Helal olsun Merkez Bankası’na... Ne yaptı? Erdoğan’a rağmen faizleri artırdı. Gerçekten inanıyorlar mı, icazet almadan karara imza atıldığına?
Nasıl ezik bir ruh haline sahip hale geldiyse ülke ekonomistleri, yanlışı bile savunur hale geldi. İşte buna derler korku iklimi...
★★★
Yanlış neydi? Şubatta istifa eden Gaye Erkan’ın yerine atanan yeni Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Enflasyon Raporu’nu açıklarken, faiz artışında sona gelindiğini, yeni faiz artışı yapılmayacağını, faiz indiriminin başlayabileceğini dile getirmişti.
Sonra ne oldu?
Merkez Bankası kur artışını önlemek için son 1.5 ayda 20 milyar dolar satmak zorunda kaldı. Rezervler erirken dolar-Euro yükselişi sürdü. Daha fazla satacak rezervi kalmadı. Kur artışını frenlemek için yüklü faiz artışı mecburiyet hale geldi.
★★★
Yetmedi ve Merkez Bankası yeni bir kararla uzun süredir kullanmadığı faiz koridorunu da gecelik repolar için +/- 300 puan olarak tekrar devreye soktu.
Dolayısıyla yüzde 50 faiz gecelik repolarda yüzde 53’e çıkarıldı. Bir ay sonrayı bile göremedi kendileri!
★★★
Seçimden sonra karşılaşacağımız manzara çok fena... Tüm faizleri yukarı çekecek bu kararın ardından, parasal sıkılaştırma, krediye erişim ve kredi kartı harcamalarına daha sert kısıtlamalar gelecek.
Eğer ciddi mali disiplin, bütçe harcamalarında kısıntı, kamuda kapsamlı bir tasarruf içeren mali tedbirler alınmazsa, tek başına faiz artışı işe yaramaz.
Beş yıldır tarumar edilen kötü ekonominin yükünü bu millet daha fazla taşıyamaz. Ülkenin kanını emen sülükleri sıyırmadan fakirlik ve sefalet kaçınılmaz.
Yabancıdan al haberi!
Peki ekonomi yönetiminin radikal bir faiz artışı yapılmazsa, dış kaynak gelmeyeceği, dövizin ve enflasyonun kontrolden çıkacağı konusunu ve faizin artırılacağını ilk kimden duyduk? Yabancılardan!
Her daim dış mihrak olmakla suçlanan JP Morgan, Para Politikası Kurulu toplantısından bir hafta önce faizin en az 5 puan artıracağını dile getirdi.
Deutsche Bank ve Bank of America’nın raporlarında da Merkez Bankası’nın 5 puan faiz artışına gideceği yazıldı. Sahi bu yabancılar bunu nasıl haber aldı?
Rezalet bununla sınırlı kalmadı. Toplantıdan iki gün önce borsada banka hisseleri yüklü miktarda alınmaya başladı.
Bu durum dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde “içeriden öğrenenlerin ticareti” denilen suç kapsamına girer. Türkiye gelişmiş ülke klasmanında mı? Bir kalem geçeceksin o zaman bunları... Götüren, götürdü zaten malı...
Doları neden tutmak zorundalar!
Merkez Bankası’nın panik olup yüksek oranlı faiz artırmasının bir başka sebebi, gelecek bir yıl içinde yapılacak dış borç geri ödeme tutarının Ocak 2024 sonu itibarıyla 225.4 milyar dolar olması.
Tabii ki ödenmeyecek, döndürülecek. Kaç faiz isterlerse vereceğiz, borcu bir yıl sonraya öteleyeceğiz...
Türk Lirası karşılığı 7.2 trilyon liradan fazla olan bu borç miktarının üzerine Kur Korumalı Mevduat nedeniyle 76 milyar dolarlık yükü de ekle...
Doların her bir lira artmasının karşılığı 300 milyar liralık ekstra yüke tekabül ediyor. Anlaşıldı mı şimdi neden İktidar serbest piyasa kurallarını uygulayamıyor?
Vergileri artırmayacağız yalanı!
Bütçede 2024’te hedeflenen 8 trilyon 335 milyar liralık vergi geliri tutarı, 2023’teki 4 trilyon 270 milyar liralık hedefin neredeyse iki katı...
AKP’nin eski fakat bugünlerde anlam kazanmış sloganı “yetmez ama evet” aklımdan çıkmıyor. Gerçekten de ne kadar verirsek verelim asla yetmiyor!
★★★
Vergi artışı olmayacaksa ve Türkiye büyümede enflasyon nedeniyle frene basacaksa sahi nasıl artacak bütçe geliri?
Daha da fenası 2023 bütçesinde 994 milyar TL olan vergi istisna ve muafiyetlerin tutarı, 2024 bütçesinde 2.2 trilyon TL’ye çıkartıldı. Kendi adamlarının milyonlarca dolar vergi borcunu affederken yoktan var etmeyecek herhalde parayı... Milletin cebinden alacak arpayı...
★★★
Hâlâ vergileri kökleyerek ekonomiyi düzeltebileceğini sanmak cahillik değilse konudan hiç nasibini almamak demek...
Aslında para toplama bir beka meselesi... Yoksa nasıl tutacak tabanını iri ve diri?