Bülent Arınç görevi bırakıyor mu?
Bülent Arınç, Yenice Mahallesi'nde bir iş hanında bulunan Kırşehir Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (KIRSİAD) açılış törenine katıldı.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 6 ay sonra görevini bırakacağını belirterek 'Bize bu kadar yeter kardeşim, biraz da kendimize gelelim, işimize bakalım, biraz dinlenelim, siyasete dışarıdan katkı sağlayabilirsek sağlayalım' diyeceğiz" ifadesini kullandı.
Arınç, Yenice Mahallesi'nde bir iş hanında bulunan Kırşehir Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (KIRSİAD) açılış törenine katıldı. İl Müftüsü Mehmet Şahin'in duasıyla gerçekleştirilen törene Vali Necati Şentürk, Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem Cantimur, AKP Kırşehir milletvekili Muzaffer Aslan ve Abdullah Çalışkan, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci, İslam Toplumu Milli Görüş Onursal Başkanı Yavuz Çelik Karahan, AKP İl Başkanı Salih Çetinkaya, KIRSİAD Başkanı Mustafa Çoban ve davetliler katıldı.
Arınç, buradaki açılışın ardından dernek üyelerinin katılımıyla bir otelde organize edilen programda yaptığı konuşmada, Türkiye'de 13 yıldan beri istikrarlı bir hükümetin iş başında olduğunu söyledi. Arınç, 40 seneden beri siyasetle ilgilendiğini belirterek, "Refah'tan bu yana da 5 dönemdir parlamentoda milletvekiliyim. Kaldı şurada 6 ayımız. Allah hayırlı, uzun ömür verirse 6 ay sonra gençlere yerimizi terk edeceğiz. 'Bize bu kadar yeter kardeşim, biraz da kendimize gelelim, işimize bakalım, biraz dinlenelim, siyasete dışarıdan katkı sağlayabilirsek sağlayalım' diyeceğiz" ifadesini kullandı. Türkiye'de 1950'den sonra, 13 sene devam eden bir iktidar görülmediğini vurgulayan ve ülkenin siyasi tarihine ilişkin bilgi veren Arınç, şöyle devam etti:
"ANASOL- D, ANASOL-M gibi garip garip hükümetler kurulur Türkiye'de ama hamdolsun 2001'den sonra AK Parti gelir, 2002'den itibaren de 13'üncü yıla girdik. Her seçimde oyunu daha çok artıran, tek başına gelen, belediye başkanlıklarını, referandumları, cumhurbaşkanlığını kazanan bir hükümet, parti iktidar olarak devam eder. Allah'a şükrederiz böyle büyük başarıları nasip ettiği için ve aziz milletimize hep teşekkür ederiz ki bize güvendiği, destek olduğu için."
Arınç, hükümetin ciddi, güçlü, birbiriyle koordineli, aldığı kararı sabahtan akşama uygulayan ve çok iyi bir programla iktidara geldiğine işaret ederek, "Birkaç hükümet kurduk ve bunlar içinde çok şükür ekonomide de toplumsal barışta da ayrımcılıkların kaldırılmasında da manevi kalkınmamızda da çok önemli yollar aldık. Güçlü bir hükümet, halkın desteğini üzerinde hisseden bir hükümet, milletin güvenini arkasında hisseden bir hükümet her sözünün arkasında durdu, emaneti ortada bırakmadı, bağırıp çağıranlara, hükümeti yıkmak isteyenlere karşı, 'ben milletin emanetine sahibim, onu sokakta bırakmam' dedi ve hamdolsun bu günleri gördük" diye konuştu.
