Kurtarıcı, yol gösterici, nefes aldırıcı olsun diye Maliye Bakanı görevini üstlenen Mehmet Şimşek yanına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ı da aldı. Abu Dabi’ye gitti.

Gözü kör olsun!

Dolar bizde yok.

Araplarda var.

Bizim SÖZCÜ E-Gazete’nin editörü arkadaşlar, bu deyimden yola çıkıp başlığı yazmışlar:

Halimiz harap!

Destek ver ey Arap!

Durumumuz fena!

Dolar yolla ey Batı!

Hem Arap hem batı ülkelerinin para babaları, “Türkiye’yi yolunacak kaz olarak” görmek ve bunun garantisini almak istiyorlar. İlk adım olarak da Türkiye Merkez Bankası’nın “faizi artırmasını” bekliyorlardı.

Artış yapıldı.

Yeter mi?

Buna bizim iç piyasa ile yeni açılan Finans Merkezi yöneticileri değil Arap ve Batı para sahipleri karar verecekler. İki yıl önce cumhurbaşkanının dayatmasıyla Türkiye 2 Bakan ve 2 Merkez Bankası başkanı değiştirerek, “yüksek faizciliğin başını vurmuş” bununla dünyaya ispatı da olan yeni bir ekonomik kalkınma modeli gösterileceği ilan edilmişti.

Meydan okundu.

Model tutmadı.

Bugün 2 yıl sonra yüksek faizciliğe teslim oldu, Türkiye Maliye Bakanı da yanına cumhurbaşkanı yardımcısını aldı, Arap dolar sahiplerine farkı anlatmaya gitti.

Dün:

Faiz günah.

Bugün:

Faiz sevap.

★★★

Faiz arttı.

Dolar yola çıktı mı, henüz değil. Arap ve Batılı dolar sahipleri, sıcak para gönderme borusunun kapağını açmak için yapısal reformları bekleyecek; “kaz yolunma kıvamına geldi” derlerse ve evdeki hesap tutarsa bol dolar akışı olacak. Bu akışın sonucunda Tahtakale’de, döviz büfelerinde ve bankalarda kur artışı duracağı için azgın fiyatlar (gerçekte yüzde 100 geçen enflasyon) sinecek. Bu yeni bulunmuş bir yol değil, eski IMF reçetesi.

Yenilik diye sunuluyor.

Tayyip Erdoğan’ın yönetiminde AKP iktidarı, 22 yılını doldurdu. Bunun ilk 18 yılı, “yüksek faiz- düşük kur” para politikası takip etmekle geçti ve sonuçta dış açık büyüdü, dış borç büyüdü, rezervler eritildi, kur artışı önlenemedi, enflasyon da yüzde 160’a kadar dayandı, bugünlere geldik.

Şimdi eskiye dönüş.

Düşük kur, yüksek faiz, dış sıcak parayla borçlanma çıkmazına yeniden teslim bayrağı çekilerek; seçim meydanlarında halka “işte başardık” diye anlatılacak.

Neyi başardın?

Çok pahalıya mal ettikleri hesapsız, kitapsız, hemen hepsi zarar etmekte olan gösteriş (büyüklenme) yatırımları sırasında yapılan savurganlık iç kanama yapmaya devam ediyordu yine devam edecek. Faiz arttığı için kamu açıkları da artacak.

Hem cari açık.

Hem bütçe açığı.

İkiz açık doğmuştu.

“Dış girdiye yani ithal mala dayalı ihracat sektörünün ve dış borçla büyüyen tüketim ekonomisinin” gidişi “gerçekten milli ve yerli bir eşit özveriye dayalı bir kalkınma modeline dönüştürülemediği” için bir süre donan “ikiz açık” yeniden büyümeye devam edecek.

★★★

Bunun sonu ne?

Her zaman yapıldığı gibi “Başaramadı Maliye Başkanı Mehmet Şimşek...” diye bir karalama kampanyası basının ağzına sürülecek. Ve yeni isimlerle yeni bir sayfa açılarak yeniden “faiz günah, ortada Nas var” söylemine geri dönülecek.

Çok zaman geçmedi.

Herkes hatırlayabilir.

Sadece 2 yıl önce 2021 yılının 17 Kasım günü AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Milletimizi faize ezdiremeyiz. Bunun başka çıkışı olamaz. Hâlâ kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar kusura bakmasın ben faizi savunanla beraber olmam, olamam. Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sürdüreceğim” demişti.