Filmi geriye saralım ve soralım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 28 Mayıs gecesi seçim sonuçları netleştiğinde, kameraların önüne geçip şuna benzer bir konuşmayı yapmış olsaydı:

“Değerli yurttaşlarım,

Seçimleri kazanabilmek için büyük uğraşlar verdik. Gerek ben, gerekse Millet İttifakı partilerinin liderleri çok çalıştılar. Kazansaydık, cumhurbaşkanı yardımcılıklarını üstlenecek olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da olağanüstü gayretler sergilediler.

Ancak tüm bu çabalarımız, ezici bir medya gücüne sahip bulunmakla yetinmeyip, montajlı videolarla aleyhimizde sahte algı oluşturan iktidar karşısında kazanmamıza yetmedi.

Ben seçim kampanyası boyunca omuz omuza yürüdüğümüz Millet İttifakı partilerinin değerli genel başkanlarıyla Ekrem ve Mansur Beylere çok teşekkür ediyorum.

Miting alanlarını coşkulu kalabalıklarla dolduran, sandığa giderek bize oy veren milyonlarca seçmenimize şükranlarımı sunuyorum.

Ve demokrasi tarihimizde bir ilke imza atarak seçim yenilgisinin tüm sorumluluğunu üstleniyor ve görevimden istifa ediyorum...”

★★★

Evet Kemal Bey buna benzer bir konuşma yapmış olsaydı kim kazanırdı.

Elbette en başta kendisi, sonra da demokrasi ve Cumhuriyet Halk Partisi...

Zira istifasından sonra parti dinamikleriyle kamuoyu harekete geçer ve gidilecek Kurultay’da demokrasi tarihine “sorumlu, özverili, örnek” bir lider olarak adını yazdıracağı gibi, CHP Genel Başkanlığı’na tekrar seçilebilirdi.

★★★

Ama böyle yapmak yerine, kameraların önüne günlerce geçmemeyi, sadece Fikret Bila gibi saygın gazetecilerle kısa görüşmeler yapmayı tercih etti.

Bu da seçimi kaybetmenin üzüntüsünü yaşayan seçmende derin hayal kırıklığına yol açtı.

Aralarında benim de bulunduğum SÖZCÜ Televizyonu ekibinin sorularını cevaplandırmaya karar verdiğinde ise seçimlerin üzerinden iki haftaya yakın bir süre geçmişti.

O söyleşideki performansı, kendisine destek veren geniş kitlelerdeki hayal kırıklığını doruğa çıkardı.

Hele Habertürk TV’ den Mehmet Akif Ersoy’un sorularına verdiği cevapları izleyenler, konuşan kişinin gerçekten Kemal Kılıçdaroğlu olduğuna inanmakta zorlandılar!

★★★

Demem o ki, seçim yenilgisi sonrasında ortaya çıkan kriz, başarıyla yönetilememesinin yanı sıra, Kemal Bey’i, ters yumruk almış bir boksörün şaşkınlığını çağrıştıran bir tükenişe sürükledi.

Sayın Kılıçdaroğlu’nun bundan sonra yapması gereken; hiçbir çatlağa ve kopuşa izin vermeyecek bir bilge anlayışla olağanüstü Kurultay’a gidip, partinin erozyona uğrayan kimliğinin ve ideolojisinin netleştirileceği devrim gibi bir değişimin önünü açmaktır.

Eğer kendisinin “Onursal Başkan” olarak konumlanacağı bu süreci başlatmamakta direnirse, değişim umutları örselenen seçmen, önümüzdeki yerel yönetim seçimlerinde sandığa yansıtacağı iradesiyle hem partinin kaderini belirleyecek, hem de 100 yıllık CHP, elden giden belediyelerin ardından bakakalacaktır...

Güçlenmiş, yenilenmiş, umut veren bir CHP’ye, toplumun ve demokrasinin her zamandan fazla ihtiyacı var.