Ergenekon Davası karar duruşmasının görüldüğü 5 Ağustos 2013 günü Silivri F Tipi Cezaevi’ndeki duruşma salonundaydım.

İçeride mahşeri bir kalabalık vardı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese ve heyeti kararı açıklamak üzere yerine geçti.

Özese, Fetullahçıların ‘Nemrut Mustafa’sıydı.

Ergenekon sanıklarına kinle bilenmişti.

Kibirli, ceberrut ve meymenetsizdi.

Başını karar tutanağından kaldırmadan, talimatlandırılmış bir robot gibi, Pensilvanya’dan onaylanan cezaları okudu. Takılmış plaktan farkı yoktu:

“Neticeten müebbetine...”

Salonun “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganıyla inlediğini; eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, hakkındaki hükmü duyunca salonu terk ettiğini hatırlıyorum.

‘CEMAAT BAĞLANTISI VAR’‘

Özese, 17-25 Aralık’tan sonra İstanbul’dan Sakarya’ya sürüldü.

15 Temmuz’dan bir gün sonra gözaltına alındı.

Tutuklanarak, Bolu F Tipi’ne kondu.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde TBMM’yi ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs ile FETÖ üyeliğinden yargılandı.

Bu davada, tanık olarak dinlenen eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, Özese için şunları söyledi:

“17-25 Aralık’tan sonra bakanlıkta çalışma yapıldı. O çalışmada Hasan Hüseyin beyle ilgili ‘Cemaat bağlantısı var’ diye bilgi getirildiği için başka yere tayin ettik.”

Okur, Ergenekon Davası’nı  eleştirerek, “Yargılama ile ilgili ciddi endişelerimiz vardı. Normal usulün uygulanmadığına, usulün dışına çıkıldığına inanıyordum” dedi.

10 YIL CEZA

Bu yargılama 2019 yılında bitti.

Özese’nin FETÖ üyesi olduğuna hükmedildi.

Karardan:

“FETÖ hiyerarşik yapısı içerisinde yer alıp verilecek görevleri yerine getirmeye hazır olmak üzere kendi iradesini örgütün iradesine terk ettiği, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girdiği, örgüt üyesi sıfatına haiz olduğu...”

Özese’ye örgüt üyeliği suçundan 10 yıl hapis cezası verildi.

ÜÇ AY ARAYLA İKİ KANAAT

Usule göre Özese’nin infaz süresi 14 Temmuz 2026’da bitiyor.

Koşullu salıverilme tarihi ise 13 Ocak 2024.

Özese, koşullu salıverme tarihine bir yıl kala denetimli serbestlikten yararlanmak için Bolu F Tipi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı’na başvurdu.

İfadesinde, suçlamaları reddetti.

Şöyle dedi:

“FETÖ terör örgütüyle ilgim bulunmamaktadır. FETÖ eli kanlı terör örgütüdür. 15 Temmuz kanlı ve canice bir darbe teşebbüsüdür. FETÖ’cü ve darbecilere lanet okuyorum.”

İdare ve Gözlem Kurulu, Özese’ye inanmadı.

“Yapılan mülakatta basmakalıp ve ezber söylemler kullandığı” görüşüne vardı.

Özese’nin “Örgütle irtibat ve iltisakının koptuğuna, salıverilme sonrası örgütsel bilinçle hareket etmeyeceğine dair kesin kanaate varılamamıştır” denildi.

7 Nisan’da toplanan kurul, Özese’nin denetimli serbestlikle cezasının infaz edilmemesi uygun bulunmadı.

Özese, yasa gereği üç ay sonra, 12 Temmuz’da bir daha başvurdu.

İfadesinden:

“İsmimin hain FETÖ örgütüyle anılmasını istemiyorum. FETÖ terör örgütünün amaçlarını asla kabul etmiyorum ve lanetliyorum.”

Üç ay önce Özese’nin FETÖ ile irtibat ve iltisakını koparmadığını düşünen kurul, nasıl oluyorsa bu kez, üstelik oy birliğiyle “Terör örgütüyle bağını devam ettirdiğine dair kesin somut bilgi ve belgeye rastlanılmadığından terör örgütünden ayrıldığına dair samimiyetinin tasdikine” karar verdi.

YA KAÇARSA?

Özese, kurul kararı üzerine 27 Temmuz’da cezaevinden tahliye edildi.

1 Ağustos’ta denetimli serbestlik için başvurdu.

Özese’ye yükümlülük konmadı.

Koşullu salıverme tarihine dek suç işlememesi için uyarıldı, o kadar!

Oysa Özese’nin iki davası daha var.

