Asıl yazıya geçmeden önce şu bilgiyi hatırlatayım: “Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) siber güvenlikle ilgili birimlerinin dikkatli çalışmaları sonunda cumhurbaşkanının sesini yapay zekayla taklit ederek iş insanlarını dolandıran kişi yakalandı, adalete teslim edildi.”

Bilgi ışıktır.

Aydınlatır.

Cumhurbaşkanın sesi öyle güçlü bir otorite olmuş ki, ses taklit edilerek iş insanları aranmış; paraları dolandırılmış... İşçiye aslan kesilen iş insanları da kuzu olmuşlar, paraları vermişler.

Şimdi yazıya geçiyorum.

★★★

Bizim gazete SÖZCÜ’de haberin son halkası; “SUUDİ İNŞAAT ŞİRKETİNE KAMULAŞTIRMA KALKANI” başlığıyla (Batuhan Serim’in imzasıyla) yayınlandı.

Görünmeyen güç.

Kudretli bir ses var.

AKZİRVE GAYRIMENKUL adıyla Türkiye’de kurulmuş bu SUUDİ şirketini kayırıyor, kolluyor, gözetiyor, önünü açıyor.

Polis:

Bu şirketin yanında.

Belediye:

Bu şirketin arkasında.

Şehircilik Bakanlığı:

Bu şirketin emrinde.

Bakanlar Kurulu:

Bu şirketin yakınında.

Cumhurbaşkanlığı:

Bu şirketin şemsiyesi.

★★★

Suudi şirketi AKZİRVE, İstanbul Zeytinburnu’nda 240 ambar sahibinin ortak olduğu Türkiye Nakliyeciler Kooperatifi’nin 120.000 metrekarelik arazisini satın almaya talip olur. Bu büyük arazi Merter’den Zeytinburnu’na kadar uzanıyordu. Ambar sahipleri bu arsayı satmak istemiyorlardı.

O gizli güç.

Kendini gösterdi.

Bakanlar Kurulu toplandı. Cumhurbaşkanının onayı ile ambarların yer aldığı 120.000 metrekarelik arazi ile karayollarının E-5 otoyoluna bakan koruma bandındaki arsaları “riskli alan” ilan edildi. Ambar sahipleri itiraz edip Danıştay’a başvurdular. Danıştay araziyi “rezerv yapı alanına” çevirdi. Afet yasası gereği bu arazi kentsel dönüşüm için kullanılacaktı.

Gece vaktiydi.

Polis baskın verdi.

Kepçeler gelmişti.

Ambarlar yıkıldı.

Ambarcılar eşyalarıyla birlikte, devlet gücüyle adeta sürüldü. Ambarcılar satmaya razı oldular. SUUDİ şirketi AKZİRVE, 240 ambar sahibinden her birine 1 milyon dolar ve yanında da bir lüks konut vererek araziyi satın aldı. İktidarda AKP vardı; Zeytinburnu Belediyesi ile İstanbul Büyükşehir Belediye yönetimlerini AKP’li başkanlar kazanmıştı.

★★★

Yeni imar planı yapıldı.

5 kat izni, 15 kata çıkarıldı. Karayollarına ait E-5 koruma bandına da “plaza” temeli atmak için inşaat hazırlığı başladı. Zeytinburnu Belediyesi görmemiş gibi, Büyükşehir Belediyesi duymamış gibi, karayolları da uyuyormuş gibi yaptı. Bu kadar yüksek yapı “imar planına” aykırıydı. Şehir Plancıları Odası, adalete başvurdu.

Hiç beklemeden.

Ve anında.

Şehircilik Bakanlığı devreye girdi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle afet yasasına dayanarak plan değişikliği re’sen (başka birine danışmaksızın, herhangi bir isteğe gerek duyulmadan) onaylandı. Deprem Toplanma Alanı olması gereken 120.000 metrekare ve artı karayolları E-5 koruma bandı arazileri üzerinde 441 lüks konut, otel, AVM, rezidanslar, oyun alanları, kafeler, lüks lokantalar, butikler, spor merkezleri açıldı.

Büyükşehir el değiştirdi.

AKP yönetimden gitti.

İstanbul Büyükşehir yeni yönetimi, E-5 koruma bandı üzerinde kaçak yapılan rezidansı yıkıp burayı deprem toplanma alanı yapma kararı aldı.

Hiç beklemeden.

Ve yine anında.

Çevre Bakanlığı acele karar çıkararak, cumhurbaşkanı onayı ile “SUUDİ inşaat şirketine koruma kalkanı” çıkardı.

Yüzyılın çürümesi:

Gizli ortak kim?


TÜİK yalama oldu!


TÜİK Başkanlığı’na Ahmet Kürşat Dosdoğru vekaleten atanmıştı. ODTÜ iktisat mezunuydu. Uzun yıllar her kademede yönetici olarak çalışmıştı. Adamın soyadı Dosdoğruydu, görevde ancak 15 gün kalabildi. Görevinden atılır gibi alındı yerine Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer, TÜİK Başkanı yapıldı. “Ben enflasyon hesabında 84 milyona karşı sorumluyum, bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum” dedikten hemen sonra görevden alındı. Görevde ancak 10 ay 27 gün kalabilmiş; döneminde “Fiyat İstatistikleri ve İşgücü Piyasası Danışma Kurulları” lağvedilmişti. Erdal Dinçer’in yerine Erhan Çetinkaya getirildi. Onun döneminde TÜİK salgın yılı ölüm istatistiklerini açıklamadı, işsizlik verileri İŞKUR’un işsizlik verileri ile yüzde 100 çelişti ve TÜİK’in fiyat artış istatistiklerini düşük gösterdiği laflarını sağır sultan bile duydu. ENAG’ın bulduğu enflasyon, TÜİK’in üç katına çıkıyordu. TÜİK, iktidardan bağımsız olarak çalışan hiçbir yerden maddi destek almayan ENAG’a; “sizin veri açıklamanız bizim kurumumuzun (TÜİK’in) güvenilirliğine zarar veriyor” diye dava açtı. Batıdan taze dış borç dolar bulmak stratejisiyle bir geçiş dönemi hedefleyen yeni Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Şeffaf ve rasyonel ekonomi politikası izleyeceğim” deyince TÜİK’in son açıkladığı enflasyon rakamı bu kez ENAG’ı geçti. Belli ki örtü ve baskı kalktı, fakat olan memur, işçi, emekli maaşlarının düşük tutulmasına oldu. TÜİK’in eski rakamına göre yapılan maaş ve ücret artışları, TÜİK’in yeni rakamına göre üç ayda eridi, sıfır oldu.