Türkiye'nin ekonomide çok iyi bir noktada olduğuna dikkati çeken Arınç, "2001'i hatırlayın. O hükümet döneminde iki büyük ekonomik krizi tarihinde ilk defa yaşamış Türkiye'de, Türkiye'nin ne hale geldiğini esnaf da iş adamları da memur da biliyor. Çalışmayan işsizlerimiz de biliyor, işsizlerimiz ordusuna eklenen milyonlar da çok iyi biliyor. Çok çabuk unuttunuz 6 sıfırlı paramız vardı. Tuvalete girerken bile 1 milyon gibi, 6 sıfırlı parayla gidebiliyordunuz" dedi. Arınç, kendilerinden öncekilerin IMF'ye yaptığı borçları ödediklerini ve iki sene önce mayıs ayında bitirdiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Zorunlu tasarruf toplamışlar, zorunlu tasarrufta bir kuruş para yok. Kasayı açtık içinde fareler cirit atıyor. Nereye gitti bu para, kağıt üstünde var. 13,5 katrilyon sizden toplanmış ama para ortalıkta yok. Efendim yandı, bitti, kül oldu. 13,5 katrilyonu son kuruşuna kadar size ödedik. Borcu biz yapmamıştık, eskinin borcunu biz size ödedik. Konut edindirme yardımı o da 7 katrilyon civarında, o da ortalıkta yok. Yandı, bitti, kül oldu, kimin yediği belli değil. Onu ödemek de bize düştü. IMF'nin de 23,5 katrilyon borcunu ödedik. Temiz kağıdımızı aldık ama birşey daha yaptık, 'ey IMF sana bütün borçlarımı ödedim, peki şimdi senin durumun biraz kritikmiş, paraya ihtiyacın varmış ne dersin, sana 5 milyar dolar kredi vereyim mi' dedik. İşte milliyetçilik böyle bir şey olmalı. Ben seviniyorum, övünüyorum bu milletin bir ferdi olarak 30 sene Türkiye'yi sömürmüş, aldığının 10 mislini karşılık olarak bizden bulmuş birisine borcu ödedim kardeşim, borç namustur. Evet, benden önceki akılsızlar senden bu parayı aldılar, batırdılar ama ödemek bana düştü çünkü ben bu milletin seçtiği bir hükümetim ama bak sana 5 milyar para verecek kadar da zenginim hamdolsun."
"BU MUHTEŞEM BİR BAŞARI"
Arınç, 2014 ihracat rakamlarının açıklandığını anımsatarak, "2002'de 22 milyar dolar civarında ihracatımız var. 2014 sonucu 157 milyar 762 milyon dolar ihracatımız var. Bir senede yaptığımız ihracat bizden önce 60 senede yapılan ihracatın neredeyse toplamı. 2013'e göre artış yüzde 4,5 civarında. Demek ki yeni üretimler, yatırımlar, yeni istihdam katma değer kazanmışız. Her alanda yaptığımız ihracatın tutarı 160 milyar dolara yaklaşmış. Allah'a hamdetmek lazım, bu muhteşem bir başarı" diye konuştu.
Arınç, Türkiye'de 2002'de ortalama milli gelirin 2 bin dolar seviyesinde olduğunu anımsatarak, "Bugün Türkiye'de ortalama milli gelir 11 bin 500 dolar oldu. 12 senedeki milli gelir artışımızın 2 binden, 11 bin 500'e çıkması elbette çok önemlidir. Biz bunlarla yeterli kalmıyoruz, yeterli görmüyoruz. Biliyorsunuz bu ülkenin bir hedefi var. Sayın Cumhurbaşkanımızın, hükümetin gösterdiği çok büyük hedefler var. Bunlardan birisi 2023 hedefidir, cumhuriyetin 100'üncü yılı. 2023'de cumhuriyetin 100'üncü yılında bugünkü ekonomik başarılarımızı o noktaya götüreceğiz ki Allah'ın izniyle 11 bin 500 olan milli gelir, 25 bin dolara çıkacak. 'Adam çok da atıyorsun' derseniz, nereden nereye geldik, onun örneğini veririz" dedi.
"Bizim yapacaklarımıza başkalarının hayalleri bile ulaşamaz. İspatladık, yapıyoruz, yapacağız inşallah" ifadelerini kullanan Arınç, şunları kaydetti:
"2023 ile kalsak oda iyi, bazen uykuları kaçıyor. Hadi 2023, 9 sene sonrası ama bu hükümetin başka hedefleri var. Bir de 2053 demeye başladık. 2053 neyin yıl dönümü? İstanbul'un fethinin yıl dönümü. O zaman uçacağız inşallah. 'Hadi orada dur be kardeşim', orada da durmuyor bu AK Parti bambaşka bir şey. Ondan sonra '2071 hedefimiz var' diyor. 2071 Malazgirt'in bininci yıl dönümü. Biz göremeyiz ama senin yeni doğacak torunların 2071'i görecek inşallah. 2023'de 500 milyar dolar ihracat, 'atma' diyemezsin. 160 milyarı bulmuşuz zaten. 9 sene sonra 500 milyar dolar, 25 bin dolar milli gelir, 2 trilyon dolar gayrisafi milli hasıla, Rab'bim nazardan saklasın. Allah bu aşkımızı, sevdamızı her zaman arttırsın, inşallah."
