Evet o cümleyi bulsam, yazacağım. Bir kelime. Bir deyim. Bir sözcük. Bulunduğu zaman Adanalı Dayanışması” destan yazmaya başlıyor. 105 yıl önceydi. Fransız askerleri Antep’i, Maraş’ı ve Adana’yı basıp vatana el koymuşlardı. Osmanlı’nın son padişahı, Anadolu’nun parçalanması antlaşmasının altına imzasını atmış” İngiliz gemisine binerek kaçmayı planlamıştı.

Bir dayanışma!

Bir sahiplenme!

Bir yüce duygu!

Düşman askerini Ceyhan Nehri’ne dökecek; Türkiye’nin önüne işte o zaman; yeni bir ışıklı yol” açılacaktı.

★★★

Tarih 25 Aralık 1918’di. Öğretmen Ahmet Remzi Yüreğir yanına Boğazlıyan Kaymakamı Avni Doğan’ı aldı; Adana” adlı gazeteyi çıkardı. İlk sayısında 8 sütuna; işgalci düşman askerlerine gönderme yaparak; “Eşeğin kuyruğu hâlâ elimizde” manşetini koydu.

O söz bulunmuştu:

Milli Mücadele.

İşgal kuvvetleri, “Adana” gazetesini 7’nci gününde kapattılar. Kaymakam Avni Doğan’ı sürgün ettiler. Öğretmen Ahmet Remzi Yüreğir için idam kararı çıkardılar.

Namus günüdür.

Yılmak yok.

Pısmak olmaz.

★★★

Ahmet Remzi Yüreğir Toroslara çıktı, Pozantı’da tren vagonu içinde odun isini mürekkep yaparak “Yeni Adana” adıyla gazeteyi yayımlamaya devam etti. Yeni Adana Kuvay-ı Milliye yani milli direniş kuvvetleri haberleşmesinin ayrılmaz bir parçası” oldu. İşgalcinin topuna tüfeğine karşı yazıyı, onuru, direnmeyi, dayanışmayı, fazileti mermi yaptı. Düşmana ateş etti. Kuvay-ı Milliye’nin ilk adımı Çukurova’da Dörtyol’da Fransızlara karşı atıldı. Türkiye’nin yeni ışıklı yolunun açılmasında Yeni Adana bir isimsiz nefer oldu.

★★★

Milli Mücadele kazanılınca Yeni Adana, Türkiye’nin ileri demokrasiye geçmesini yayın çizgisinin ana omurgası yaptı. Benim görüşüme göre Yeni Adana, padişahın fermanıyla göçerliği bırakıp pamuk tarlalarında ırgatlığa zorlanan Yörük ve Türkmenlerin sesi olup; “Ferman padişahın dağlar bizimdir” diyen Dadaloğlu’nun haksızlığa baş kaldırışını kendine örnek aldı. Pamuk tarlalarında ırgatların, çırçır, iplik, dokuma fabrikalarında emekçilerin, buğday tarlalarında çiftçilerin, şehirde, ilçede öğretmenin, namuslu memurun, hak bilir esnafın, şehirde temiz toplumun sesi Yeni Adana oldu.

★★★

105 yıldır her gün çok sayıda muhabir, röportaj, hikaye, roman, senaryo, oyun, makale yazarı Yeni Adana’nın sayfalarından topluma seslendiler. Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Ceyhun Can, Demirtaş Ceyhun, Muzaffer İzgü, Recep Bilginer, Taha Toros, Özdemir İnce, Arif Keskiner gibi yüzlerce yazar,  Erol Büyükburç, Suna Kan, Mustafa Sağyaşar, Haluk Levent gibi yüzlerce ses sanatçısı, Yılmaz Güney, Menderes Samancılar, Şener Şen gibi yüzlerce sinema sanatçısı, Füzeci Selami, Kartal Yaşar, Fatih Terim gibi onlarca futbol adamı Adana’dan çıkıp ünlenirken bu isimlerin hemen tamamı Yeni Adana’nın öncülük ettiği Cumhuriyet’in ışıklarıyla var oldular. Çırçır fabrikasında hamal Hacı Ömer’in Sabancı Holding’i, Kadir Has ile de Akbank’ı kurmasında, Mehmet Karamehmet’in Çukurova Grubu’nu dünya markası yaratacak kertede yükseltmesinde, demiryolu emekçilerinin kurduğu futbol takımı Adana Demirspor’un bugün “Mavi Şimşekler” olup Avrupa futbol kupalarında yarışacak bir yer bulmasında Yeni Adana Gazetesi’nin de gizli açık, belli belirsiz yazı emeği mutlaka vardır.

