O oldu, bu oldu, sonuç böyle oldu diye sayıp sıralamanın zamanı değil. Sandık Türkiye’nin önüne altın bir fırsat koydu ve yeniden seçime çağırdı.

Fırsat!

Tosbağa hızıyla gelir.

Tavşan hızıyla kaçar.

Son seçimde sandığın önümüze koyduğu fırsat; 21 yıldır güce güç ekleyerek yıkılmaz, devrilmez, değiştirilmez görüntüsü veren “Tek Adamın” gerçekte kaybettiğidir.

50+1’i bulamadı.

49.5’ta kaldı.

Sandığa gidip, geçerli oy kullanan her 100 vatandaştan 50.5’i, bütün güçleri elinde toplamış “ağzından çıkan her sözü kanun sayılan” tafradan bıktığını gösterdi. Seçmenin yüzde 50’den fazlası, “astığı astık, kestiği kestik” otoriteyle yol almaya devam etmenin ülke için ve gelecek için yıkım olduğunu gördü. Türkiye’nin 81 kenti var, 75 kentinde oy kaybına uğradı. Partisinin de oyları azaldı. Özetle Cumhurbaşkanı halk çoğunluğunun desteğini kaybetti.

★★★

Kaybetti, ama kazanmış gibi görünmesi  “Cumhur İttifakı partilerinin” Meclis’te milletvekili çoğunluğunu ele geçirmesinin yarattığı algı bulanıklığı ile oldu. İşte seçim sandığı, bu algı bulanıklığını silip atabilmesi için Türkiye’nin önüne altın fırsat çıkardı ve vatandaşları yeniden seçime çağırdı:

Yılmayın.

Sandığa küsmeyin.

Umutsuz olmayın.

Meclis’in çoğunluğunu ele geçirmiş Tek Adam ittifakının karşısına tarafsız olacağı sözünü veren demokrat bir Cumhurbaşkanı koyabilme fırsatını kaçırmayın. Bu fırsat kaçırılmazsa; hem Cumhurbaşkanlığı ve hem Meclis tek bir adamın elinde onun iki dudağı arasında olmaktan çıkar. Güçler ayrı ellerde toplanır. Krizlere gömülmüş ülkemizin önüne ışıklı bir kapı açılır.

★★★

Meclis!

Yanlış yaparsa.

Cumhurbaşkanı düzeltir.

Cumhurbaşkanı!

Yanlış yaparsa.

Meclis düzeltir.

Damlaya damlaya...

Mermer delinir...

Her oy bir damla...

9 gün sonra yapılacak ikinci tur seçimlerde mermeri delecek olan oylar, Meclis çoğunluğunu demokratik yoldan seçimle ele geçirmiş gücün karşısına yine demokratik yoldan Cumhurbaşkanlığı gücü koyabilir. Despotluk mermeri, damla damla oylarla delinirse bu; renkli hayaller, ileri fikirler, güzel hisler, şaşılacak buluşlar, ince hünerleri bir araya getiren altın ışıklı bir yeni demokratik adım olur.

Ortadoğu uyanır.

Bütün dünya şaşırır.

İslam ülkeleri sevinir.

Tarih yazmak diyorlar.

İşte tarih böyle yazılır.

★★★

Bugün 19 Mayıs.

Bayramınız kutlu olsun.

19 Mayıs; “düşmanın (emperyalist saldırganlığın) vatan toprağından atılıp temizlenmesi ve egemenliğin bir kişiden, bir aileden, padişahtan, halifeden alınıp, kayıtsız şartsız milletin egemenliğine verilmesi” için atılan adımın ilk günüdür. Mustafa Kemal, “1919 yılı Mayıs ayının 19. günü Samsun’a ayak bastığında Cumhuriyet devriminin başlayacağı umudunu” taşıyordu.

Halk umuda sarıldı.

Cumhuriyet kuruldu.

Umut gerçek oldu.

Ancak 21 yıl önce yüzde 36 oyla iktidarı ele geçirenler neler yaptı hatırlayın:

Güçler tek kişide toplandı.

Kuvvetler ayrımı kalktı.

Yeni bir Anayasa yazıldı.

Bu yeni anayasa, referandumla ve mühürsüz zarflarla ve “atı alan Üsküdar’ı geçti” dayatmasıyla halka da onaylatıldı. Karşı devrim oldu ve “Egemenlik tek adama” verildi. 5 gün önce 14 Mayıs’ta ise seçim sandığında son darbeyi vuracaklarını hesaplıyorlardı.

Hesap tutmadı.

Birinci turda halkın yarısını bile arkalarına alma gücü bulamadılar. Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı olmasına birinci turda oyların yüzde 50.5’u  hayır dedi ve sandığa gitmeyen de 9.5 milyon oy var.

★★★

İkinci turda; Meclis gücü ile tarafsız Cumhurbaşkanlığı gücünü ayrı ayrı ellerde toplayacak altın fırsat çıkageldi.

Delinmez mermer yoktur.

Damlanın zayıflığı vardır.