Cumhur İttifakı temsilcileri, yazar ve yorumcular “6’lı masanın altında terör örgütüyle bağlantılı HDP var” eleştirisini sıkça yaptılar. Cumhur ittifakı, Kürt kökenli vatandaşlarımızdan bazılarının oyunu alabilmek için kökeni Hizbullah’a dayanan HÜDA Partisi ile görüşmelerini sürdürüyor.

“Cemaata Ulamayê İslami” yani İslam Alimleri Cemaati adıyla 1979 yılında ortaya çıkan hareketin kurucusu, 1952 Batman doğumlu, Hüseyin Velioğlu’dur. O da, PKK’nın başı Abdullah Öcalan gibi Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden ayrılmıştı. Oluşumun adı sonradan “Hizbullah” olarak değiştirildi. İlim Kitabevi etrafında gelişen oluşum, cami merkezli bir yapılanmaya gitti. Yapı, kendisine öncelikli faaliyet bölgesi olarak Güneydoğu Anadolu bölgesini belirledi ve 1990’ların başına kadar medrese hocaları, seydalar, şeyhler ve eğitimli kişilerle temas kurmaya çalıştı.

ÖNCE DERNEK KURDULAR

1979-1991 yılları arasında şiddete bulaşmayan hareket, 1991-2001 arasında taktik değiştirdi, esas kabul ettiği Tebliğ, Cemaat ve Cihad aşamalarını terk ederek PKK’ya, kendi çizgisindeki Menzil Grubu’na (Fidan Güngör Grubu) ve bölgedeki bazı kanaat önderlerine yönelik şiddete başvurdu, illegal bir hüviyete büründü.

Hareket, doğal merkezi Diyarbakır başta olmak üzere Bismil, Silvan, Mardin, Nusaybin, Cizre, Tatvan, Adana, Konya ve İstanbul’da güçlendi. 17 Ocak 2000 tarihinde gerçekleşen Beykoz Operasyonuna kadar Velioğlu kontrolünde faaliyetlerini yürüttü. Velioğlu’nun operasyonda öldürülmesinden sonra Cemal Tutar, İsa Altsoy ve Edip Gümüş harekete liderlik yaptı.

Beykoz Operasyonu ile devlet, örgütün üyelik arşivini ele geçirdi ve arşivdeki isimlere yönelik 17 bin civarında tutuklama yaptı. Bu tutuklamalarla dağılan hareket, 2004 yılında Mustaz’aflarla Dayanışma Derneği adıyla dernekleşti, hem mağdur/mustaz’af kabul ettiği tutuklu üyelerine, onların yakınlarına sahip çıkıp toparlanmaya başladı, hem de legal alanda faaliyette bulunmayı tercih etti.

DERNEKTEN PARTİYE

Her ne kadar “tağûtî” sistem ve “darülharb” kabul ettikleri devletin denetimine girmek örgüt içinde bazı itirazlara neden olsa da faaliyetlerine devam eden dernek, 2012 yılında Hizbullah’ın devamı olduğu gerekçesiyle kapatıldı.

Mustaz’aflar Derneği’nin kapatılmasından sonra hem kapatılmasının zor olması hem de propaganda imkanı derneğe göre daha iyi olmasından dolayı hareket, partileşme kararı aldı. 2013 yılında Hür Dava Partisi (Hûda Par) adıyla partiye dönüştü. Muztaz’aflar Hareketi, hem dernekleştikten hem de partileştikten sonra Hizbullah’ın devamı olma problemi veya ithamı ile karşılaştı.

Mustaz’aflar Hareketi, 1979-1991 yılları arasında Doğu ve Güneydoğu bölgelerinin medrese, üniversite, lise, ortaokul, işçi, esnaf, memur, köylü bütün kesimlerini içine alan tebliğ, davet, eğitim ağırlıklı çalışmalar yaptı. Propaganda için cami dersleri, ev sohbetleri, kitapevleri, Hizbullah’ın tarihçesini anlatan kitaplar, İnzar, Nisanur, Kelhaamed dergileri, haftalık Doğru Haber Gazetesi, Dua Yayıncılık, İlke Haber Ajansı, web siteleri ve televizyon yayınlarını kullandı. Hareket, tarihinde yaşananlardan dolayı kimilerine göre tekrar şiddete başvurma potansiyeline sahip.

Menzil şeyhleri ilk kez bu kitap için Menzil’in bilinmeyenlerini, siyasetteki yerlerini anlattı.


MENZİL TARİKATI

Devlet içinde, Fethullahçıların yerini almaya çalıştıkları belirtilen Menzil Tarikatı da durup dururken açıklama yaptı, Cumhur ittifakını destekleyeceklerini açıkladı. Oysa, aynı Menzil yıllardır AKP’yi destekliyor. Doğan kitaptan çıkan “Menzil-Bir Tarikatın İki Yüzü” kitabımda, Seyda Saki Erol’la “Siyasi bir amacınız var mı?” diye sordum. “Menzil” kitabım için yaptığı açıklamayı aktarıyorum:

“Siyasi amacımız hiçbir zaman olmamıştır. Olmaz. Tasavvufta şöhret afettir. Nakşibendi’nin Halidiye kolu siyasetten, Devlet işlerinden uzak durur. Bizim siyasi prensibimiz Devlet bizim itikadımıza karışmasın. Adnan Menderes’i, Süleyman Demirel’i, Turgut Özal’ı, Mesut Yılmaz’ı, sonradan da Tayyip Erdoğan’ı destekledik. Halen şahsen ben AK Partiyi destekliyorum. Siyasi görüşünü, fikrini beğenirim beğenmem o başka bir şey. Kısmen beğeniyorum, kısmen beğenmiyorum.”

Menzil, geçmiş yıllarda hangi partiyi desteklediğine ilişkin yazılı bir açıklama yapmazken, geçen hafta, Cumhur ittifakını destekleyeceklerini duyurdu. Bunu açıklasa da, açıklamasa da, geçmiş dönemde yapılan seçimlerin sonuçlarını incelediğimizde zaten Menzil, hep AKP’nin kalesidir. İşte sonuçlar:

MENZİL HEP AKP’Lİ

■ 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi: Menzil’de oy kullanan 325 seçmenin tamamı Recep Tayyip Erdoğan’a oy verirken, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş’a hiç oy çıkmadı.

■ 7 Haziran 2015 genel seçimi: Bir sandıkta 359, diğer sandıkta 371 oy kullanıldı. Oyların tamamı AKP’ye çıktı. Seçime katılan diğer siyasi partiler yine sıfır çekti.

■ 16 Haziran 2017 halkoylaması: Menzil’de sadece 2 hayır oyu çıktı.

■ 24 Haziran 2018 cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan, üç sandıkta da tulum çıkarttı, rakipleri Muharrem İnce ve Selahattin Demirtaş’a birer oy bile çıkmadı.

Siyaset sırtını tarikatlara, eski örgütlere dayıyorsa oy yönünden çok sıkışmış demektir. Başbakanlığı döneminde Tansu Çiller, Fethullah Gülen’le görüşmüştü. Bu görüşme konusunda Ecevit’e soru yöneltildi. Ecevit’in cevabı, “Dinen günahtır, siyaseten ayıptır” oldu. Çünkü, tek yol gösterici Kur’an olduğu için bunun dışında yol aramayı günah, dini siyasete  alet etmeyi de ayıp saymıştı. Günümüzde ise tarikatlar siyasete yön veriyor. Nereden nereye geldik...