Uçağımız yoktu, ormanlar yandı günlerce. Yetkililer konuştu. Evleri yananlara ev yapılacak, beyaz etlerin, kırmızı etlerin parası verilecekti! Bir belediye başkanı, “Devlet kredi ile ev yapacak, evi yanmayanlar keşke benim de evim yansaydı diyecek” dedi. Anlaşıldı ki, evleri devlet yapmayacak, krediyi her şeylerini kaybedenler bir yerlerden bulup ödeyecekti.

Karadeniz’i ihmal seli bastı. Binlerce tomruk füze gibi evleri parçaladı, devletten izin alınıp derenin içine yapılmış çok katlı apartmanları yıktı. İnsanlar altında kaldı. 77 insan can verdi. Sayı hala artıyor, kaç kişi kayıp kimse bilmiyor. Yetkililer söz verdi, kimse mağdur edilmeyecekti! Yıkılanın yerine sağolsun devletimiz yenisini yapacaktı, yağmurdan önce evi varken yağmurdan sonra evsiz kalan yurttaşlar kredi ödeyecekti...

Sel 11 Ağustos’ta vurmuştu, Enerji bakanı ayağında çizmeler, çamurun içinde 16 Ağustos’ta konuştu. Şunu dedi: “Sel felaketinden etkilenen yurttaşların elektrik faturalarının ödemeleri üç ay ertelendi...” Erteleme için belge de istemeyeceklerini, sözlü beyanın yeteceğini söyleyip ekledi: “4 ilçemizde, 395 köyde toplam 38 bin 326 abone, bir kısmı hattın yıkılmasından bir kısmı da arama kurtarma çalışmaları yüzünden tedbir amaçlı elektrik kullanamadı. 25 köye hala elektrik veremiyoruz!”

Resmen taşan Ezine deresi gibi kabardı yüreğim, canım sıkıldı...

38 bin küsur abone elektrik alamamış günlerce, 25 köy hala elektriksiz! Bir de fatura gönderseydin bari! Senin eleman fatura yazmak için gelse bile ortada ne ev, ne dükkan ne de sayaç kaldı. Üç ay sonra mesela, eskiden mahallenin bakkalı Mehmet Abi’ye göndereceksin birikmiş faturayı. Faturayı kim teslim alacak? Mehmet Abi yok, sele kapıldı! Boş dükkanında sadece tomruklar var, gitti mallar. Ayıp olmayacak mı o fatura?

77 kişiyi aramızdan ayıran sellerin, en azından o tomruk deposunu derenin ortasına kuran, yapımına onay veren, 400 metre genişliğindeki derenin 15 metreye kadar daralmasına göz yumanların hiç mi suçu, günahı yok?

Doğal afet öyle mi, devlet her şeyini yitirmiş yurttaşını mağdur etmez kredi ile ev yapar öyle mi, elektrik faturalarını bile düşünüp 3 ay erteler, sonra fatura gönderir öyle mi?

Voltaj yükseldi asfalyalar attı bende! Yazıyorum dilekçeyi öyleyse...

18 Ağustos 2021, Türkiye

Çoğu kez eli boş dönsek de tek güvencemiz olan adalet makamı Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhuriyet Savcılarına.

Bu orman yangınlarında, bu sellerde aklımızı kurcalayan durumlar var. Doğal afet denilip geçilmesin. Var olan yasalara, yönetmeliklere uygun bir planlama yapılmamış olabilir. Ortada hizmet kusuru, yetkili kusuru, çeşitli kusurlar, ihmaller olabilir... Uygun görür, millet adına dava açarsanız bilimsel verilerle araştırılır. Anayasamız da var, yasalarımız da var. Bir kusur varsa, devletimiz uğradığımız zararları karşılar, karşılasın.

Yangınlardan, sellerden etkilendik çok fena. Sevdiklerimizi yitirdik, evimiz gitti, dükkanlarımız gitti, mallarımız mülklerimiz gitti, hasatımız gitti, traktörümüz gitti, aracımız gitti, bazılarımız çamurların içinden canımızı zor kurtardık. Yaralandık, yandık hastanelerdeyiz hala. Bundan sonra çalışıp çalışamayacağımızı da bilmiyoruz. Nasıl toparlanıp, ayağa kalkarız Allah bilir. Yaşamlarını yitirinler için, yaralananlar için, mal mülk kayıplarımız için maddi tazminat davası açın bizim adımıza.

Devletimiz, yaşam hakkımızı korumalı. Sağlıklı yaşamak istiyoruz, sağlıklı bir çevrede yaşamak istiyoruz. Mümkünse ecelimizle ölelim istiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhuriyet Savcıları, adımıza dava açın, incelensin, neyse ortaya çıksın gerçekler. Bütün bunların suçlusu, sorumlusu bizsek, onu da bilelim. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde bile var. Belki de devlet baba yaşam hakkımızı istemeden güzelce koruyamamış olabilir.

Çok kıymetli Cumhuriyet Savcıları, orman yangınları büyümeden söndürülebilirdi diyor uzmanlar. Dere yatakları böyle başı boş bırakılmasaydı bu yaşananlar katiyen olmazdı diyorlar. Adımıza dava açın, araştırılsın. Bakın, ev yapacaklarmış krediyle yanan evlerin, sele kapılan evlerin yerine. Elektrik faturalarını üç ay erteleyip, sonra isteyeceklermiş bizden. Anlayın, ödeyecek durumumuz yok ne faturayı, ne krediyi... Maddi ve manevi yönden bittik biz.

Bu yüzden, bilimsel incelemelerden sonra varsa maddi ve manevi hakkımızı istiyoruz.

Gereğinin yapılmasını siz Cumhuriyet Savcıları’na arz ediyoruz.

***

Bu dilekçe işe yarar mı bilmem. Yangından, selden etkilenen yurttaşlar eminim çok daha etkili ve usulüne uygun dilekçe yazabilir.

Kim bilir, belki Türkiye Barolar Birliği sel mağdurları, yangın mağdurları, bilumum doğal afet mağdurları hayrına kendiliğinden harekete geçer de hukuka en uygun dilekçeyi yazıp, bu mağdur milletin varsa hakkını, hukuku savunur!