"ARTIK GEMİSİNİ, HELİKOPTERİNİ YAPAN TÜRKİYE VAR"
Türkiye'deki istihdamın hemen hemen yüzde 60'ını KOBİ'lerin oluşturduğunu ifade eden Arınç, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) ve diğer önemli desteklerle KOBİ'lerde önemli işler yapıldığını vurguladı. Türkiye'nin dünyanın her tarafına 160 milyar dolarlık ihracat yaptığını belirten Arınç, şunları kaydetti:
"Bizden önce ihracat yaptığımız ülke sayısı 15-20'yi geçmezdi. Şimdi dünyanın 150 ülkesine ihracat yapıyoruz. Allah'a hamdolsun. Bursa'nın Mustafa Kemal Paşası'ndaki fabrika 75 ülkeye ihracat yapıyor. İçinde Güney Amerika ülkeleri, Bolivya, Honduros var. Musatafa Kemal'de oturanlar Bolivya'yı, Honduras'ı bilmez. Honduras'ta oturan Türkiye'yi haritada bile gösteremez ama bizim üreticimiz, sanayicimiz sadece bir ilçeden 75 ülkeye ihracat yapıyor. Allah razı olsun Özal'dan. Türkiye'yi dünyaya tanıtan da, dünyayı Türkiye'ye tanıtan da o olmuş. Yanına almış iş adamlarını gezdirmiş, o zaman Demirel ve arkadaşları alay etmişler. 'Cumhurbaşkanının işimiymiş, yanında iş adamıyla gezermiymiş, uçağına binmek de nereden çıkmış, bu ihracatta neyin nesiymiş' gibi. Bak neyin nesiymiş. 150 ülkeye ihracat yapıyoruz. 'Made in Turkey' yazıyor. Bu Türkiye'de imal edilmiştir anlamında. Bundan daha güzel milliyetçilik olur mu. Boş laf milliyetçiliği değil, üretim milliyetçiliği, ihracat milliyetçiliği, herkesin para kazanması, iş sahibi olması milli gelirin artması. En güzel milliyetçilik bu."
Türk Hava Yolları'nın dünyanın 230 merkezine uçtuğunu ve dünyanın ilk üç hava yolları şirketi içerisinde yer aldığını anlatan Arınç, esas iftihar edilecek konunun bu olduğunu söyledi. Ankara'dan Kırşehir'i 2 saat zannettiğini ama 1,5 saatte geldiklerini ifade eden Arınç, şöyle devam etti:
"Yollarımız çok güzel. Bizim kırmızı plaka olunca görmezden geliyor da sizin için aynı şeyi söyleyemem ama siz iki saatte gelin. Burada her şey yapılabilir, yapacağız. Eskiden Türkiye'de ekonomik krizler oluyordu, bu krizlerin sebebi siyasi istikrarsızlıktı. İçeride bir kavga çıkardı, ekonomik kriz olurdu. Sezer, şukadarcık bir kitapçığı fırlatıverdiği için Türkiye yıkıldı. İki sene perişan oldu. Eskiden ya asker kaşını çatardı ya enflasyon iki miktar yükselirdi veyahut da birisi 'ha aman bunlara bir muhtıra verelim' derdi. Hükümetler paldır küldür gider, ekonomi perişan olurdu. Şimdi kaş kaldırmak, göz etmekle felan değil. Bu hükümeti topla tüfekle yıkamadılar. Allah'ın izniyle sapasağlam dimdik ayakta kaldı. Herkesin fitnesi fesadı bir kenarda. Cesaretli, dirayetli olursanız, 'ben bu millete söz verdim, cesur olacağım, milletin hakkını yedirmeyeceğim, milletin emanetini yolda bırakmayacağım' derseniz darbeler, cuntalar vız gelir tırıs gider."
Türkiye'de çok daha güzel işlerin olacağına inandığını dile getiren Arınç, bunun için üretimin artırılması gerektiğini vurguladı. Ürünlerin mamul madde olarak ihraç edilmesi gerektiğini belirten Arınç, metal, demir, krom, nikel gibi madenlerin kilosunu belki birkaç liraya ihraç ettiklerini, bunların işlenmesi durumunda daha yüksek miktarlara ihraç edilebileceğini vurguladı.
Mermer işiyle uğraşanların olduğunu, bunların kocaman kocaman kayalar halinde işlenmemiş halde ihraç edildiğinde daha az kazanç getirdiğini kaydeden Arınç, "Cep telefonlarına, optik malzemelere bakabilirsiniz. Zaten cari harcamalarımızın büyük bir kısmı çok para isteyen noktalardır. Onları biz yapacağız, bizim yapmamız lazım. Daha önce Erbakan Hoca, 'ağır sanayi milli hamle' derdi. Tek hayali buydu. O zaman gülerlerdi, alay ederlerdi. Almanya'da 'Türkiye motor yapması lazım' diyerek Türkiye'ye döndüğünde ilk motoru imal eden insanın hayali buydu. Ben Bursa milletvekiliyim. Otomotiv sanayine, tekstile, gıda sanayine bakıyorum. Bursalı, 'bunlar yetmez, artık karnımız doydu bunlarla' diyor. Şimdi 'uzay ve havacılık sanayini Bursa'da geliştireceğiz, savunma sanayini Türkiye'de Bursa'da geliştireceğiz' diyorlar. Savunma sanayinden bahsediyoruz. Artık gemisini, helikopterini yapan Türkiye var. Uçağını imal eden, zırhlı personel taşıyıcı yapıp dünyaya satan, füze yapan Türkiye var. Allah'a hamdolsun." şeklinde konuştu.
