Şair Can Yücel“ne kadar rezil olursak o kadar iyi...” diye şiir yazmıştı. Her rezil oluşun içinden bir ibret dersi çıkacağını ve toplumun rezillikten öğrenip utanılacak durumları  azaltacağını”
umuyordu. Can Yücel, umudunu kesti; ne haliniz varsa görün” diyerek hayata pencerelerini kapayıp gitti. Türkiye’yi 22 yıldır yönetenler; dünyada eşi olmayan “tutan geçiriyor ekonomik modelini...” ülkeye oturttular.

Rezillik tavan yaptı.

Balık baştan koktu.

İşçilerin, memurların, emeklilerin maaşına ortalama yüzde 25 zam (aslında yüzde 23.89) yapıldı. Cumhurbaşkanının maaşı yüzde 40 artışla 100.000 TL’den 146.000 TL’ye çıkarıldı. Hem emekli ve hem milletvekili maaşı alan 300 Meclis üyesinin aylık maaşı da 147.000 TL’ye yükseltildi. Halkın hizmetinde olsunlar diye milletvekili seçilmiş adamlar, kendi maaş gelirlerini halkın maaşından iki- üç kat fazlaya çıkarıyorlar. Bunu da Meclis’te gösterge rakamlarını yükselterek yapıyor; halktan ve basından gizliyorlar.

Tut ve geçir.

Utanmıyorlar.

★★★

Yeni bir “tuttu ve geçirdi olayını” üç gün önce OdaTV adlı haber sitesi belgelerini de yayımlayarak duyurmuştu. Bu habere göre, iktidar partisi AKP’den 2 dönem Şanlıurfa Milletvekilliği yapan Mahmut Kaçar, emekli milletvekili maaşı (aylık 73.379 TL) alıyordu. Devlet Bankaları; Ziraat Katılım’da Yönetim Kurulu Üyeliği, Emlak Katılım Bankası’nda Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği, Türkiye Çevre Ajansı Başkanı ve dördüncü koltuk olarak da MÜCEV Başkanlığı yapıyor. 4 koltuğa ilave milletvekili emekli maaşı ile bu sayın AKP önde geleni; “5 koltuklu geçirenlerden” oldu.

Yeri geldi.

Ben sorayım:

İktidar partisi AKP’den milletvekilliği yapıp da emekliye çıkanlar; hemen hemen hepsi devlet kurumlarında üç koltuk- dört koltuk- beş koltuk sahibi olabiliyorlar; madem bu kadar yetenekliler niçin özel sektör bunlara iş vermiyor?

★★★

Yeri geldi.

Siz sorun:

MUÇEV ne?

Ne iş yapar?

MUÇEV de özünde devletin sırtladığı bir kurum. Muğla Valiliği’ne bağlı Muğla Hizmet Vakfı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye Çevre Koruma Vakfı (TÜÇEV) ortak kuruluşu. MUÇEV Turizm Limited Şirketi adı buradan gelir. Adından anlaşılacağı gibi ormanı, yeşili, denizi, kumsalı, suyu, havayı, börtü- böceği gözü gibi gözetmesi gereken MUÇEV, Muğla’da köylüler ile doğasever insanlar ormanı kesmeyin” diye jandarmaya yalvarırken bu MUÇEV hiç görünmedi.

Sessiz kaldı.

İktidar şımarığı olmuş LİMAK ve IC holdinglerine; “asırlık çam ağaçlarını kesmeden toprak altındaki kömüre galeriler açıp yer altı işletmeciliği yaparak da ulaşabilirsiniz...” diyen tek bir uyarıcı, kınayıcı, ağacı ve doğayı koruyucu laf etmedi.

Yeri geldi.

Muğla’ya gidin.

Halka sorun:

“MUÇEV’in bugüne kadar yaptığı uygulamalar; Ege ve Akdeniz kıyılarını ihalesiz, pazarlıksız, denetimsiz biçimde talan etmektir” diye cevap alırsınız.

★★★

Tut ve geçir.

Model oldu.

Saraydan kısma.

Vergilere geçir.

İsraftan kısma.

Benzine geçir.

Mazota geçir.

Sabuna geçir.

Deterjana geçir.

Taşıta iki kez geçir.

Sanayiciysen, tüccarsan, esnafsan: ne üretiyorsan, ne satıyorsan durma fiyatlara, etiketlere, tarifelere geçir.

Alan düşünsün.

Altta kalanı umursama.

Altta kalanın canı çıksın.

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

Ayçiçeği kafa vermedi!


Bu yıl erken aşırı yağışlar Anadolu’da buğday üretimini, aşırı kuraklık Trakya’da ayçiçeği verimini çok kötü etkiledi. Anadolu’da buğday tarlalarında ürün “unluk (ekmeklik) buğday olmaktan çıkıp yemlik (hayvan yemi) kalitesine” düştü. Trakya’da ise bir tohum firmasının “kuraklığa dayanıklı” diye sattığı tohum çeşidi kafa vermedi. Yani çiçek açmadı. Verim çok düştü, üretici zarar etti. Bu durumda; tohum firmasının köylünün zararını karşılaması gerekirdi, karşılamıyor. Ayçiçeği üreticisi köylüler ise bir araya gelip tohum firmasına karşı dava açamıyorlar. Türkiye’de adaletin düştüğü duruma bak: Köylüler, tohum şirketinin kendilerine zarar vereceğinden korkup adalete gitmeye çekiniyorlar.