Bu bilgiyi ilk kez ünlü iktisatçı Keynes 1924 yılında açıklamıştı: Fizikçi ve doğa bilimcisi Newton, araştırmalarına “kütle çekim yasasını bulmak için” başlamadı. Newton, aslında ilk Sümerlerde görülen ve değersiz madenlerden altın elde etmeyi amaçlayan bir sihir tekniği; “büyücülüğün” sonucu simyacıydı. Zengin olmak istiyordu. Tabiatta var olduğunu düşündüğü gizemli bazı maddeleri keşfedip, bunları karıştırarak elde edeceği bulamacı demir, bakır, tenekeye sürünce “metalin altın olacağına” inanmıştı.

Tenekeyi altın yapmayı.

Kıyametin kopma yılını.

Süleyman Tapınağı’nın tam planını gizili gizli araştırırken bugün dünyada “akıl çağının öncüsü kabul edilen keşfini” yaptı. Newton’un buluşu dünyayı değiştirdi. Newton, “akıl çağının öncüsü bilim adamı” diye tarihe geçti.

İşte tutamaç!

Newton’un hediyesidir.

★★★

Trene binmiş gidiyorsun o anda trenin hızı ile senin hızın aynıdır. Tren aniden frene basıp hızını azaltınca sen eski hızında gitmeye devam ettiğin için savruluyorsun. Çünkü tren, freni kendisine bastı, sana faydası yok.  (Newton’un Eylemsizlik yasası) Marmaray’ın tren vagonlarında tavandan sarkan “tutamaçlar” olmazsa; ayaktaki yolcular tren dururken ve kalkarken öne arkaya savrulurlar. Seçim günlerinde Marmaray’ın vagonlarında ne kadar tutamaç varsa (kaç yüz bin ben bilmiyorum) hepsinin üstüne Cumhurbaşkanı’nın elini kalbinin üzerine koyduğu fotoğrafını yerleştirdiler. Üstüne de büyük harfle; “TÜRKİYE YÜZYILI” yazdılar.

Seçim bitti.

3 ay geçti.

Tutmaçlardaki o fotoğraf hala duruyor. Yolcu vatandaşlar, fotoğrafın üstüne; “SAYENDE GEÇİNEMİYORUZ” yazdılar.

★★★

Simya yapmıştı.

Halk geçinecekti.

Faizleri indirdi.

Dolar gerileyecek.

Lira değerlenecek.

Enflasyon düşecek, düşecek, düşecek ve tek haneye gelecekti. 1 Dolar= 1 TL olacak; dünya bu simyaya şaşıp kalacak; Türkiye’de zenginin tuzu zaten kuru fakat fakir, kazandığı geliri ile rahatça geçinecek, Türkiye uçacaktı. Newton’un “tenekeden altın yapma hayali” gerçekleşsin diye yaptığı gibi gizemli maden bulup enflasyonu indirme arayışını sürdürdü. Öz damadı Maliye Bakanı’nı değiştirdi, onun yerine getirdiğini de değiştirdi, değiştirdiğini de değiştirdi.

Seçim bitti.

Cumhurbaşkanı, gizlemli madde arayışını bırakmadı, yeni maliye bakanı, yeni Merkez Bankası Başkanı buldu.

Simya yine tutmadı.

84 milyon Türkiye’nin neredeyse 60 milyonu “geliri giderini karşılayamaz, geçinemez” duruma düştü. Bu yüzden tutmaçtaki fotoğrafın üst boşluğunda yazı: “SAYENDE GEÇİNEMİYORUZ” .

★★★

Dün faiz yine arttı.

Yüzde 25’e çıktı.

Eylül’de 30 olur.

Simyacımız var!

Simyacı söylemi sürüyor: “Artırdığımız bu politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak. Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış güçlü katkıda bulunacaktır” diyerek yeni tutamacın “yabancı para babalarından gelecek taze dış borç dolarlar yani sıcak para olacağını” ilan ettiler.

Sıcak para simyadır.

Gelirken göz boyar.

Teneke altın görünür.

Çıkarken...

Teneke yine teneke.

Gazi Antep biberi gibi...

Yerken iştah açıcı...

Çıkarırken....

Neler gördük... Neler yaşadık... Neler duyduk... UNUTMA!

Bilmem ne söylemeli!


Şarkıcı Teoman’ın şair Necip Fazıl Kısakürek’i “gençlere örnek göstermesi” üzerine okurum bana bir not gönderdi. Sizinle paylaşıyorum: “1959 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisiydim. Balıkesir Yüksek Tahsil Cemiyeti’nin de İstanbul şube başkanlığını yapıyordum.  Sultanahmet’ de yurt binamızda “bir şiir gecesi düzenlemek” istedim. Şair Behçet Kemal Çağlar’ı telefonla arayarak düşüncemi ilettim. Büyük bir alçak gönüllükle kabul etti. Eski bir konak olan öğrenci yurt binamızın salonunda yaklaşık 150 öğrenci onu dinledik. Cumhuriyetin kuruluş yılları şiir anlayışı konusunda konuşma yaptı. Soru cevaplara geçildi.  O günlerde ders kitaplarında şiirlerini okuduğumuz ve etkilendiğimiz Necip Fazıl Kısakürek, “Büyük Doğu Dergisinde” kurtuluş savaşı komutanlarından İsmet İnönü hakkında hakaret dolu yazılar yazıyordu. Behçet Kemal Çağlar’a “Necip Fazıl’ın bu yazılarını nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye sordum; “O, bir yandan dini makale yazar bir yandan da şarabını içer” diye cevap verdi. Bir süre sonra Necip Fazıl’ın örtülü ödenekten önemli sayılacak paralar aldığını da öğrendik. Şarkıcı Teoman, Kısakürek’i gençlere birleştiriciliğe örnek alınacak kişi gösteriyorsa, bilmem ne söylemeli? ERTAN SOMUNKIRAN”