Önceki gün...

Türk siyasetinde baş döndüren bir trafik yaşandı.

Önce İYİ Parti’nin eski lideri Meral Akşener, Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz’un İYİ Parti kapalı grup toplantısında “Cumhurbaşkanıyla görüşen Akşener’in fotoğraflarını il ve ilçe teşkilatlarından indirelim” talebine yanıt verdi. İYİ Parti Genel Merkezi’ne “Fotoğraflarımı indirin” dedi ve sonrasında Rıdvan Uz’un “partiden ihraç” talebiyle disipline verildiği öğrenildi. İYİ Parti’de bu yaşanırken MHP lideri Devlet Bahçeli’nin yazılı açıklaması Ankara’da bomba etkisi yarattı. Bahçeli dedi ki:

“AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir. Kaldı ki Cumhur İttifakı’ndan tavizimiz, geri dönüşümüz, yarı yolda bırakmamız, ilkelerinden ve hedeflerinden cayma göstermemiz mümkün değildir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da şartlar ne olursa sonuna kadar yanında ve arkasında olacağımızı, kesinlikle yalınız bırakmayacağımızı herkes çok iyi bilmelidir.”

Bahçeli’nin bu açıklaması üç gün önce gerçekleşen Erdoğan-Özel görüşmesi, sonrasında da Erdoğan’ın öldürülen Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ve çocuklarını Beştepe’de kabulünden sonra geldi. (Ki MHP’nin önde gelen yöneticileri de medyada özellikle “solcu” gazetecilerin ülkücü hareketi hedef alan bir yayın çizgisi izlediklerini iddia ettiğinin de altını çizelim.)

MHP liderinin bu açıklamasının ardından kamuoyunda “Cumhur İttifakı bozuldu bozulacak” yorumları yapıldı. Ancak... Akşam saatlerinde AKP Sözcüsü Ömer Çelik şu açıklamayı yaptı:

“Ülkemizi karşı karşıya olduğu tehlikelerden korumak ve geleceğe güçlü bir şekilde taşımak için kurulan Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için Cumhur İttifakı olarak, ülkemizi geleceğe taşımak ve milletimize hizmet etmek noktasında güçlü siyasetlere imza atmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vurguladığı gibi bu konudaki irademiz tamdır.”

Gelin Cumhur İttifakı’nda yaşananların şifrelerini çözelim.

AKP içinde bir kanat: İttifak bozulmalı

Şimdi bu noktaya gelmeden önce iki ay içinde bu köşede yazdıklarımdan sizlere özet
sunacağım:

4 Nisan 2024: “AKP genel merkezinde hakimiyetleri kesin ve daha çok ‘muhafazakar demokrat ya da liberal’ diye tarif edilen bir ekip başından bu yana MHP ile birlikte yürümeye, Cumhur İttifakı’na sıcak bakmıyor. Kimi görüşmelerde MHP’yi ‘ayak bağı’ diye değerlendiriyorlar. Amerika ve Batı ile ilişkilerin normalleştirilmesi, DEM ile arka plan görüşmeleri bu ekibin yol haritasında yer alan diğer gündem maddeleri. Son seçimde AKP genel merkezinde kurulan üst kurul da bu ekipten oluştu.”

29 Mayıs 2024: “31 Mart sonrası iktidar partisi içinde ciddi bir tartışma başladığını kamuoyu izledi. Özellikle parti içinde ‘muhafazakar demokrat’ kimliğin öne çıkarılmasını savunan kanatta “Cumhur İttifakı” sorgulanmaya başlandı. Bu kanadın ısrarı şuydu: MHP’yle birlikte hareket etmek bizi kuruluş felsefemizden kopardı. Özgürlükçü partiden güvenlikçi parti görünümüne büründük. Özellikle Kürt seçmenden koptuk. Bu nedenlerden dolayı da Cumhur İttifakı bozulmalı. AKP Genel Merkezi’nde hakim görüş buydu.”

İşte Bahçeli’nin önceki gün yaptığı açıklamada kurduğu “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi...” cümleleri 31 Mart sonrasında AKP’deki “Cumhur İttifakı bozulmalı” diyenlere mesajdı.

Peki Ömer Çelik’in sosyal medya üzerinden yaptığı “Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vurguladığı gibi bu konudaki irademiz tamdır” açıklaması ne anlama geliyordu? 22 Mayıs 2024’te yine AKP Sözcüsü Ömer Çelik, MKYK toplantısıyla ilgili bilgi verdi: “Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız bütün MKYK üyelerine Cumhur İttifakı’nın huzurunu ve birliğini bozmaya dönük yapılan açıklamalar karşısında hep beraber birlik, beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiğini ve Cumhur İttifakı’nın birliğinin korunması konusunda herkesin yüksek bir hassasiyetle ve sorumlukla davranması gerektiğini ifade ettiler.”

“İttifak devam etsin” diyenlerin soruları

Bu arada AKP içinde Cumhur İttifakı’nın sürmesini savunanlarınsa kulislerde şu cümleleri kurduklarını öğrendim:

“Türkiye’de siyasette yeni bir dönem için CHP’nin değişmesi gerekir, Cumhur İttifakı’nın değil.” Bu arada kendi aralarında yapılan konuşmalarda şu soruların da yanıtını CHP’nin ve AKP içinde “Cumhur İttifakı’nın dağılmasını isteyenlerin” vermesi gerektiğine inanıyorlar:

“45 yıldır istenen ama ne için istendiği bir türlü tam olarak ifade edilemeyen büyük koalisyon AK Parti ve CHP arasında mı kurulacak? Osman Kavala ve diğer gezi hükümlüleri serbest mi kalacak? Kobani davasındaki ceza kararları İstinaf’ta ve Yargıtay’da mı bozulacak? FETÖ’yle mücadelede kararlılık mı azaltılacak? Türkiye, terörle mücadelenin sınır ötesi boyutundan vaz mı geçecek? Ülke içinde ‘terör sorunu yok, yetki devri meselesi var, Meclis göreve’ siyaseti mi benimsenecek? Irak ve Suriye’de uydu devlet kurulması mı kabul edilecek? Yetki devri dayatmaları kabul edilip Türkiye’nin bölünmesinin önü mü açılacak?”

SONUÇ: Ankara’da siyasetin havası dumanlı. 1 Temmuz’da görülmeye başlayacak Sinan Ateş davasına MHP de katılacak. Bu arada AKP-CHP görüşmeleri de devam edecek. Bakalım yaz ayları daha ne kadar sıcak geçecek?