AK Parti iktidarı döneminde Türkiye'nin yüksek hızlı trenle tanıştığını dile getiren Arınç, Konya-Ankara hattı ile başladığını, Hacı Bayram-ı Veli ile Mevlana'yı buluşturduklarını söyledi. Daha sonra Ankara-Eskişehir arasını yaptıklarını ve Yunus Emre ile Hacı Bayram-ı Veli'yi buluşturduklarını anlatan Arınç, "Şimdide Eskişehir ile Konya arası bitti. Eskişehir ile İstanbul hattı Ankara bağlantılı açıldı. Bursa devam ediyor, İzmir'e gelecek. Size de gelecek. Bunlar olmayacak şeyler değil. Bir kuruşu bile dışarıdan gelmiyor yüksek hızlı trenlerin. Hepsini bütçeden yapıyoruz. Bunları yapacak yürek, inanç ister. Bu hükümetlerin başında 2 saat bile kendine ayırmayan 22 saat çalışan o günün başbakanı bugünün cumhurbaşkanı var. Şimdi emanet ettiği insanda aynı doğrultuda çalışmasına devam ediyor. Hamdolsun çalıştıkça kurban olduğum Allah veriyor" diye konuştu.
Siyasi istikrarın beraberinde ekonomik istikrarı getirdiğini anlatan Arınç, siyasi istikrar ve ekonomik istikrar siyam ikizleri gibi birbirinden ayrılmaz, kopmaz ikili olduğunu söyledi. Bu ülkede bu güzellikler karşısında yapılanların görmemezlikten gelinemeyeceğini belirten Arınç, "Eleştiri yaparsınız, pahalı oldu dersiniz, daha iyisi olmalıydı dersiniz, keşke daha iyisi olsaydı dersiniz ama bu yapılanlara gözünü kapatıp inkar edenler yok mu. Allah bize de onlara da hidayet etsin" dedi.
"RESTORASYON İÇİN 3 KATRİLYON HARCADIK"
Arınç, muhalefette olduğu dönemde köye içme suyu götürmek için veya bir camiyi restore ettirmek için 100 bin lira para alamadığını ifade ederek "Cami yıkılıyor şurayı vakıflar bir restore etsin derdik o zamanın parasıyla '100 bin lira yokki restorasyona para ayıralım' derlerdi. Biz 12 senede 4 bin cami, medrese, külliye, imaret, çeşme, kabristan restore ettik. 3 katrilyon para harcadık. Bırakın 3 bin lirayı, 100 bin lirayı. Bu sene 500 milyon param var. 500 milyonluk restore edilecek cami, külliye, medrese arıyorum. Söyleyin de yapalım. 70 bin kişi istihdam sağladık. Süleymaniye Camisi'ni 51 trilyona, Fatih Camisi'ni 27 trilyona, Sultan Ahmet'i 23 triyona mal ettik. Bir camiye verdiğimiz paralar bunlar. Ben 100 bin lira bulamıyordum. Allah'a hamdolsun. Allah çalışana veriyor, samimi olana, dürüst olana, Allah rızasını gözetene veriyor, lak lak edene vermiyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'de 64 senedir iktidara gelemeyen bir parti olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:
"64 senede insanlar yaşlandı, emekli oldu. Adam 1950'de bir gitti. 2014 oldu 64 senedir iktidara gelemedi. Çünkü giderken kötü gitti. Millet onu sevmedi, onun yaptıklarını affetmedi. Hiçbir seçimde onunla barışmadı. Bundan sonrasını bilmem. Adam olurlarsa, güzel işler yaparlarsa, dürüst davranırlarsa, milletin değerlerine sahip çıkarlarsa, onunla alay etmezlerse onlar da iktidar olur ama 13 seneden beri ne günden ne güne geldik. Haziran ayında bunu katmerleştireceğiz. '3 dönem hikayesi bitti' diyemeyecekler. Dördüncü dönem Haziran'da başlarsa ondan sonrası kaymaklı baklava. 2019'a kadar seçim yok. Şimdi maşallah bir senede 3 seçim geçirdik. 2015-2019 arası seçim yok, 4 sene sadece koşmak var. Seçim her şeyin biraz ihmal edilmesine yol açabiliyor. 2019'da bütün seçimler de o zaman toplandı. Biz şimdi 2015 seçimlerini düşünüyoruz. Onu bir kazandığımız zaman inşallah çok güzel olacak."