KIZILAY Başkanı Kerem Kınık’a istifa çağrısında bulunan son AK Partili, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca oldu.

Koca, önceki akşam Üsküdar’da gençlerin sorusu üzerine “Bir vatandaşımızın bile kan vermesini etkileyecek algıya sebep olabiliyorsak orada durmamalıyız” dedi.

Sizce Kerem Kınık ne yaptı?

Daha öncekilerde ne yaptıysa aynısını...

Orada durdu!

Bugüne kadar iktidar katından Kınık’a “Yetti” diyenlerin sıralı tam listesi şöyle: TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, eski Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Bingöl Milletvekili Cevdet Yılmaz...

Ancak Kınık, ‘göklerden gelen bir karar’ ile bu göreve atanmış olmalı ki AK Partili üst düzey yetkililerin “İstifa et” çağrılarına rağmen koltuktan kalkmıyor.

Kızılay, hemen her gün kan ve itibar kaybediyor. Kurumun yaşadığı yıkımın son örneklerinden biri, özel hastanelerin Kızılay’dan temin ettikleri kanları yasaya aykırı şekilde hastalara satıyor olmaları.

Neyse ki...

Bu kez suç üstü yakalandılar.

Alper Serkan Soytürk, kaybettiği babası Mehmet Soytürk için istenen kan parasını yargıya taşıdı.


Kan parası

Mehmet Soytürk, tam üç yıl önce 88’inci yaşını geride bırakırken, lösemiye yakalandı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı Özel Medicana Çamlıca Hastanesi Hematoloji bölümünde tedavi görmeye başladı.

Kan takviyesi yapıldı.

Sağlık Uygulama Tebliği’ne göre Kızılay, gönderdiği kanların torba ve taşınma gibi maliyetleri için fatura gönderiyor. Bu para SGK tarafından hastaneye ödeniyor. Hastadan kan parası alınmaması gerekiyor.

Oğul Alper Serkan Soytürk’ün önüne kabarık bir fatura konuldu.

Soytürk, “Bu nedir?” diye sordu.

“Kan parası” dediler.

Hastane hem SGK’dan hem hastadan kan parası alıyordu.

Soytürk, itiraz ettiğini vurguluyor:

“Kandan para alınması yasaktır. Ağır bir suçtur. Doku ve organ ticaretine girer. ‘Yasak olduğunu bilmiyor musunuz’ dedim.‘Paket program’ dediler. Neyin paketi? Kan parası bu.”

Soytürk, 27 ayda 470 bin TL kan parası ödediğini ileri sürüyor. Bu iddiasını faturalarla belgeliyor. Faturada, ‘kan ürünü’ yazıyor. Hatta Soytürk, faturada yazılandan yüksek ödediğini savunuyor.

Kızılay’a: Suç ortağısınız

Baba Mehmet Soytürk, 20 Aralık 2022’de COVID’e yakalanınca Medicana Çamlıca Hastanesi’nden çıkarıldı ve başka hastaneye yatırıldı. 15 Ocak’ta COVID’ten hayatını kaybetti.

Alper Serkan Soytürk, babasını defnettikten sonra ilk iş olarak Kızılay’ı aradığını ifade ediyor.

Soytürk:

“Kan parayla satılıyor’ dedim. ‘Biliyoruz, şikayet geliyor ama müdahale yetkimiz yok’ dediler. ‘Kızılay’a vatandaşların gönüllü verdiği kanlar hastanede parayla satılamaz’ diye kamu spotu yayınlayın. Suç ortağısınız’ dedim.”

Soytürk, bu kadarla
bırakmadı.

5 Şubat’ta Sağlık Bakanlığı ve Özel Medicana’ya ihtarname çekti ve babasının lösemi tedavisinin yarıda kesilerek, ölüme terk edildiğini savundu. Ayrıca kan parası alındığını ifade etti. “Kan tacirliği yapıldığı ortadadır” dedi.

15 Şubat’ta Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne...

22 Şubat’ta SGK’ya ihbarda bulundu.

27 Şubat’ta İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda kan tacirliği, hastayı ölüme terk, vergi kaçakçılığı ve diğer suçlardan şikayetçi oldu.

MEDİCANA CEZA ALMIŞ

Bu arada, Soytürk’ün şikayeti üzerine 2021’de SGK tarafından inceleme yapıldığı, Özel Medicana Çamlıca’nın hasta yakınlarından tahsil ettiği ücretin uygunsuz bulunduğu ve ücret iade edilmediği için ceza kesildiği ortaya çıktı.

Medicana, iddialara ilişkin şu savunmayı yaptı:

“İşlemler için hasta onamı alınmış ve bilgilendirme yapılmıştır. Ücretlendirmeye ilişkin ise hastamızın birden fazla hastalık sahip olması nedeniyle çeşitli branşlarda sağlık hizmeti aldığı ve buna göre ek ücretin alındığı, bir kısım alanlarda ücret alınmadığı tespit edilmiştir.”

Medicana, kandan para aldıkları suçlamalarına yanıt vermiyor.

“Aldıysak, hastanın oluruyla aldık” diyor.

455 bin TL geri ödendi

Soytürk Ailesi’nin başından geçen skandalı 1 Mart’ta gündeme getirdim.

23 Mart’ta CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz soru önergesi verildi.

Soytürk, elindeki 470 bin TL’lik faturaları SGK’ya teslim etti.

SGK, yaptığı incelemede, Soytürk’ten yalnızca kan için 453.073 TL alındığını tespit etti.

Medicana’dan savunma istendi.

Mecidana, 27 Nisan’da Soytürk’ü arayarak “İadeyi yapacağız” diye bildirimde bulundu. Soytürk, reddetti. Bunun üzerine Soytürk’ün izni olmaksızın hesabına 455.555 TL yatırıldı.

Soytürk, hastanenin beş katı cezayı ödememek için parayı iade ettiğini belirterek, “Böyle soygun duydunuz mu?” diye soruyor. Soytürk, SGK ile anlaşmalı birçok özel hastanenin kandan ek ücret aldığını, Medicana’nın tek olmadığını savunuyor.

Soytürk, şöyle diyor:

“Her gün Kızılay’ı arıyorum. ‘Neden kamu spotu yayınlamıyorsunuz’ diyorum. Niye önlem almıyorsunuz? Göz yumuyorsunuz!”

Sırtını Erdoğan’a dayadı

Neden mi göz yumuyor?

Kızılay, Kınık’ın iş başına geldiği günden beri ‘vergiden kaçınan’ şirketlerin para aktarma aracı olmakla ve ticaretle meşgul.

İki yıl önce Başkent Gaz’ın ABD’deki Türken Vakfı’na yaptığı sekiz milyon dolarlık bağışa aracılık etmekle...

6 Şubat Depremi’nde çadır satmakla...

İsteyene konserve ve ikinci el eşya pazarlamakla uğraşıyor.

Belki kan satmıyor.

Fakat bağışlanan kana sahip çıkmıyor.

Özel hastanelerin Mehmet Soytürk gibi binlerce hastadan yasa dışı şekilde kan parası aldığını bildiği halde bu soyguna müdahale etmiyor.

Kınık, yol açtığı bütün bu yıkıma rağmen istifayı düşünmüyor.

Cumhurbaşkanı “Kal” demiş ve sırtını Beştepe’ye dayamış olmalı ki bakanların istifa çağrılarına aldırış etmiyor.