Türkiye’nin en büyük tarikat holdingine dönüşen Menzil, şeyhleri Abdulbaki Erol’un ölümüyle Fetret Devri’ne girdi.

Her tarikat ve cemaat bir holdinge, her şeyh ailesi bir CEO’ya dönüştüğü için Abdulbaki Erol’un üç evladı henüz babalarının cenazesi bile kalkmadan birbirleriyle kavgaya tutuştu. Bu kavga, Menzil’in servetini ve varlığını yönetebilmek için veriliyor.

Muhammed Saki


ÜÇ OĞLUNU HALİFE YAPTI

Abdulbaki Erol’un beş erkek çocuğundan üçü; en büyük oğlu Muhammed Saki, ortancası Muhammed Fettah ve küçükleri Seyyid Mübarek babaları yaşarken halifelik ünvânı aldı.

Seyyid Mübarek


Üç halifeden Muhammed Saki, Menzil’in dışa dönük ve görünen yüzüydü. Babasının yokluğunda ibadeti o idare ediyor, gazetecilerle görüşülecekse soruları o yanıtlıyordu.

Seyyid Mübarek ise Menzil’e bağlı kuruluşların çatı örgütü olan Semerkand Vakfı’nı, tarikatın yayın kuruluşu olan Semerkand TV’yi ve şirketleri yönetiyordu.

3 halifeden hiçbiri, babalarının ölümünden sonra Menzil’den ayrılarak, kol olmak istemedi.

Muhammed Fettah


Eğer iki halifeden biri diğer kardeşlerine biat etseydi Menzil’de iktidar kavgası çıkmayacaktı.

Varılan anlaşma gereği üç kardeşe Menzil’de bir cami tahsis edildi. Müritlerin diledikleri kardeşi şeyh kabul edip ona bağlanabilecekleri ve rabıta yapabilecekleri kararlaştırıldı. Üç kardeşin aynı anda şeyh olduğu üçlü bir yapı kuruldu.

Tasavvuf tarihinde böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyor.

SEMERKAND,
MÜBAREK’E BİAT ETTİ


Seyyid Mübarek’e bağlı Semerkand Vakfı, Semerkand TV ve şirketler üç şeyhli formülü kabul etmedi. Bu grup tarikata bağlı tekke ve medreselerin Seyyid Mübarek’e bağlanmasında ısrarcı oldu.

Oysa Muhammed Saki’nin müridlerine göre Semarkand Vakfın’ın kurucusu kendi şeyhleriydi. Müritler Muhammed Saki’nin, babasının isteği üzerine bu vakfı kardeşine bıraktığını iddia ediyor.

MENZİL BÖLÜNDÜ

Şeyh Muhammed Saki ve müridlerinin Seyyid Mübarek liderliğindeki Semarkand Vakfı ile tüm bağları bu gerginlik üzerine koptu.

Muhammed Saki, ‘Serhendî’ adı altında yeni bir vakıf ve ‘Dehlevî’ adlı yeni bir yayınevi kurdu. Vakfın başına oğlu Seyyid Yakup’u getirdi. Muhammed Saki, kendisinin bundan evvel mevcut olan vakıf ve yayınevleri ile hiçbir alâkası olmadığını açıkladı.

SAKİ’DEN DARBE

Ayrıca Muhammed Saki, babasının ölümüyle vekillerinin, yani atadığı temsilcilerinin görevlerinin düştüğünü duyurdu.

Tarikat ritüellerine göre, vekillerin katılım töreni yapma ehliyetine (tövbe verme) kavuşması için yeniden bir halifeye biat edip vekâletlerini tazelemesi gerektiğini şart koştu. Bu da tarikat çevrelerinde darbe diye yorumlanıyor.

Menzil müritlerinin çoğunluğu Muhammed Saki’ye biat etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saki’yi arayarak, başsağlığı diledi. Bu telefon, Saki’nin müridlerince şeyhliğin tanınması olarak yorumlanıp memnuniyetle karşılandı.

SOFİ’NİN DÜNYASI

Menzil geçmişte bir bölünme daha yaşamıştı. Abdülbaki Erol’un yeğeni Fevzettin Erol, amcasından ayrılarak, kendi Menzil’ini Eskişehir’e taşımıştı. Adıyaman Kahta’ya bağlı Menzil köyünde kurulan Semerkand hanedanına karşılık Eskişehir’in Sivrihisar ilçesinde Buhara hanedanını kurmuştu.

Şimdi dünden farklı olarak, Menzil’in otoritesini elinde tutan ve aynı köyde yaşayan üç kardeş ayrışıyor.

Bu ayrılık Menzil’in biriktirdiği servetin, mülkün ve kadroların bölüşülmesini getirecek.

Menzil’de, ahiret saadeti için çekilen çile değil, şeyh ailesinin dünyada kurduğu cennetin paylaşım kavgası var.

Bu kavgada, sofilerin payına bir tas bulgur çorbası ya düşer ya düşmez.