ‘Necmi Şaki Metal Otomotiv İnşaat Gıda Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ni kurmuş.

Ancak 2019, 2020 ve 2021’de zarar gösterdi.

Hiçbir bankacılık işlemi yok.

Şaki, “Türkiye’deki ekonomik nedenlerden faaliyet yürütemedim. Uzun süredir gelirim yoktur. Ailem maddi olarak destek olur” diyor.

Gel gör ki evinde yapılan aramada, çok miktarda cep telefonu, lira, döviz, altın, Rolex marka iki saat, esrar ve uyuşturucu haplar ele geçirildi.

Şaki, iki yıldır uyuşturucu kullandığını söylüyor.

İzmir’de 2001’de Ecstasy satmaktan 6 yıl 8 ay ceza aldığını, 3 yıl 10 ay tutuklu kaldığını vurguluyor. 2004’te Ankara’da uyuşturucu suçundan işlem gördüğünü kabul ediyor.

KOD ADI: SCORPİON

Şaki’nin Hollanda ve Avustralya arasında uyuşturucu sevkiyatı yapan örgütün Hollanda lideri olduğu ileri sürülüyor.

Comanchero’nun Türkiye ayağıyla bağlantılarının bulunduğu, baronların ByLock’u sayılan Anom’da ‘Scorpion’ (Akrep) kod adıyla kurduğu ve bu lakapla tanındığı savunuluyor.

ŞAKİ, GİZLİ POLİSLE MALI TESLİM ETTİ

Şaki’nin 4 Kasım’da İstanbul Emniyeti’nde alınan ifadesinden, soruşturmanın Avusturalya merkezli olduğu anlaşılıyor.

Avustralya polisi, 21 Mayıs 2017’de Hollanda’dan 800 kilogram Ecstasy getirileceğini haber aldı.

Örgütün Avusturalya’daki lideri Hakan Arif Tavukçu’ydu.

Tavukçu, ‘Liddle Hugs’ lakabıyla biliniyor.

Hollanda’daki operasyonu ise Necmi Şaki yönetiyordu.

İkisi de Türk.

Avusturya polisi örgüte gizli bir görevli (UCO) sızdırdı. UCO, malı Hollanda’dan teslim alacak pozisyondaydı.

UCO, Amsterdam’da gizli buluşma gerçekleştirerek, bir kilogramlık numune elde etti.

Yapılan anlaşmada, Şaki’nin 800 kilogram Ecstasy’yi UCO’ya Hollanda’da minibüsle teslim etmesi kararlaştırıldı.

Teslimat 21 Mayıs 2017’de gerçekleşecekti.

UCO adrese geldi.

Görüştükleri kişi Blackberry’i UCO’ya verip “Patronla konuş” dedi.

UCO, Şaki ile temas kurdu.

Teslimat için 26 Mayıs’a gün kesildi.

Şaki, Kolejweg Raamsdonkveer’de bir adresi bildirdi, kırmızı minibüsle geleceğini söyledi.

UCO, o gün minibüsün arkasındaki 32 kutu Ecstacy’i alıp gitti.

Sevkiyatlar 29 Mayıs ve 2 Haziran 2017’de yapıldı.

UCO, 21 Haziran 2017 günü Dubai’de Tavukçu ve Şaki ile otel odasında ve restoranda görüştü.

Şaki, ifadesinde, “Kimseyle görüşme ve pazarlık yapmadım. Uyuşturucu madde teslimatı yapmadım” diyor.

TAM OLARAK 800 PARÇA

Ancak UCO ile yaptığı Blackberry yazışmaları Şaki’nin yalan söylediğini gösteriyor.

İfadesinde önüne konan yazışmalara göre 26 Mayıs’ta teslimat için uzlaşıldı.

Şaki, UCO’ya şunları yazıyor:

“Evet, anlaşma cuma saat 11’de. Sana 800 parçalık bir minibüs teslim edeceğiz değil mi? Paket tam olarak 800 parça olacak.” İkinci yazışma, 24 Mayıs’ta.

Şaki:

“Kardeşim hepsi hazır ve paket üç kez vakumlanmış. Her kutu 25 kilogramlık paket.”

UCO:

“Mükemmel. Bir veya ikisini hızlı şekilde kontrol edeceğim ve ardından Avusturalya’daki insanlara vereceğim.”

Üçüncü yazışma 25 Mayıs’ta.

Şaki teslimat için ‘Kolejweg Raamsdonkveer’ adresini veriyor.  26 Mayıs’ta teslimat gerçekleşti.

Esctasy’leri alan UCO, Moustafa İbrahim’e “İşlem tamamdır” dedi.

O da parayı Moustafa Dib ve Ahmad Ahmad’a verdi.

Şaki, Dubai’de toplantı düzenlemek ve daha fazla sevkiyat için Blackberry’i saklamasını salık verdi.

DUBAİ’DE BULUŞMA

UCO 19 Haziran 2017’de Dubai’ye geldi.

