Seçimler bitti, iktidar seçmenden 5 yıl için tekrar yetki aldı ve yasama faaliyetleri de başladı. Yeni Meclis yeni döneme 5 Temmuz 2023 tarihinde TBMM Başkanlığı’na sunulan “06.02.2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi için Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi”ni yasalaştırarak başlayacak.

Köşemde son bir buçuk ayda yazdığım yazılarda; seçim öncesi yapılan harcamalar, seçim vaatleri ve Kur Korumalı Mevduat nedeniyle bütçe açığının yıl sonunda 2 trilyon TL’yi bulacağını, iktidarın önce ek bütçe ve sonrasında vergi oran artışları ve yeni vergilerle yola devam edeceğini yazmıştım.

Meclis’e sunulan bu kanun teklifi ile ek bütçe yapılmadan ortaya çıkan ilave finansman ihtiyacının karşılanması ve Hazine nakit rezervinin güçlü seviyede tutulabilmesi için, net borç kullanımı tutarının 2023 yılı için, Bakan ve Cumhurbaşkanı tarafından artırılan net borç kullanım tutarının 3 katı olarak uygulanması olanağı getirilerek ek bütçe yapılmadan, borçlanma yetkisi artırılarak sorun çözülüyor. Bu yetkinin artırılması ile yapılacak ilave borçlanmanın yaratacağı faiz yükü 2023 yılı için bütçede öngörülen 565 milyar 596 milyon TL’lik faiz giderinin çok yukarılara çıkacağının da habercisi.

Bugün sizlere; getirilen yeni düzenlemelerin depremin yarattığı finansman ihtiyacı için değil, seçim öncesi uygulanan seçim ekonomisi ve seçimden sonra da yerine getirilmeye çalışılan seçim vaatlerinin bütçede yarattığı ve yaratacağı açığı ortadan kaldırmak için yapıldığını açıklamaya çalışacağım.

BU VERGİLER DE YETMEYECEK

İktidar, 7440 sayılı Kanun ile 17.000 Kurumlar Vergisi mükellefine deprem nedeniyle ortaya çıkan finansman ihtiyacını karşılamak için ek vergi yükümlülüğü getirmişti. Ek vergi düzenlemesi kapsamında şu ana kadar 35 milyar TL’lik tahsilat yapıldı ve ağustos ayında da bir 35 milyar TL’lik daha tahsilat bekleniyor. Bu arada Maliye Bakanlığı’nın ek vergilerin 12 taksit halinde ödenebileceğine ilişkin düzenleme yaptığını da hatırlatayım.

Torba yasa teklifinde yapılması öngörülen vergi düzenlemelerinin çok sayıda vatandaşı ve mükellefi ilgilendiren önemli düzenlemelerini aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.

Ülkemizde toplam 26 milyon motorlu araç mevcuttur. Bu araçların %54’ü otomobildir. Yapılması düşünülen düzenleme ile Motorlu Taşıtlar Vergisi mükelleflerine 2023 yılında tahakkuk ettirilen Motorlu Taşıtlar Vergisi tutarı kadar ek Motorlu Taşıtlar Vergisi yükümlülüğü getirilecektir. Ayrıca kanunun yayımı tarihi ile 31.12.2023 tarihleri arasında ilk defa kayıt ve tescil edilen taşıtların sahibi olan gerçek ve tüzel kişiler içinde tescilin yapıldığı tarihte aynı tutarda ilave ek vergi tahakkuk ettirilerek, tahsil edilecektir. Eskiden beri araç sahibi olanlar ek vergiyi ağustos ve kasım ayında 2 taksit halinde ödeyeceklerdir. 2023 yılı bütçesinde Motorlu Taşıtlar Vergisi tahsilat hedefi 38 milyar 726 milyon TL’dir. Bu düzenlemenin yasalaşması ile birlikte bütçeye motorlu araç sahiplerinden yaklaşık 42 milyar TL ilave tahsilat girişi olacaktır.

