Yurt dışında okuyan gençlerden çok mesaj alıyorum. Gençler genellikle ülkemizdeki eğitimin kalitesizliğinden yakınıyor ve istedikleri üniversiteyi bitirmiş dahi olsalar, torpile/nepotizme dayalı sistem nedeniyle iyi bir iş bulma umudu göremedikleri için yurt dışına gitmek zorunda kaldıklarını yazıyorlar. Ayrıca yurt dışında bir başına öğrenci veya yeni mezun olmanın zorluklarını da dile getiriyorlar.
Yıllar önce aynı zorlukları yaşamış ve tüm engelleri aşarak başarı merdivenlerini tırmanmış değerli hukukçu-akademisyen Gönenç Gürkaynak’ın, aşağıda alıntıladığım sosyal medya mesajlarının onlara yol gösterici olacağına inanıyorum.
Ayrıca Gürkaynak gibi düşünen bilim insanlarımızın çoğalmasını diliyorum.
★★★
“Londra’da 320 Türk öğrenci ve yeni mezunu bir araya getiren yemek davetini vermemdeki maksadımın ne olduğu -samimi bir merakla ve laf sokma gayreti olmadan- çok soruluyor. O halde aynı samimiyetle cevap vereyim. Belki bu cevap buna gücü yeten başkalarının da bu yolculuğa çıkmasına vesile olur. Şudur:
■ Yurt dışında öğrenci veya yeni mezun olup da ateşli hastalığa yakalanınca alnınıza ıslak havlu koyacak insan bulmak zordur.
■ Kendinizi yalnız zannetmemek, kökünüzü, yurdunuzu kaybetmemek, tecrübe alıp tecrübe verecek dost gibi dostlar bulmak, eğitim, staj ve iş imkanlarından ve gelişim ihtimallerinden vakitlice haberdar olmak, zordur.
■ Memleketinizde deprem olduğunda hep beraber ses çıkaracak şekilde organize olmak, ülkenize katma değer yaratma kanalları bulmak, kendinize tüm potansiyelinizi yansıtabileceğiniz mecralara ulaşmak, irtibatlar kurmak, ülkenizin doğru algısını kollamak, ülkenizle irtibatınızı korumak, zordur...
★★★
Bundan 23 sene evvel ben bunları yaşıyordum, 23 sene boyunca o yolları kah yurt dışında kah yurt içinde yürümeye devam ederek belirli imkanlara sahip oldum. Bu sene University College London (UCL) bana hukuk profesörü kadrosu verince, oradaki Türk öğrencilerde bunun özel bir enerji, hareketlenme ve gurur yarattığını gördüm. Bu da aklıma bu birlikteliği hukukçu olsun olmasın, UCL’de olsun olmasın, tüm Türk öğrencilere yayma fikrini getirdi. Deprem döneminde yurt dışındaki kimi üniversiteleri Türkiye’ye yardım yapmaya kanalize ederken ağırlığımı kullanmam gerekmişti ve öğrencilerin kendi bireysel alanlarında nasıl çırpındıklarını fakat organize olmakta ne kadar zorlandıklarını bizzat tecrübe etmiştim. Bunların hepsi, öğrencileri birbirleriyle irtibatlandırma konusunda bana fikir verdi...
Bu gençler de eminim -23 seneye kalmaz- daha iyilerini daha güzellerini yapacaklar ve ülkemizin de kendi koordinasyonu olan eğitimli ve etkili diasporasına kavuşmasına değerli katkılarda bulunacaklar.
★★★
Ben haftada 3 uçuş temposuyla her ay çok sayıda ülkeye iş seyahatleri yaptığım ve genellikle vaktimi İstanbul ile Londra arasında böldüğüm için genç insanların benimle sohbet etme ve bana bir şeyler sorma taleplerine layıkıyla cevap veremediğim oluyor. O yüzden, daha yapılandırılmış şekilde gençlerle sohbet edebilmeye çalışıyorum.
Son bir ay içerisinde Ankara Barosu’nda ve Şanlıurfa Barosu’nda yaptığım konuşmaların gençleri kucaklaştırma maksadı ne idiyse, Londra’daki de oydu. Faydalı olduğunu da düşünüyorum, umuyorum.
★★★
Türkiye’nin yolunu aydınlık, milletini en geniş refah gereçlerine sahip kılacak olan, bence, eğitimli vatanseverlerdir. Onların birlikteliği, kendilerine, birbirlerine ve memleketlerine coşkuyla sahip çıkması, hayırlıdır. Londra’da da, Ankara’da da, Şanlıurfa’da da...”