Cumhurbaşkanlığının 3 Sayılı Kararnamesi var. Bu kararnameye göre Cumhurbaşkanının görev süresinin dolması ya da değişmesi halinde  Devletin üst düzey görevlerinde bulunan 711 bürokratın da görev süresi bitiyor. O yüzden, AKP iktidarının değişmemesi için başta bazı valiler, Cumhurbaşkanının değişmemesi için adeta il başkanı gibi çalıştı.

Şu günlerde Resmi gazetede kararname üstüne kararname yayımlanıyor. Cumhurbaşkanı yeniden seçildiğinde Cumhurbaşkanlığı’nda görevli çok sayıda kişinin görevi dolmuştu. İlk atama onlarla başladı. Aynı kişi hem görevden alındı hem yeniden aynı göreve atandı. Şimdi de  bazı valiler, büyükelçiler, bazı genel müdürler, başkanlar görevden alınıyor ya da görev yeri değişiyor. Bazıları ise aynı göreve getiriliyor. Bunlar hep 3 sayılı kararnameden kaynaklanıyor.

YETKİLİ AMA SORUMSUZ

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Sezginer, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle Cumhurbaşkanına tek başına yapması gereken idari işlem sayısını 2 bin 600 olarak belirledi. Bunlar “atama”, “görevlendirme”, “kadro belirleme”, “esas ve usul belirleme”, “karar, kararname ve yönetmelik çıkarma”, “miktar, oran, muafiyet belirleme”, “izin verme”, “süre belirleme” gibi bazıları çok önemli bir kısmı ise Cumhurbaşkanlığı makamı ile bağdaşmayacak biçimde önemsiz yüzlerce işlem.

Yürütme yetkisi tamamıyla Cumhurbaşkanlığı makamında toplanmıştır. Bu anormal sayıdaki yetki bizzat Cumhurbaşkanı tarafından kullanılamayacağından bu işlemleri yapmak üzere kamu gücü kullanan bir Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi oluşturulmuş. Ancak bu görevlilerin icrai karar alma yetkisi olmadığı gibi mali ve idari sorumlulukları da yok. Türk İdare tarihinde ilk kez “Yetkili ancak sorumsuz” bir bürokrasi oluşmuş.

LİYAKAT ARANMIYOR?

Cumhurbaşkanının tek başına atamasını yaptığı kamu görevlisi sayısı bin 63’dür. Bu bir dünya rekorudur. Üst kademe kamu yöneticilerinin tamamı, başka hiçbir makamın katılımı olmaksızın tek başına Cumhurbaşkanı tarafından yapılıyor. Prof. Dr. Murat Sezginer, “Bu uygulamanın dünyada örneği yok” dedi ve sistemle ilgili şunları söyledi:

“Türk idare tarihinde ilk kez üst kademe kamu yöneticisi atanmak için neredeyse hiçbir şart öngörülmemiş, atama için aranan şartlar mevzuattan çıkarılmıştır. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yükseköğrenim mezunu olup devlette, özel sektörde veya kendi hesabına 5 yıl çalışan herkesin Türkiye Cumhuriyeti’nde her makama atanabilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır. ‘Liyakat esası’ üst kademe kamu yöneticileri bakımından hukukumuzdan çıkarılmıştır. Böylece, cumhuriyet tarihinde hiç görülmemiş şekilde, kamuda hiç görev yapmamış çok sayıda bakan yardımcısı, vali, büyükelçi, genel müdür, kurul başkanı gibi atamalar yapılmıştır.”

YERİ DOLDURULAMADI

Cumhurbaşkanının görev süresi bitince süreli olarak atananlar dışındaki 711 üst kademe kamu yöneticisinin görevi sona erdi. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyum amacıyla çıkarılan mevzuatla, sistemle hiç ilgisi olmamasına rağmen, birçoğu Osmanlı devletinden bu yana var olan, Türk İdare Teşkilatı, idari işleyiş ve personel rejimi tamamen değiştirildi.

Bakanlıklarda müsteşarlık makamı kaldırıldı. Yerine, aynı hiyerarşik seviyede üç ya da dört bakan yardımcısı atamaları yapıldı. Bakan yardımcılarının birçoğu hiç kamu görevi yapmamış kişiler.

GÖRÜŞ ALMIYOR

İdari karar alma sürecinde danışma işlemleri kaldırıldı. Danıştay’ın 1868 yılından beri var olan danışma görevleri mevzuattan çıkarıldığı gibi bakanlıkların ve diğer idari birimlerin danışma görevleri de kaldırıldı. Böylece, Cumhurbaşkanı, hiçbir makamın görüşü, önerisi, teklifi olmaksızın işlem yapabiliyor. Bu, hiçbir modern devlette görülmeyecek bir uygulama olarak nitelendiriliyor.

Bakanlık bürokrasileri idari karar alma sürecinden adeta dışlanmış. Başbakanlık bürokrasisi ile bakanlıklar bürokrasisi arasındaki koordinasyon ilişkisi, bugünkü sistemde Cumhurbaşkanlığı bürokrasisi ile bakanlıklar bürokrasisi arasında bir hiyerarşi ilişkine dönüştü. Her bir bakanlık için Cumhurbaşkanlığı bürokrasisinde paralel bir yapılanma oluşmuş, ikili bir işleyişe yol açılmış.

Başbakanlık uzmanlığı, devlet personel başkanlığı uzmanlığı gibi kariyer uzmanlıklar kaldırıldı. Türk bürokrasisinin en parlak, iyi yetişmiş görevlileri değişik kamu kurumlarına dağıtıldı. Bu durum bürokraside büyük bir yıkım ve idari işleyişte zafiyet yarattı.

İÇİŞLERİ BAKANLIĞI’NDA HAVA DEĞİŞTİ

3 Sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi gereği valiler arasında da önemli değişiklikler oldu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, önceki bakan döneminde haklarında soruşturma izni verilmeyen bazı valileri de merkeze aldı.  “Devletin adamı değil, bakanın adamı” olan bazı isimler, Türk idaresine de zarar veriyordu. O yüzden, eski bakanın tüm engellemelerine rağmen hem emniyette, hem valiler arasında beğenilen bir kararname çıkarılmış oldu.

Açıkçası İçişleri Bakanlığı’nın havası, bakanla birlikte değişmiş, eski bakanın “Şununla konuşmayın, bunun telefonuna çıkmayın” dönemi de kapanmış. Şimdi oralara giremeyenler, isimleri bazı olumsuzluklara karışanlar olduğunu öğrendim.