Uluslararası Şeffaflık Örgütü, 1995 yılından bu yana her yıl Yolsuzluk Algı Endeksi başlıklı bir rapor yayımlıyor.

Uzmanlar ve iş insanlarının görüşlerine dayanarak 180 ülkeyi kamu sektöründe algılanan yolsuzluk düzeylerine göre sıralıyor. Toplamda 13 bağımsız veri kaynağına dayanan endekste yolsuzluk derecelendiriliyor.

★★★

Türkiye felaket durumda bu raporda... Araştırmada 180 ülke arasında 101’inci sırada yer alan Türkiye, 2013’ten bu yana 48 basamak geriledi. Kolombiya, Etiyopya, Tanzanya gibi ülkelerden beter hale geldi.

Sürpriz mi? Tarih 9 Ekim 2022... Erdoğan, “Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir Türkiye’yi biz hallederiz” dedi...

Nedir meali? Halihazırda ülkede yolsuzluğun ve rüşvetin yarattığı bir yoksulluğun yaşandığını kabul ediyor ve bununla mücadele edeceğini söylüyor. Var mı daha ötesi?

★★★

Gidip de Uluslararası Şeffaflık Örgütü, “Türkiye yolsuzluğun patladığı bir ülke” deyince işler ayyuka çıkmıyor. Her şey zaten ortada, nedense kimse iplemiyor!

Sedat Peker çıktı, muhalefetin 20 yıldır yapamadığını bir tripod bir kamera ile yaptı. Kendisinin “mafya babası” olarak anılması, söylediklerinin doğruluğunu değiştirir mi?

★★★

Geçtim savcıların dava açmamasına... Araştırmaya bile konu olmaması ilginç değil mi? Bırakın anlatmayı, çatır çatır sebebini, sonucunu, kişileri, olayları, saatini, yerini, miktarını, kanıtını... Hepsini açıkladı.

Salağa izah eder gibi teker teker anlattı. Kıymetli arazilere çökmeleri, rantlarını yemeleri, para aklanmaları, malları gasp etmeleri, istenilen rüşvetleri, uyuşturucu tacirlerini, satılık gazetecileri...

Yetmedi, para baronlarının vatandaşlık almasından, kaçak teröristlerin işyeri açmasına kadar...  Bir baktık hepsi doğru... Ne oldu? Unutturuldu!

“Daha da anlatacaklarım var turpun büyüğü heybede” dedi. Baskıyla susturuldu.

Muhalefetten destek istedi. Bu kadar aciz olduklarını bilemezdi tabii... Bekliyoruz. Akılları başlarına gelir belki!

★★★

Aslında Sedat Peker’in yüzümüze çarptığı bizim erozyona uğramış ahlakımızın, içler acısı hukuk anlayışımızın gidişatı... İtirazı olan var mı?

Biri sokakta parasını, telefonunu çalsa ortalığı birbirine katar hemen karakola koşar... Kendisine dokunmadığını sanıyorsa “çalıyor ama çalışıyor” der önünü ilikler, kulağının üzerine yatar.

★★★

Oysa bir ülkede yolsuzluk çok ciddi boyutlara ulaşmışsa yoksulluk kaçınılmazdır. Fakir ülkelere bakın hemen hepsinin yöneticileri yolsuzluğa bulaşmıştır.

Millet kendi derdinde... Düşünmüyor ki “biz nasıl bu hale düştük” diye... Ekonominin iyi olma ihtimali var mı bu kadar soygunun döndüğü bir ülkede?