Güç. Kuvvet. Kudret. Hakimiyet. Nüfuz. İktidar. Bu kelimeler bir kişinin başka bir kişiyi kendine “boyun eğmeye zorlayabilme gücünü” anlatıyor. Tribünler dile geldi; bu kelimelerin tarif ettiği o güce karşı; “hükümet istifa” diye bağırmaya başladı.

Anlayana!

20 yıl boyunca senin iktidar olarak gücün ve benim seni destekleyen işbirliğimle daha güzel günlere gideceğimize inanıyordum. Birlikte yürüyorduk. Artık iktidar olarak sana güvenim kalmadı.

Yalan!

Dolan!

20 sene oldu.

Diye bağırıyor.

Stadyumlar dolusu çoğunluğu genç insanlar; Fenerbahçe-Konyaspor maçında başladı. Beşiktaş-Antalyaspor maçında devam etti. Göztepe-Bursaspor maçında da sürdü. “hükümet istifa” uyarıları önceki gece bir basketbol maçına da taşındı.

Ve yasak geldi.

İktidar, otokratik, despotik, otoriter gücünü artırıp kullanarak; “hükümet istifa” diye slogan atan ile “hükümet istifa” çağırısına uyabilecek olanı birbirinden koparma tutarsızlığına sarıldı. Ve “yasak getirilip, maçların seyircisiz oynanmasını” isteyen bile çıktı.

Tutarsız bir otorite!

Seyircisiz futbol istedi.

Böylesini yaşamamıştık.

★★★

Oysa daha bir-iki yıl öncesinde iktidar önde gelenleri kendilerini futbol seyircisinin duygularına ortak edip oy artırıcı dayanışma kurabilmek için önemli maçlarda tribünlerde yer alıyorlar, milli maçta takım galip gelince soyunma odasına girip birlikte fotoğraf çektiriyorlardı. Seçim dönemlerinde bir fırsat yaratıp fotoğraflı posterlerini tribün seyircisinin ve maçı canlı yayına alan TV kameralarının görebileceği noktalara astırıyorlardı.

Şimdi bu yasak ne!

Anadolu’nun tarihinde de iktidar otoritesi “iki karşıt taraftarı” bölmeye, birbirine düşürüp yönetmeye çalışmıştı.

Tam tersi olmuştu.

Rakip iki takım seyircisi birleşmiş dogmatik, otokratik, despotik, mütehakkim iktidara karşı, “istifa... istifa...” diyerek meydanları doldurmuştu.

Bileniniz vardır.

Adı Nika isyanıydı.

★★★

Özetle şuydu:

İmparator Justinianus, okuma yazma bilmeyen cahil biriydi. Fakat çok zekiydi. Halk kitleleri üzerinde dinin ve mezhebin etkisini çok iyi kullanıyordu. Karısı Theodora ise bir ayı bakıcısının çok güzel kızıydı ve kocası imparatordan daha zeki ve daha cesurdu. Ayasofya’nın önünde uzanan hipodrom, o dönem İstanbul halkının eğlence, kültür, din ve politik yaşamının merkeziydi. Kanlı gladyatör dövüşleri, araba yarışları, çılgınlığa varan eğlenceler ve politik tartışmalar hipodromda olurdu. Halk, iki rakip takıma; “Mavi ve Yeşil” renklere ayrılmıştı. İki renk, zaman zaman birbirine ölümüne düşman hale gelebilecek iki mezhep arasında bölüşülmüştü. İmparator mavileri, karısı yeşilleri tutuyor ve karı koca, iki tarafı da idare ediyorlardı.

Ülke ise berbattı.

Kötü yönetiliyordu.

Kriziler bitmiyordu.

Yokluk, yoksulluk!

Yolsuzluk, rüşvet!

Yasaklar, yozlaşma!

Halk fakirleşmişti.

532 yılının ocak ayında soğuk bir gün bir araba yarışı sırasında Maviler ile Yeşiller birbirleriyle dövüşüp boğuşmaktan vazgeçtiler ve imparator ile kraliçeye karşı bir oldular ve “Nika... Nika... Nika...” diye bağırıp; “Çok yaşasın yoksulları koruyan Yeşiller ve Maviler...” diye slogan atarak imparatorluk sarayına doğru birlikte yürüyüşe geçtiler.

İsyan bastırıldı.

Özetle: Anadolu tarihinde, rakip taraftarın bir olup yasağı koyana baş kaldıran örnekler var.

Neler Gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!


Yardım soyucu! İmar izni hırsızı!


Depremin sonucunu niçin bu kadar ağır yaşıyoruz? İki haberi birlikte okuyun sorunun cevabını bulun: Deprem bölgesinde görevlendirilen bir emniyet müdürünün evine ihbar üzerine baskın yapıldı. Evde; “1 jenerator, 2 büyük çadır, 5 siyah bağlantı kablosu, 9 şişme yatak, 5 uyku tulumu, 5 seyahat çantası, 7 bere, 2 bot, 2 yağmurluk üstü, 1 yağmurluk altı, 4 küçük çadır, 15 kilo köpek maması, 3 elektrikli ısıtıcı ele geçirildi. Deprem yardımı hırsızı polis şefi, adli kontrol şartıyla, serbest bırakıldı. Kahramanmaraş Mimarlar Odası ise deprem sonrası kentte yıkılan ve acil yıkılması gereken 6.799 binayı inceleyerek bir rapor hazırladı. Raporda; “Kahramanmaraş’ta 4 kat imar izni olan bölgelerde 14 katlı binalara onay verildiği” bilgisi yer aldı. İmar izni hırsızlığının kimlerce yapıldığı açıklanmadı.