İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu önceki gün düzenlediği basın toplantısıyla CHP’deki tarihi değişimin işaret fişeğini attı.

Yanlış anlaşılmasın, İmamoğlu İBB Başkanlığı’na yeniden aday olacağını örtülü biçimde açıkladı ama partideki “devrim gibi değişimin” önderi olacağı mesajını vermeyi de ihmal etmedi.

“İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır” diyerek bu düşüncesini açıkça belli etti.

Hemen belirteyim; işi bu kez çok zor, ama imkansız değil...

★★★

Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sürecinde, onun ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın müstakbel Cumhurbaşkanı Yardımcıları olarak yer almaları, popülaritelerini bir miktar erozyona uğratmış olsa da her iki başkan halen sevilen, hatta oyları CHP genelinin çok daha üstünde seyreden politikacılar.

Onların varlığı seçimlerden yenilgiyle çıkmaktan bezmiş CHP seçmeni için umut kaynağı.

Umutların odağında da İmamoğlu var.

Eğer Ekrem Bey, seçmendeki bu yenilmişlik ve yılgınlık psikolojisinin aşılmasını sağlar, hayat pahalığından bunalan dar ve orta gelirli kitlelerde yaratacağı güven ve heyecan dalgasıyla onları sandığa götürmeyi başarabilirse, bir kez daha büyükşehir belediye başkanlığını kazanır ve bu sonuç sadece bir seçim galibiyeti olarak değerlendirilmez, siyasi tarihe bir “zafer” olarak geçer.

★★★

CHP seçmeninin silkinip motive olabilmesi için böyle bir zafere mutlak ihtiyacı var.

Gözlemlerime dayanarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim:

İmamoğlu insanlara dokunabilen, kendisine oy vermemiş seçmenlerle bile diyalog kurabilen, gittiği her yerde geniş ilgi gören, sevenlerinin fotoğraf çektirmek için yarıştıkları karizmatik bir siyasi figür...

Öyle ki CHP kadrolarında alternatifi yok!..

İktidar da bu nedenle onu “hedef isim” haline getirmiş bulunuyor ve yargı kararlarıyla siyaseten tasfiye etmeye uğraşıyor.

Seçim kampanyası başladığında semt semt dolaşacak, mümkün olduğu kadar çok kişiye dokunacak, onlara yaptıklarını ve yapacaklarını anlatacak ve o süreçte CHP Genel Merkezi’nden bağımsız güçlü ittifaklar oluşturarak geniş bir toplumsal destekle sandıktan zaferle çıkmaya çalışacak.

Kampanyasının ön saflarında da kadınlar, gençler ve sicilleri tertemiz yepyeni isimler yer alacak...

★★★

Eğer CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, ona mahkeme eliyle siyaset yapma yasağının getirildiği gün, anlamsız bir nedenle Almanya’ya gitmek yerine, bu kararı bir hürriyet mücadelesi haline dönüştürmüş ve daha o gün “Hodri meydan” diyerek İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı ilan etmiş olsaydı, şimdi çok farklı bir Türkiye’de yaşayacaktık.

O tarihi fırsat kaçırıldı.

Ama onun sağlayacağı İstanbul İttifakı ile yeni ve büyük bir zafer neden kazanılmasın?..