Futbol sahalarında gurur tavan yaptı. Yüzler gülüyor. Stadyumlarda tribünler sezonu coşkuyla açtı.

Taraftar, galibiyetin sunduğu sükse ile aynı anda yumruklarını kaldırıp sıçrayarak gönül verdikleri takıma bağlılık sevinci sunuyor.

Çok güzel.

Sevinsin seyirci!

Şampiyonlar Ligi’nde Galatasaray, Konferans Ligi’nde Fenerbahçe, Beşiktaş, Adana Demirspor fire vermeden rakiplerini elediler. Gazetelerin spor sayfalarındaki arkadaşlarımız da “Bu gurur Türkiye’nin” diye dokuz sütuna başlık koydular.

Bir de o topa sor!

★★★

Adı Türk takımı.

11 futbolcu.

8’i yabancı.

Sahada 22 futbolcu.

16’sı yabancı.

Tarihinin en yüksek döviz sıkıntısına düşmüş taze dış borç bulmak için dünyada en yüksek faizleri ödeyen ülkenin futbol kulüpleri, yabancı futbolcu getirmek için milyonlarca doları, Euro’yu dışarıya akıtıyorlar. Türk takımlarının yöneticileri; “yabancı futbolcuyu kim önce getirecek yarışına girdi, rakip takıma gol atmış sayar” oldular. Icardi, Angelino, Zaha, Tete, Dzeko, Ziyech, Becao, Szmanski, Fayed, Onana, Masuaku, Rebic, Rashica, Zaynutoinow, Orsic, Teklic, Fernandez, Benkovic.... Yabancı futbolcu isimleri böyle sıralanıp gidiyor, hepsini buraya yazsam köşe yetmez. Onlar için spor sayfalarında her maç sonrası; “10 numara performans sergiledi, 3 gol attı, 4 asist yaptı, maçın anahtarı o oldu” diye övgü dolu haberler yazıyorlar. Öyle bir hal aldı ki; “yabancı futbolcuyu en iyi oynatan takım maçı alır” noktasına geldi.

★★★

Türkiye Futbol Federasyonu, süper lig kulüplerinin kadrolarında en çok 14 yabancı futbolcu bulundurabileceğini fakat sahaya ancak “8 yabancı ve 3 Türk futbolcu” ile çıkabileceği kuralını koydu, devam ettiriyor. Orana vuralım: Bir futbol karşılaşmasında 2 Türk futbol takımı birbiri ile maç yaparken; top koşturan 22 futbolcunun yüzde 73’ü yabancı, yüzde 27’si Türk oluyor. Bizim 100 yıllık milyonlarca taraftarı olan futbol kulüpleri, kendi ülkelerinde “kadro dışı bırakılan” yaşı 35’e- 40’a dayanmış ünlü yabancı futbolculara milyonlarca dolar akıtıp almak için birbirinin gözünü oyar oldular.

Bu yapıyı kim kurdu?

Kim, niçin koruyor?

Bu yapı; kendi ülkesinde kendi gencimizi, öz çocuğumuzu küçümsüyor. Aşağılıyor. Ayrım yapıyor. “Türk gençlerini kendi ülkelerinde dışlanmış durumuna” düşürüyor. Öte yandan; sevinmek isteyen taraftarı yabancı futbolcu ile övünme afyonu yaratarak, oyalıyor. Bu yöntemle; ülkenin futbolu, sporu, sporcusu, kulübü, kulüp yöneticisi, futbol seyircisi, takım taraftarı, futbol federasyonu, iktidarı, muhalefeti nereye gider? 11 futbolcunun sahaya çıktığı bir maçta; “8 yabancı 3 Türk kuralını” benimseyen Türkiye Futbol Federasyonu’nun kuruluş gerekçesinde; “futbolun gelişmesini ve yurt sathına yayılmasını sağlamak” yazıyor, iyi mi? Yabancı futbolcu afyonu, seyirciyi uyuşturdu, federasyonu da sarhoş etti.

★★★

Anadolu çocukları niçin geride kaldı? Türk futbolunda yetenek değerlendirme ve geliştirmenin neresinde ne eksiklik, ne yanlışlık, ne hoyratlık var ki; bu bastır dövizi al yabancı futbolcuyu ve taraftarı afyonla noktasına geldik? Üniversitelerimizin Spor Bilimleri Fakülteleri’nin bu iki soruya buldukları bir cevap var mı, varsa nedir?

Şu tabloya bakın:

Türk milliyetçisi diye ön alanların 22 yıllık iktidarında; “8 yabancı- 3 Türk Formülü” futbolda gurur kaynağımız oldu.

Ayıptır, yazıktır.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

Çalmış oldular!


İşçi 30 gün çalışıyor, maaşını sonra alıyor. Memur 30 gün çalışıyor maaşını sonra alıyor. Fırıncı ekmeği veriyor parasını sonra alıyor. Dolandırıcılar bile “dolandırmak için uydurdukları yalanı” önceden verip, dolandırma yapıyorlar. Milletvekilleri çalışmadan 3 aylık maaşlarını peşin olarak önceden alıyorlar. Bu imtiyazı kim düşündüyse yıllardır uygulanıyor. 314 milletvekili de “3 aylık maaşlarını” önceden aldılar. Seçimler oldu, peşin aldıkları 3 maaştan 2’sini hak etmeden almış oldular. 4’ü 2 aylık maaş tutarını “hak etmedim” diyerek geri ödedi. Diğerleri ise “peşin aldık, vermeyiz” demiş oldular. Eğitimci Yazar Ali Özdemir, dün bana şu notu geçti: “Allah, kitap, iman, vatan, millet, bayrak, ülkü, emek, hak, hukuk, adalet, demokrasi, bilim, etik, ahlak lafları eden bir yığın vekil, halka ait olan paraları çaldılar. Her vatandaş CİMER’e dilekçe yazıp hakkını aramalı.”