Şaki’ye “Yarın akşam yemeği için uygun musun?” diye yazdı.

Şaki ise “Marina alışveriş merkezinin yanındaki oteli biliyorsun. Yemek yiyebileceğimiz güzel bir et lokantası var” dedi.

Tavukçu da Dubai’deydi.

21 Haziran’da saat 21.30’a buluştular.

22 Haziran’da yaptıkları yazışmada Türkiye’nin de adı geçiyor.

Şaki, “Lojistik ve Türkiye hakkında konuşabileceğimiz... buluşmaya gelir misiniz?” diye sordu.

Saat 22.30’da buluştular.

Şaki, ifadesinde, Anom’u duymadığını ve kullanmadığını ileri sürdü. Hakan Ayık (Reis) ve Hasan Topal’ı (Alp Öztürk) tanımadığını iddia etti.

Bu savunması Şaki’yi kurtarmadı.

Tutuklandı.

Aranırken maden ruhsatı almış!


Chomanchero’nun liderleri 6 Kasım’da İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliğince cezaevine gönderildi.

Şüphelilerin hemen hemen tümü Avustralya’da doğan ve bu birbirini tanıyan, sonradan Türkiye’ye yerleşen Türkler.

Hakan Ayık (Reis) ifadesinde, “Çete lideri değilim” diyor.

Ayık’ın oteli ve döviz bürosu bulunuyor.

Ayık:

“İş insanıyım. Şüphelilerin birkaçı çocukluk arkadaşım. Kirada oturuyorum.”

Ayık’ın kuzeni Erkan Yusuf Doğan, altı yıldır Türkiye’de.

Alp Öztürk (eski adı Hasan Topal) 2019’dan beri Türkiye’deymiş. Spor malzemeleri satıyor. Yanında getirdiği servet için kara para iddiası var. Anom üzerinden 2021’de uyuşturucu ticaretine karıştığı savunuluyor.

Bahatdin Ferhan “Ayık ile aynı mahallede büyüdük, aynı okula  gitmiş olabiliriz” diyor. İnşaat işiyle uğraşıyor. 2019’da vergi affından yararlanmış.

Barış Tükel, 2015’te Türkiye’ye yerleşti.

Bingöl’de maden işletiyor.

“İki ruhsat aldık. Aktif olarak Bingöl’de çalışıyoruz” diyor.

Duax Hohepa Ngakuru, 2013’ten beri Türkiye’de.

“Comanchero’yu motosiklet kulübü olarak bilirim” diyor, Anom kullanmadığını iddia ediyor. Ayık için “Çocukluktan ve okuldan tanırım” diyor.

Tavukçu, 10 yıldır Türkiye’de.

Bir gayrimenkul şirketinin ve elektrikli araç pili üreten fabrikanın ortağı.

Comanchero iddiasına ilişkin “Bir iki arkadaş o grubun içinde. Onlarla aynı okula gittik, aynı okulda okuduk” diyor.

Ayık’ı Avustralya’dan tanıdığını belirterek, “Aynı okulda okuduk, aynı muhitte ikamet ettik. Onun abisiyim” diyor.

Lübnanlı Jimmy Avajian, eşiyle Türkiye’ye yerleşip vatandaşlık almış. Altı ay önce gayrimenkullerine, araçlarına ve banka hesaplarına el konmuş.

Maximilian Rivkin ise şunları söylüyor:

“Türkiye dışında başka bir ülkede yaşamak hayatım için tehlike olacaktır.”

Bu ifadeler baronların Türkiye’yi sığınak olarak gördüklerini gösteriyor.

Peker: Türkiye’ye dönme düşüncem yok


Gazeteci Talat Atila, Sedat Peker’in iki ay içerisinde öne sürdü.

İddiayı yakın çevresi üzerinden Peker’e sordum.

Peker, Birleşik Arap Emirlikleri’nin uyguladığı yasaktan ötürü bir buçuk yıldır sürdürdüğü suskunluğunu bozarak, yanıt gönderdi.

Peker’in yanıtına geçmeden önce şu bilgiyi vereyim.

Meğer BAE’de üniversite okumaya başlamış.

Ancak güvenlik gerekçesiyle üniversitenin adını belirtmediler.

Peker, dönmeyeceğini belirterek, şöyle diyor:

“Anlattığım birçok konunun son operasyonlarla doğruluğu kanıtlanıyor olsa da, çok istesem de şu an için Türkiye’ye dönmek gibi bir düşüncem yok. Abu Dabi’de yaşadığım aile hayatı ruh dünyama iyi geldi. Ayrıca üniversiteyi tamamlamadan dönmeyi düşünmüyorum. Bu tip haberlerin hangi sebeple çıktığını anlayabilmiş değilim. Gerilimlerle dolu yaşadığımız üç sene çocuklarımı da ailemi de çok yordu. Yeni bir maceraya gerek görmüyorum.”