Tarih 13 Eylül 2022... Erdoğan ve zamanın Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum çıktı, “Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sosyal Konut Projesi” dedikleri “İlk Evim, İlk İşyerim” kampanyasını büyük bir törenle açıkladı.

Tam bir yıl bir ay önce... Geçen yılın ekim sonuna kadar alınan başvurulara 8 milyon kişinin 500’er TL başvuru bedeli ödeyerek kaydolduğu açıklandı.

★★★

Dönemin Bakanı Kurum, 8 milyon başvurudan 5 milyon 100 bininin geçerli kabul edildiğini açıkladı. Başvuru parası olarak, az buz değil, 4 milyar TL toplandı.

Milyonlarca dar gelirli evsizin yanı sıra 550 bin emekli, 2 milyon 300 bin genç, 256 bin engelli vatandaş, 6.500 şehit ve gazi yakınının başvurduğu açıklandı.



★★★

Kampanya kapsamında kendi evini yapacaklar için 1 milyon parsel arsa için “tapular aralık sonunda teslim edilmeye başlanacak iki yılda herkes tapusunu alacak” vaadiyle 10 Ekim-7 Kasım 2022 arasında yine 500’er TL başvuru parasıyla 1 milyon kişi kayıt yaptırdı.

Kuraya katılma hakkı kazandı. Müstakil parseller 192 bin 500 TL’den ve aylık 1.600 TL taksitle satılacaktı.

★★★

Kuraların çekimi bu yılın mart ayı sonunda tamamlanacaktı. Jet Fadıl olsa anlarım ama koskoca devlet... Güveneceksin tabii... Dediyse yapacaktır, değil mi? Yaklaşık bir yıl geçmesine karşılık, 1 milyon parsel arsanın akıbeti meçhul... Ne yapacaksın? Devleti devlete mi şikayet edeceksin? Nerede olduğu bile belli değil... Aralık ayına yetişir mi dersin?

★★★

O dönemde daha 2019’da çekilen kuralarda çıkanlara Tuzla’daki TOKİ evlerinin teslim edilmediği ortada iken, geçen yıl başlatılan kampanyada 4 yılda 500 bin konut inşa edileceği vaat ediliyordu.

İlan edilen kampanyanın sırf seçim uğruna ne kadar plansız-programsız ve yalan dolan hazırlanıp ortalığa sürüldüğü apaçık ortada... Devlete bile nasıl güveneceksin ki bu saatten sonra?

Türkiye’nin şekeri düştü!


Yılbaşından beri demiyorum, sadece seçimin bittiği tarihten bu yana 4 ayda şekere 6 kez zam yapıldı. Bildiğin en iyi yatırım aracı... Bütün finansal enstrümanları solladı...

“Vay arkadaş üreticisi parayı koyacak yer bulamaz valla” diyeceksiniz ama o iş öyle olmadı. İktidar, 2023 şeker pancarı alım fiyatında yüzde 27 artış yaparak pancar üreticisini fena salladı.

“Ben mi üret dedim sana” demediği kaldı.



★★★

Yalan yanlış resmi enflasyonun yüzde 61.5 olduğu, mazotun 4 ayda yüzde 100, gübrenin bir yılda yüzde 200 zamlandığı bir ortamda pancar üreticisine yüzde 27 artış ile 2022’de tonu 1.450 TL olan alım fiyatının yüzde 27 artışla ton başına 1.855 TL açıklanması “ekim yapma” demek.

Ya ithal ederiz ya da tatlandırıcı kullanıp milleti kanser ederiz. Çaresiz...

Nitekim gıda fiyatları Türkiye’de 36 aydan bu yana kesintisiz şekilde yükseliyor. Kıtlık olsa bu kadar olur yani... Çölde mi yaşıyoruz sahi?

Oysa Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü küresel gıda fiyatlarının iki yılın en dip noktasına indiğini açıkladı. Dünya Gıda Fiyat Endeksi yüzde 12 düşerken, TÜİK’in son açıkladığı eylül rakamlarıyla Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 75’e yükseldi.

★★★

Tabii açıklanan yüzde 75 gerçek ise öp başına koy. Antalya Ticaret Borsası Hal Endeksi eylül ayı gerçekleşme rakamları, meyve fiyatlarındaki yıllık artışın yüzde 199.3’e, sebze fiyatlarında ise yüzde 81.74’e ulaştığını söylüyor bize...

Üreten mağdur, tüketen mağdur... Kim kazanıyor bu işte?

Filistin aşkı!


Filistin dediğimiz ülkeyi büyüteç altına alalım. Önce bayrağına bakalım.

Bayrağındaki üç dikey şerit Abbasi, Emevi ve Fatimi hilafetlerini simgeler... Kırmızı üçgen ise Arapların Türklere karşı gerçekleştirdiği isyanın ve akıtılan kanların sembolüdür. Adamlar açık açık Türk düşmanı... Elinde tuzlukla koşa koşa sözde ermeni soykırımını tanıdı...

Türkiye’nin terör tehdidini ortadan kaldırmak için Suriye’nin kuzeyine başlattığı operasyonu kınadı... Libya ile yaptığımız anlaşmaya karşı çıktığı gibi bir de diğer cephede yer aldı.



★★★

Birleşmiş Milletler’de tek bir kez lehimize oy kullanmadı.

Ortaklık teklif etmemize karşın Doğu Akdeniz doğalgazları için Kıbrıs Rum Kesimi ve Yunanistan ile anlaşma imzaladı.

Suudilerin bile umurunda olmadı... Sahi nedir bizdeki bu Filistin aşkı? Başka derdimiz kalmadı mı?