★★★

Adanalı büyük yazar Orhan Kemal’in Milli Mensucat Fabrikası kapısında bekçilik yapan Bekçi Murtaza” yı gözlemleyerek yazdığı ve “otorite ile doğruluk kavramı arasında sıkışıp kalmayı” anlattığı romanından yine Adanalı büyük sinema yönetmeni Ali Özgentürk’ün çektiği “Bekçi Murtaza” filminin (baş aktörü Müjdat Gezen) Venedik Film Festivali’nde birincilik almalarında da Yeni Adana Gazetesi’nin namusluca savunduğu Cumhuriyet ikliminin izleri vardır. Yazarın kendinden bahsetmesi ayıptır, beni bağışlayın: Ben ilkokul beşinci sınıfa giderken Adana’nın işçi mahallesi Sinanpaşa’da tüm yoksul aile çocukları gibi saat 00.04’te uyanır Yeni Adana matbaasına gider 100 adet gazete alır, “yazıyor yazıyor...” diye bağırarak; Bossa fabrikası önünde ve tamirhaneciler çarşısında satar günde 35 kuruş kazanarak getirip aile bütçesine katkı yapsın diye anneme verirdim.

Özetle:

Yeni Adana.

105 yıl yazdı.

Önceki gün, birinci sayfasından 8 sütuna BİR DÖNEM BİTİYOR” manşeti atarak yayın hayatına son verdi. Gazetenin yaşaması için yıllardır büyük zorlukları göğüsleyen başyazarı Çetin Remzi Yüreğir, “gazetemizin maddi ve manevi olarak yayını sürdürme çabasının mümkün olmadığını görmekteyiz” diye yazdı.

Yeni Adana kapandı.

★★★

Adanalı yüreğine seslenecek bir cümle, bir söz, bir kelime arıyorum: Gardaş bir el ver!

Bir sahiplenme.

Bir yaşatma duygusu.

Adana’dan yürekten bir halk desteği, temiz bir dayanışma yükselsin. Yeni Adana Gazetesi yaşamaya, yazmaya, ışıklı yolun yolcusu olmaya devam etsin. Bugünkü Adana’nın Adana olmasında bu gazetenin emeği, göz nuru, alın teri var. Bugün Adana; fabrikaları, sanayi, ticaret, modern tarım, sebzecilik, meyvecilik, ihracat, ithalat şirketleri, bankaları, hastaneleri, esnafları, yetişmiş insan gücü, üç ayrı üniversitesi ile Türkiye ekonomisinin yarattığı milli gelir içinde yüksek bir paya sahip. Böyle bir kentin sadece kebapçıları ile berberleri ve fabrika işçileri “abone olsalar” bu gazete yaşar. Adana’daki 3 üniversitenin iletişim fakültelerindeki akademisyen hocalar ve son sınıf öğrencileri el vermeyi akıl etseler; Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hatay, Osmaniye, Diyarbakır ve diğer yakın şehirlerin haberlerini küresel habercilik boyutlarına getirip yayınlayan bir Yeni Adana Gazetesi tasarlayabilirler; üç- beş yıl içinde Türkiye’nin en çok satan gazetesi Yeni Adana olur.

★★★

AKP’nin medya havuzu vardı, CHP’nin de medya havuzu varmış. Tüküreyim ikisinin de havuzlarına. Çukurova halkı, Adana dayanışmasıyla siyasi parti, belediye parasına, holding sermayesine el açmadan Yeni Adana’ya taze yaşam, enerji desteği yaratabilir.

Gardaş bir el ver!

Yaşasın Yeni Adana!