Türk lirasında zayıflama devam ederken ekonomi yetkilileri seçim öncesinde faiz artırmamak eski yöntemlere geri dönmek zorunda kalıyor.

Uluslararası finans çevrelerine göre, Türkiye ekonomisinde bir deja vu (yaşanılan bir olayı daha önceden yaşamışlık duygusu) yaşanıyor. 

Merkez bankası, enflasyon görünümünün kötüleşmesiyle beraber bankalara gece yarısı kararnameleriyle müdahale ediyor. Ekonomistlere göre geçmiş dönemi anımsatan bu politikalar en azından yerel seçimlere kadar sürecek.

ABD'Lİ AJANSTAN 'DEJA VU' YORUMU

ABD'li finans ajansı Bloomberg'te bugün Beril Akman imzasıyla "Türkiye'deki seçim dejavusunda gece yarısı kararnameleri yine bankaların peşinde" başlıklı bir haber kaleme alındı.

Bloomberg'e göre, seçimlerin yaklaşması ve liranın değer kaybetmesiyle birlikte Türk politika yapıcıları eski alışkanlıklarına geri dönmek zorunda kalıyor. Para politikası yetkilileri Türk lirasını kontrol altında tutmak için bankaları çeşitli yöntemlerle idare ederek daha yüksek faiz beklentisinden kaçınıyor.

SIKILAŞTIRMA VE MÜDAHALE ADIMLARI

Merkez Bankası (TCMB) dün sıkı para politikasıyla ilgili ilave sıkılaşma adımları kapsamında, kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık tesis edileceğini duyurmuştu. 

TCMB ayrıca bu hafta içinde menkul kıymet tesisi kapsamında ticari ve ihtiyaç kredilerinde aylık büyüme sınırını düşürerek para politikasında ilave sıkılaştırma adımı attı. 

Banka ayrıca, 2023 yılı Temmuz ayından bu yana ilk kez dün TL uzlaşmalı vadeli döviz satım işlemi gerçekleştirdi.

SEÇİM ÖNCESİNE BENZİYOR

Bloomberg'in değerlendirmesine göre bu düzenlemeler ultra düşük faizlerin uygulandığı önceki dönemin yaklaşımından ödünç alındı.

Değerlendirmeye göre, Erdoğan'ın ekonomiyi yönetmek üzere kurduğu yeni ekibi destekliyor ancak iktidar partisi içindeki sesler iş dünyasının faiz artışlarından zarar gördüğünden şikayet ediyor.

Koç Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olan Selva Demiralp de bu düzenlemelerin seçim öncesi dönemle benzerlik taşıdığı ancak iki dönem arasında çeşitli farklılıklar da olduğu görüşünde.

Demiralp, "Eski yetkililer geleneksel olmayan politikaların yan etkilerini hafifletmek ve finansal baskıyı kolaylaştırmak için alternatif araçlar kulllanıyordu. Şimdi amaç, önceki dönemden miras kalan sorunlar nedeniyle zayıflamış bir ekonomi üzerinde faiz artışlarının etkisini artırmak" dedi.

'YEREL SEÇİMLERE KADAR BENZER ADIMLAR GELEBİLİR'

Öte yandan Bloomberg'e göre bu müdahaleler, bir zamanlar iç talebi soğutmak ve faiz artırmak zorunda kalmadan lirayı yönlendirmek için neredeyse her gün yapılan düzenleyici değişikliklere maruz kalan finans sektörünü tedirgin edebilir.

Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan ekonomist Haluk Bürümcekçi, "Merkez Bankası'nın faiz artırım kararlarını bağımsız olarak alamayacağı için yan tedbirlerle politikayı güçlendirmeye çalıştığı görüşü güçleniyor" dedi.

Bürümcekçi, "Son dönemde sadeleştirme adımlarındaki ilerleme tersine döndü ve en azından yerel seçimlere kadar bu yönde benzer adımlar atılacağını düşünülüyor" değerlendirmesinde bulundu.

'ENFLASYONDA KÖTÜLEŞMEYE KATKIDA BULUNABİLİR'

Bloomberg ekonomisti Selva Bahar Baziki ise, "Mevzuat değişiklikleri yoluyla sıkılaştırma, gerçek bir politika faizi artışı için mükemmel bir ikame değildir. Enflasyon beklentilerinin kötüleşmesine katkıda bulunabilir" dedi.

Bloomberg ayrıca, Merkez Bankası'nın  ana akım önlemlerden uzaklaşma eğiliminin kısa ömürlü olabileceğini belirtti.