En önemlisi, Ergenekon Davası’ndaki görevi sırasında işlediği suçlardan ötürü 12 FETÖ’cü hakim ve sacıyla birlikte yargılandığı Yargıtay 8. Ceza Dairesi’ndeki dava.

Avukat Hüseyin Ersöz, bu davada Özese hakkında bir tedbir olmadığını söylüyor.

Avukat Zeynep Küçük, Özese’nin kaçma ihtimalinin olduğunu savunuyor. Küçük, bu yargılamada, Savcı Zekeriya Öz’le Hakim Sedat Sami Haşıloğlu’nun da aralarında olduğu en az beş sanığın kaçtığını hatırlatıyor. Özese için “O başka davadan tutukluydu. Kaçamadan yakalanmıştı. Yoksa kaçardı” diyor.

Küçük, tedbir konsa da işe yaramayacağını düşünüyor.

“Tedbir konan bir hakim Meriç’te yakalanmıştı. Ciğer yemeye geldim” demişti diye anlatıyor gülerek...

Özese, ayrıca Bakırköy 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde terör örgütü üyeliğinden yargılanıyor.

Ergenekon Davası’nda karar duruşmasının üzerinden tam sekiz yıl geçti.

Özese, kararın yıldönümünde ‘özgürlüğüne’ kavuşurken...

FETÖ’nün açtığı 28 Şubat Davası’nda, yaşları 80’nin üzerinde olan beş emekli komutan içeride yatıyor. Gezi Parkı Davası’nda ise işadamı Osman Kavala ve yedi yurtsever dört duvar arasında gün sayıyor.

FETÖ ile mücadele eden gazeteci Merdan Yanardağ, cezaevinde bir ayını doldurdu.

Barış Pehlivan, valizini hazırlıyor.

Sen misin Mardin Valisi’ne altyapıyı soran!


14 Mayıs’taki genel seçimden iki hafta önceydi.

Mardin Valisi ve kayyum belediye başkanı Mahmut Demirtaş, beraberinde Midyat kaymakamı ve AK Parti milletvekili adaylarıyla 28 Nisan’da Ortaca köyüne geldi.

Midyat’a bağlı bu köy 250 hane ve 1250 nüfustan oluşuyor.

Köy halkı koruculuk yapıyor.

PKK ile girdikleri mücadelede 29 şehit vermişler.

Üç dönemdir muhtarlık yapan Edip Aslan’ın iki amcası ve iki kuzeni de şehit...

Neyse, ziyarete dönelim.

Vali Demirtaş, toplanan köylülere “Size Cumhurbaşkanımızın selamını getirdim” dedi.

Muhtar Aslan, ziyareti anons ettikleri halde köylünün katılmadığını belirterek, “Neden gelmediklerini siz düşünün” dedi ve alt yapı sorununun halledilmediğini belirtti.

Tutulan tutanağa göre Aslan, şunları söyledi:

“Şimdiye kadar neredeydiniz? Seçime 15 gün kala mı aklınıza geldik. Köyün altyapısıyla ilgili birşey yapmadınız. Başka köylerin altyapılarını yaptınız.”

Vali Demirtaş, yol yapımından söz etti.

Aslan, şöyle karşılık verdi:

“Vali bey, ben size yolla ilgili soru sormadım. Yollarla ilgili bir sıkıntı yok. Altyapıyla ilgili açıklama bekliyorum.”

Öfkelenen Demirtaş, “Karşında vali var. Biraz saygılı olur musun? Üslubunu düzeltir misin” dedi.

Valinin kendisine, "Terbiyesiz" dediğini savunan Aslan, “Vali olmuşsun da ne olmuş? Terbiyesizlik yapıyorsunuz. Vali iseniz rütbenizle konuşamazsınız benimle” diye yanıt verdi.

Birinci Aza Halil İş de “HDP’li köylere hizmet gidiyor, bizim köy 29 şehit verdi, bize niye hizmet gelmiyor” dedi.

Tartışma üzerine Vali, köyü terk etti.

Seçimden hemen sonra Aslan ve İş, açığa alındı.

2 Ağustos’ta soruşturma izni verildi.

Ancak Mardin Kaymakamlığının ön inceleme evrakında hangi suçu işledikleri tam olarak belli değil.

Muhtar ve azanın ‘suçu’ şöyle:

“Asli görevlerinin düzeni sağlamak olmasına rağmen mahallenin alt yapısının yapılmadığını ve hizmet götürülmediğini bahane ederek, vatandaşı vali ve beraberindeki heyete karşı galeyana getirmeye, vatandaşların huzurunda devletin ve devlet organlarının saygınlığını değersizleştirmeye, işlevlerini yerine getirmelerini engellemeye, vatandaşın devlet kurumlarına olan güvenlerini bilinçli olarak zedelemeye çalıştıkları anlaşılmıştır.”