“Maaş veririm ama asgari ücretten az” der patron olacak kişi. Aylardır işsizdir, “Ne kadar mesela” diye sorar. Patron olacak kişi, “İki bin” der! “Çok az değil mi” diye sorar bizimki. Patron olacak kişi, “İstersen... Suriyelisi var, Afganı var. Sen Türksün diye bunu söyledim hatta” der. Çaresiz elini uzatır bizimki, “Tamam kabul” der. Patron olacak kişi, “Ha bir de bakarım çalışmana, işime gelmezse ayrılır yollar ona göre” der... Garantisi yoktur!

Madde 1 şöyledir: Sözleşmeli öğretmen, verilecek emirler çerçevesinde göreviyle ilgili kendisine verilen tüm işleri yapmayı kabul ve taahhüt eder... Sözleşme süresi 12 aydır. Sonra? Amir isterse öğretmen möğretmen dinlemez koyar kapı önüne. Garantisi yoktur!

Yıllardır aynı fabrikada çalışırken insan kaynaklarından aranır, mesela adı Zehra olsun. Kendisine denir ki, “Malum ekonomik durum, iş aktinizi sonlandırıyoruz!” Zehra ve onun gibi 20-25 çalışan işten atılmıştır. Garantisi yoktur!

Tapuda memurdur. Görevini harfiyen yapmaktadır. Bir gün, “şuraya at bir imza” denir. Atmaz tabi. Bu işte çapanoğlu var der. Tamam öyleyse derler. İki üç ay sonra bir bakar, evinden yüz kilometre uzak başka bir yere tayini çıkmış! Garantisi yoktur!

Alnının teriyle çalışıp, kazandığı ile insan gibi yaşamak isteyen milyonlarca yurttaş için ‘garanti’ yoktur. Geri kalan milyonlara ‘insan gibi’ olmasa da yaşamak için iş bulamanın hayali bile garanti değildir.

Tosuncuk bir oğlan, çevresinde ünlü simalar, devlet erkanı. Paraları katlıyor. İnanırsın. “Hem yamuk bi taraf olsa, devlet garanti gözyummaz” dersin. Parayı Tosuncuk’a kaptırırsın.

İnanarak oy verirsin, onun bile garantisi yoktur. Seçtiğin parti, seçtiğin insanlar sözlerini tutmaz. “Her şey sizin için” derken, bakarsın “hep bana, hep bana” demeye başlamış.

Yani çok şey olabilir bu topraklarda, bazı şeyler hariç! Garanti mesela... Doğumdan mezara garanti yoktur bize.

***

Yurttaşları garantisiz, Allah’a emanet yaşayan memleketimizin dünyada eşi benzeri olmayan garantileri vardır.

Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapanın günlük 135 bin araç geçiş, araç başına da 3 dolar + KDV garantisi vardır.

Osmangazi Köprüsü’nü yapan 40 bin araç geçiş ve araç başına da 35 dolar + KDV garantisine güvenir.

Avrasya Tüneli’ni işleten firmaya ilk yıl için 25 milyon araç geçiş garantisi verilmişti. Sadece 2020 yılında devletimiz bu firmaya 472 milyon lira garanti ödemesi yaptı.

Kuzey Marmara Otoyolu’na 2020 yılı için 2 milyar 150 milyon lira garanti ödemesi gitti.

Ankara-Niğde Otoyolu’nu işleten firmaya 2020 ödeneği olarak 150 milyon lira garanti ödemesi yapıldı.

İstanbul-İzmir Otoyolu’nun ilk bölümü için 40 bin araç, ikinci bölümü için 35 bin, üçüncü bölümü için de 17 bin araç geçiş garantisi verildi.

Çanakkale Köprüsü’nün yapımı henüz bitmedi ama, devletin bu köprü için verdiği araç garantisi belli. Yıllık 16 milyon 400 bin!

Akkuyu Nükleer Santrali’ni yapan Ruslar’a ilk 15 yıl için kilovatsaat başına 12.35 cent garanti verildi. Niye TL ya da Ruble değil peki?

Ankara Garı için burayı 2037 yılına kadar işletecek firmaya 106 milyon yolcu, yolcu başına da 1.5 dolar garanti.

İstanbul Havalimanı’na 25 yıllık işletme süresi için devlet yüzde 61 oranında garanti verdi. ÖTV-KDV ve gümrük muafiyeti sağladı. Biz gitmesek bile, gelen her yolcu için dış hatlarda 20 Euro, iç hatlarda 5 Euro cebimizden çıkıyor.

Şehir Hastaneleri için, ki 10 adet var. Bunları yapan firmalara her türlü kolaylığın yanında hasta garantisi de var. Cebimizden beş kuruş çıkmadan yapılıyor denilen hastaneler için 2020 yılında 5 milyar 679 milyon lira garanti parası ödedik bile.

Ambulans uçakları, Katarlı bir şirketten kiralanan 2 ambulans uçağına 4 yıl için 126 milyon lira ödenecek. Uçaklara ayrıca, hasta taşımasalar bile günlük 2 saat uçuş garantisi verildi.

Zafer Havaalanı’nı 28 yıl işletecek olan firmaya Kütahya, Afyon ve Uşak’ın nüfusu kadar yolcu garantisi verildi.

Özetle, bizi yöneten kıymetli yöneticilerimiz otoyoldan köprüye, havaalanından ambulans uçağa garanti verdi şanslı firmaların, bulunmaz Hint kumaşı patronlarına. O patronların cebine sadece 2020’de ‘garanti ödemesi’ olarak 8 milyar 300 milyon lira girdi. Eski para ile söylenirse yüreğimize daha iyi oturur! 8 katrilyon 300 trilyon...

Garantili projeler için nasıl olsa cebimizden beş kuruş çıkmıyor diye diye; ödedik, ödüyoruz, ödeyeceğiz 30-40 yıl daha!

***

Durum böyle de, garantici devletimizin bir garantiyi unuttuğu ortaya çıktı. Boşluğu Bursa’nın AKP’li belediyesi doldurdu anında.

Garanti işinde çığır açıp ‘cezanın da garantisini’ verdi!

Kameralarla kent trafiğini izleyip denetlemek için açılan Elektronik Denetleme Sistemi, yap işlet devret modeliyle 720 milyon liraya ihale edildi. İhaleden önce AKP’lilerin ziyaret ettiği bir firma, ihaleyi kazandı tesadüf! Şartnameye göre bu firma her yıl en az 1.5 milyon garanti trafik cezası kesip, 10 yıl işletecek sistemi. Böylelikle Bursalılar ceplerinden ‘kuruş’ çıkmadan mis gibi EDS sahibi olacak!

Sistem henüz devreye girmedi. Bitip, törenle açılış günü geldiğinde bir sorun yaşanacak, o garanti!

Köprünün, otoyolun, caminin açılışında devlet büyüğümüz kurdelayı kesmeden önce, “Vatana millete hayırlı olsun” diyor ya hani. Bursa EDS’yi açarken ne diyecek? Yıllık 1.5 milyon trafik cezası vatana millete hayırlı olsun mu?