CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamu personeli alımında mülakata son verileceğini söylüyordu. 20 yıldır personel alımında mülakat uygulayan AKP, seçim bildirgesine “Mülakatın kaldırılacağını” ekledi ve bunu gençlere “Müjde” diye duyurdu. 20 yıldır o gençlerin inancı, alt kimliği nedeniyle ya da torpili olmadığı için uğradığı haksızlıklar ne olacak? En iyisi mülakat olayına dalalım, ilginç ve yaşanmış örnekler de verelim.

Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde, Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) uygulaması getirildi. Kişi, aldığı puana göre tercihi de dikkate alınıp kamuya yerleştiriliyordu. AKP, kendilerine yakın isimlerin kamuya girebilmesi için “Mülakat” icat etti. Siz yazılı sınavda ne kadar yüksek puan alırsanız alın, mülakatta eleniyorsunuz. Bakanlıkta oluşturulan “Mülakat Komisyonu”na liste veriliyor. Burada kimin kazanacağı, kimin eleneceği de yer alıyor. Sınavda en yüksek puanı alan elenirken, bakıyorsunuz en düşük puan alan kişi birinci yapılıyor.

SOYADI DA “SEVER” OLUNCA

Torpil bazen kişinin adı, soyadıyla da ilgili olabiliyor. “Bu kadar da olmaz” diyeceksiniz. O zaman belgelerle bunu anlatayım. Bir genel müdürlük, değişik illerde görevlendirilmek üzere mühendis alacaktı. İstanbul’a da bir mühendis alımı planlandı.

KPSS puanı 76.14916 olan Seda Kırtay, 75.5914 puan olan Oğuzhan Dağcı, 73.97433 puanı olan Ahmet Ferhun Irmak ve 71.71702 puanı olan Recep Tayyip Sever’in mülakata alınması uygun bulundu. 5 kişiden oluşan komisyon, adı hem Recep hem Tayyip olan ve üstelik de soyadı Sever olan mühendisi birinci yapmazsalar başlarının sıkıntıya girebileceğini düşünmüş olacaklar ki onlar da gereğini yapıyor, mülakata çağrılanlar arasında en düşük puanlı olan Recep Tayyip Sever’e mülakat ortalama puanı olarak 88 veriyor ve onun başarı puanını 79.85851’e yükseltip birinci yapıyorlar.



KPSS’de 76.14916 puan alan ve adaylar içinde en yüksek puanlı olan mühendis Seda Kırtay’ı merak etmişsinizdir. Seda Hanım’a mülakatta en düşük puan olan 72 verildi. Böylece başarı puanı 74.07458’e indirildi ve üçüncü yapıldı. Sınavda üçüncü olan Ahmet Ferhun Irmak’a ise mülakatta 74 puan verildi ve sıralamada üçüncülükten dördüncülüğe indirildi.

KPSS sınavında dördüncü olan Recep Tayyip Sever işe girmeye hak kazandı. Seda Kırtay, uğradığı haksızlığa üzülmesin de ne yapsın? Devletimize olan güveni nasıl sarsılmasın?

MÜCADELE KOLAY OLMUYOR

Hakim ve savcı alımlarında mülakat nedeniyle, yüksek puan alan adayların inancı, alt kimliği nedeniyle haksızlığa uğradığı biliniyordu. Buna bir çare bulunmalıydı. Dönemin YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu mücadeleyi başlattı. 30 Ekim 2009’da meslekten ihraç istemiyle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na sevk edildi. YARSAV Genel Kurulu’nda AKP ve FETÖ’nün çabasıyla seçimi kaybeden tek kişi oldu. Bununla kalsa iyi... İkisi sürgün olmak üzere en çok yargılanan ve soruşturulan yargıç ve savcı oldu.

KONUŞULAN MÜLAKAT

Kamuya personel alımında AKP’nin iktidarı boyunca uyguladığı, CHP’nin ise “İktidara geldiğimizde kaldıracağız” dediği mülakat konusu seçim yaklaşınca AKP’nin de gündemine geldi. Sanki 21 yıldır iktidarda bu siyasi parti yokuş gibi mülakatın kaldırılması için verilen mahkeme kararlarına karşı direnen, kanun çıkaran AKP değilmiş gibi şimdi mülakatın kaldırılacağını duyuruyor. O zaman biraz gerilere gidelim.

KPSS’de önce yazılı sınavdaki puanlama yöntemiyle oynadılar. Standart sapma kurallarını değiştirdiler. Buna yönelik YARSAV olarak Ömer Faruk Eminağaoğlu dava açtı ve kazandı. Puanlama yöntemi eski haline çevrildi.

Hakim ve savcı alımında mülakat komisyonu Adalet Bakanlığı’nın 5 bürokratından oluşuyordu. Bu kurulun tarafsız olamayacağı, mülakatta kişiye göre soru yöneltildiği gerekçe gösterilip dava açıldı. İstenen tarafsız bir mülakat kurulu oluşturulması, soruların kura ile belirlenmesi, mülakatın kamera kaydına alınması isteniyordu. Adaylardan da bu yönde davalar açanlar oldu.

İKTİDAR İSTEMEDİ

Mülakat kurulunun yapısına ilişkin davayı Danıştay, Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. 5 kişiden oluşan bakanlık bürokratlarının objektiflik içinde mülakat yapamayacağı gerekçe gösterildi ve Anayasa Mahkemesi, birer üyenin Yargıtay ve Danıştay’dan da mülakat komisyonunda bulunmasını istedi. Ancak bu durum sayısal olarak sonucu değiştirmeyecekti.

Ömer Faruk Eminağaoğlu, YARSAV olarak bunu da Danıştay yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Mahkeme, kişiye göre soru sorulmaması, mülakat salonuna kamera konulmasını uygun buldu.

İktidar, ‘Yetki Yasası’na dayanarak çıkardığı kanunla personel rejimine ilişkin mevzuatların tamamına “Mülakat kayda alınamaz” hükmünü ekledi. CHP bu durumu Anayasa Mahkemesi’ne götürdü. Anayasa Mahkemesi kanunu iptal etmedi ve süreç bugüne kadar devam etti.

Aslında ne hikayeler var. Kamuya girmesi bazı tarikat ve cemaatler tarafından engellenen gençlerimiz de var. Biliyorum bunu merak etmişsinizdir. Onu da başka bir gün belgesiyle birlikte yayımlayacağız.