‘Bu da nereden çıktı?’ diyeceğinizi biliyorum. O halde hemen anlatayım.

Geçenlerde şöyle bir mesaj aldım:

“Merhaba Uğur Bey,

Ben Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi üzerine bir doktora çalışması yapıyorum. Bu kapsamda okulun kuruluş hikayesini araştırdığımda sizinle karşılaştım. Sizin 1980’lerin ilk yarısında Almanya’da gurbetçi çocuklarla yaptığınız bir haberin, Kartal Anadolu İHL’nin kuruluşunu tetiklediği söyleniyor. Bu haberde gurbetçi çocuklarının dinlerini, dillerini ve kültürlerini unutmaya başladıklarına vurgu yaptığınız belirtiliyor. Bunun sonucunda da Almanya’daki Türk çocuklarına dinleri ve kültürlerini öğretmek için din adamı yetiştirmek üzere Almanca eğitim veren bir İmam Hatip Lisesi’nin kurulmasına karar veriliyor ve okul, 1985 yılında, Almanca temelli olarak eğitime başlıyor.

1990 yılında eğitim programına İngilizce de ilave ediliyor. Bu yıldan itibaren İngilizce ağırlık kazanıyor. 2011 yılına gelindiğinde ise Almanca bölüm tamamen kapatılıyor.

★★★

Okulun kurulduğu ilk yıllarda öğrencilerin yaklaşık yüzde 25’i Almanya’dan gelmiş. Fakat zamanla bu oran azalmış. Bugün Almanya’dan öğrenci gelmiyor. 2000’li yıllara kadar Almanya’dan ciddi bir öğrenci kitlesinin geldiği söyleniyor.

Okul ilk kurulduğu yıllarda ve özellikle ilk mezunlarını vermeye başladığı 1993’ten itibaren hem Türkiye hem de dünya basının ilgisini çekmiş. Daha sonra katsayı uygulaması devreye girince okul eski şöhretini kaybetmiş. Bugün ise Türkiye’deki en yüksek puanla öğrenci kabul eden ilk 20 lise arasında yer alıyor.”

★★★

İletiyi gönderen doktora öğrencisi Yunus Karaman, benden o haberimin görüntülerini rica etti. Ancak ben ilkesel olarak çalıştığım kurum ve kuruluşlardan ayrılırken arşivi de beraberimde götürmediğim için kendisine yardımcı olamadım ve TRT’ye başvurması gerektiğini söyledim.

Karaman’ın edindiği bilgiler doğruydu.

80’li yılların başında Almanya’da ikinci kuşak Türk gençlerinin sorunlarını anlatan “Kayıp Kuşak” adlı bir belgesel hazırlamıştım.

Zira gittikleri ülkeye uyum sağlayıp eğitimlerine başarıyla devam eden gurbetçi çocuklarının yanı sıra azımsanmayacak sayıdaki gençler büyük sorunlar yaşıyorlardı. Bu çocuklar, Almanya’ya uyum sağlayamadıkları gibi, kendi öz kültürlerinden de kopmuşlar, düştükleri uyuşturucu batağında çeteleşip çeşitli suçlar işlemeye başlamışlardı.

Sokaktaki röportajlara ilaveten, ilk suç basamağındaki 18 yaş altı gençlere eğitim verilen, iş becerisi kazandırılan rehabilitasyon kurumlarında çekimler yaptım, ıslah olmayıp suç işlemeye devam edenlerin düştükleri cezaevlerinde söyleşiler gerçekleştirdim.

Batağa saplanmış gençlerimizin içtenlikle anlattıkları ve yaşadıkları çaresizlik yürek yakıcıydı.

Bu çarpıcı görüntü ve röportajlar TRT televizyonunda yayınlandığında kamuoyunu ayağa kaldırmakla kalmadı, acilen bir şeyler yapması gereken sorumlu mevkidekileri de harekete geçirdi.

Ben gerçeklere ayna tutup ekrana yansıtarak toplumu bilgilendirmiş ve haberciliğin gereğini yerine getirmiştim. Artık bundan sonrası sorunu çözecek yetkililere kalıyordu.

Nitekim Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı yurt dışına müfettişler ve uzmanlar gönderdiler.

O süreçte doktora öğrencisi Yunus Karaman’ın belirttiği gibi Almanca bilen din adamı yetiştirmek amacıyla Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi eğitim hayatına başladı.

★★★

Gelelim başlıktaki sorumuzun cevabına:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile Türk Hava Yolları ve TRT başta olmak üzere, çeşitli kurum ve kuruluşlarda üst düzey görevlerde bulunan arkadaşları işte bu okuldan mezun oldular!..