BM Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. BM Güvenlik Konseyine sunulması planlanan Gazze tasarısı hakkındaki tartışmalara dahil olmak istemediklerini belirten Dujarric, sürecin hassas olduğunu, BM'nin insani ateşkes ve yardımlar için sahadaki koşulların iyileştirilmesi çağrısının sürdüğünü dile getirdi.
Dujarric, karar tasarısında, BM'ye yardımların denetiminin verilmesinin tartışma konusu olduğuna ve BM'nin yeterince "güvenilir olmadığına" ilişkin söylemler hakkında "BM, dünyanın her köşesinde insani işlerini tarafsızlık ilkesi uyarınca yürütüyor ve yürütmeye devam edecek." ifadesini kullandı.
Gazze'de 7 Ekim'den bu yana İsrail saldırıları nedeniyle ölen Filistinli sayısının 20 bine ulaşması hakkında Genel Sekreter'in ne düşündüğünün sorulması üzerine Dujarric, "Gazze'de can kaybına ilişkin rakamlar, çok uzun zamandır kabul edilemez boyutta." değerlendirmesinde bulundu.
Dujarric, BM'nin "silahların susmasını" ve ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırmak istediğini aktararak, aynı zamanda iki devletli çözüm çerçevesinde siyasi perspektife dönülmesi gerektiğinin altını çizdi.
BM ACİL YARDIM KOORDİNATÖRÜ: SİLİNMEZ LEKE OLARAK KALACAK
Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşlerden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı ve Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths, X sosyal medya hesabından bir mesaj paylaştı.
Gazze'de can kaybının yine korkunç ve utanç verici bir dönüm noktasına ulaştığını belirten Griffiths, gerginliğin artmasına neden olan olayların çirkin olduğunu, devamında süren olayların ise vicdansızca olduğunu ifade etti.
Griffiths, tüm tarafların uluslararası insancıl hukuk bağlamında yükümlülüklerini yerine getirmek ve sivilleri korumak zorunda olduğunun altını çizerek, tüm rehinelerin serbest bırakılması gerektiğini bildirdi.
Çok taraflı kınama, fiziksel ve zihinsel bedel ile çok büyük yıkıma rağmen çatışmanın sürdüğünü belirten Griffiths, "Gazze'de vahşi çatışmanın bu kadar uzun sürmesi, ortak bilincimizde silinmez leke olarak kalacak." ifadesini kullandı. Griffiths, çatışmanın son bulması çağrısını yineledi.
DSÖ'DEN KORKUTAN AÇIKLAMA
Sosyal medya platformu X'ten paylaşım yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, DSÖ ve Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının, bugün Gazze'nin kuzeyindeki El-Ehli Baptist Hastanesi ve Şifa Hastaneleri'ne yönelik yüksek riskli bir ortak görev daha üstlendiğini belirtti.
Ghebreyesus, bu iki hastaneye ameliyat, yaralıların tedavisi ve doğum yapan kadınlara destek için ilaç, serum ve diğer tıbbi malzemelerin dağıtıldığını kaydetti.
Meslektaşlarının, İsrail'in son saldırılarının bu sağlık tesisleri üzerindeki etkisinin yanı sıra geriye kalan hastaların ve sağlık çalışanlarının karşı karşıya kaldığı felaket boyutundaki koşullarını anlatmakta zorlandığını kaydeden Ghebreyesus, "El-Ehli Baptist Hastanesi acil bakıma ihtiyaç duyan hastalarla dolup taşıyor. Hastanenin avlusunda cenazeler, güvenli ve onurlu bir şekilde defnedilemediği için sıralar halinde yerleştirildi." ifadelerini kullandı.
İki gün öncesine kadar El-Ehli Baptist Hastanesi'nin, Gazze'nin kuzeyinde yaralıların ameliyat edilebildiği son hastane olduğuna dikkati çeken Ghebreyesus, şu değerlendirmede bulundu:
"Ancak ekibimiz bugün uzman, elektrik, yakıt, su, yiyecek ve tıbbi malzemelerin tükenmesi veya tamamen yok olması nedeniyle (El-Ehli Baptist Hastanesi'nin) ameliyathanelerinin artık çalışmadığını öğrendi. Bu durum, Gazze'nin kuzeyini işlevsel bir hastaneden mahrum bıraktı. Sadece 4 hastane minimum seviyede faaliyet gösteriyor ve çok sınırlı bakım sağlıyor."
Doktor ve hemşirelerden oluşan yaklaşık 10 sağlık çalışanının, temel ilk yardım ve yara bakımı sağlamaya devam ettiğini belirten Ghebreyesus, yaşlılar ve küçük çocukların da aralarında bulunduğu 80 hastanın, El-Ehli Baptist Hastanesi'nin arazisi içindeki bir kilisede ve ortopedi bölümünde barındığını kaydetti.
Gazze'nin kuzeyinde sağlık tesisleri sağlamak için çaba göstermeye devam edeceklerini vurgulayan Ghebreyesus, ilaçlar ve diğer temel ihtiyaçların olmadığı takdirde tüm hastaların yavaş yavaş ve acı çekerek öleceğini ifade etti.
Ghebreyesus, Gazze'de geriye kalan sağlık tesislerini güçlendirmek, binlerce hastaya tıbbi destek sağlamak ve ölümleri durdurmak için insani ateşkese her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu vurguladı.
GAZZE'DE NELER YAŞANDI?
Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, "Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme" gerekçesiyle İsrail'e 7 Ekim'de kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim'deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırılarında en az 8 bini çocuk, 6 bin 200'ü kadın olmak üzere, 19 bin 667 Filistinli öldürüldü, 52 bin 586 kişi de yaralandı. Enkaz altında binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ne saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana 134’ü karadan işgal sürecinde olmak üzere 466 askerinin öldürüldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım'da 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan "insani arada" 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'te de İsrail güçleri ve yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 304 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim'den bu yana sınırda devam eden çatışmalarda 24 Lübnanlı sivil, 117 Hizbullah mensubu ile 5 İsrailli sivil ve 6 İsrail askeri öldü.
Gazze'de silah zoruyla abluka altında yerinden edilen 1,9 milyon Filistinli, barınma, gıda, temiz su, ilaç ve sağlık hizmetlerinden yoksun şekilde yaşam mücadelesi veriyor.