Kurumlar Vergisi oranları 01.10.2023 tarihinden itibaren verilecek beyannamelerde uygulanmak üzere; normal mükelleflerde %20’den %25’e, bankalar ve finansman şirketleri için %25’ten %30’a çıkartılmaktadır. İhracatçı şirketler için ise Kurumlar Vergisi’nde %1 olarak uygulanan indirim, %5 olarak uygulanacaktır. 2023 yılı bütçesinde Kurumlar Vergisi tahsilat hedefi 619 milyar 92 milyon TL’dir. Bu tutarın 280 milyar 693 milyon TL’si ilk 5 ayda tahsil edilmiştir. Bu düzenleme ile birlikte Kurumlar Vergisi mükellefi sayısı 1 milyon 100 bin olmasına rağmen, vergi ödeyen Kurumlar Vergisi mükellefinin çoğunun banka ve finansman şirketleri olduğu dikkate alındığında yaklaşık 300 milyar TL (enflasyonun etkisiyle yükselen cirolar ve artan fiktif kârlılık da dikkate alınarak) ilave tahsilat sağlanacaktır.

Amaç bütçe açığını kapatmak


Yapılması düşünülen vergi düzenlemeleri geçmişe yönelik vergi yükümlüğü getirmesi nedeniyle Anayasa’nın 73. maddesine açıkça aykırıdır. Depremin yarattığı finansman ihtiyacını karşılamak için, 115 milyar TL bağış ve yardım toplanmış ayrıca ek verginin birinci taksiti olarak 35 milyon TL ek Kurumlar Vergisi tahsil edilmiştir. Bu rakamlar harcanmadığı gibi, henüz bütçeye de deprem nedeniyle yansıyan ilave finansman yok denecek kadar azdır. İktidar, Anayasa’ya aykırı vergi düzenlemeleri yargıdan dönmesin diye, Anayasa Mahkemesi’nin deprem gibi olağanüstü dönemlerde ek vergi getirilebilir şeklindeki yaygın görüşünün arkasına sığınmak istemektedir.

Türk Lirası’ndan Kur Korumalı Mevduat’a dönen kişi ve kurumların kur farkı zararlarının vergi gelirlerinden karşılanması Anayasa’ya aykırıdır. Şu ana kadar da bütçeden bu kapsamda 96 milyar 500 milyon TL’lik ödeme yapılmıştır. İktidar, yasa teklifi ile özellikle haziran, temmuz ve izleyen aylarda kur artışı nedeniyle ortaya çıkacak yüksek kur farkı giderinin getireceği olağanüstü yükü de dikkate alarak; TL’den Kur Korumalı Mevduat’a dönenler ile ilgili oluşan kur farkı ödeme yükümlülüğünü Hazine’den alıp Merkez Bankası’na verecektir. Yani, Kur Korumalı Mevduat’ın bütün yükü ister TL ister dövizden dönülmüş olsun, Merkez Bankası tarafından para basılarak karşılanacaktır. Yapılan bu düzenleme ile Hazine ve dolayısıyla bütçe üzerine yüklenilen Kur Korumalı Mevduat kur farkı giderleri, artık bütçe açığını artıramayacaktır.

Seçim vaadi olarak en düşük memur aylığının 22.000 TL olarak açıklanması ve bu konuda torba yasa teklifindeki düzenlemenin yasalaşması ile birlikte yıl sonuna kadar bütçeye ilave 455 milyar TL yük gelecek. Ayrıca henüz tamamı bağlanmayan EYT’den emekli olanlara ödenecek maaş ödemeleri de dikkate alındığında bütçeye ilave yük 700 milyar TL olacaktır.

Görüldüğü üzere, bütçe açığına neden olan bu harcamaların hiçbirisi deprem ile ilgili değildir. Seçim ekonomisi ve seçim ile ilgili verilen vaatlerin yerine getirilmesinin faturasıdır. Yine beklenen olmuş, seçimi kazanmanın maliyeti 85 milyona ödetilmiştir.