İnsan yaşamını anlamlı, değerli kılan çabalar ve çalışmalar bu niteliklerini topluma katkı nedeniyle almaktadır. Bunların başında da eğitim-öğretim gelmektedir. İnsanı insan yapan özellik yalnız yaradılış biçimi ve doğumla gelen yapı değil, onu bilgili, bilinçli, ahlâklı, duygulu ve düşünceli kılan toplumsal yönelişler ve katkılardır. Bu dokumayı da eğitim öğretim yerine getirmektedir. Gerçek, doyurucu, bilimsel bir eğitim-öğretim olursa siyaset, hukuk, ekonomi, ahlâk ve öbür alanlarda sorunlar çok az yaşanır. Kimi kuruluşların, kişilerin çabaları ve çalışmalarıyla topluma katkıları bu nedenlerle kutlanacak önem taşımaktadır.

Kentlerimizde, yerleşim yerlerimizde bu yolda çalışan insanların örnek tutumlarına destek vermeyi her yurttaş görev bilirse ulusal dayanışma güçlenir. Birçok toplumsal konuda yararlı katkıları bulunan kurumlar ve kişiler var. Daha çok olması hepimizin beklentisi ve dileğidir. Bu yazımda örnek vereceğim olaylardan ikisi de neler yapılabileceğine ilişkin umudu ve istenci göstermektedir.

ÖRNEKLER

Makbule ve Ali Nejat ÖLÇEN (Devlet Plânlama Teşkilâtı Uzmanı ve parlamenter, şimdi emekli)’in önderliklerinde 1982’de kurulan şimdi Ülay KARAKOÇ’un başkanlığında çalışan Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı (ZİÇEV) 13 şubesiyle ülke düzeyinde giderek artan ve gelişen çalışmalarıyla konusunda alkışlanacak yararlar sağlamaktadır. Ayrıca, gerçekleştirmeyi amaçlayıp plânladığı projelerle de daha çok çocuğumuzu kucaklamaya çaba göstermektedir. Eğitim Koordinatörlüğü’nün çalışmalarından yararlanan çocuklar, değişik alanlarda spordan kültüre uzanan geniş çizgide etkinlikler, alınan olumlu sonuçlarla kanıtlanan başarılar yardımsever ve iyiliksever yurttaşlarımıza birer anlamlı çağrıdır. Yatılı bakımevi, özel rehberlik merkezi, modern okul ve toplumsal alanlarıyla, tertemiz yapılarıyla yüzlerce çocuğumuza hizmet vermektedir. İlgi, destek, yardım, katkı mutluluk veren, kıvanç duyuran soylu yaklaşımlardır. Devletin yapamadıkları yapılıyor.

Siyasal konuların yoğunluğu, devlet yöneticileri öncülüğünde siyaset sorunlarıyla uğraş ağırlığı, kültür, sanat, spor, bilim ve öbür toplumsal alanlarda istenilen düzeyde olmamızı engelliyor. Kimi kurumların, kimi belediyelerin, kimi üniversitelerin çabalarına karşın doyurucu bir çizgide olduğumuzu savunamayız. Bu nedenle bu tür çalışmaları duyup izledikçe yaşamımızı aydınlatan katkılar olarak beğeniyle karşılıyor ve mutlu oluyoruz. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Peyzaj Mimarî Bölümü, başkanları Prof. Dr. Mükerrem ARSLAN öncülüğünde sanat, spor, kültür, bilim etkinlikleriyle toplumsal kişiliğe önemli katkılar veren, öğrencileri yaşam sorunlarına ve konularına alıştırmayı amaçlayan çalışmalar yapmaktadır. Fotoğraf ve resim sergilerinden yararlı konuşmalara, spor etkinliklerine uzanan zengin bir programla yaşama ışık tutulmaktadır. Hepimiz toplumun parçalarıyız. Yaşamın her alanına ilişkin edinimlerle varlığımızı koruyacağımızdan yalnız görevle değil, değişik konularla ilgilenip beslenmekten ayrılmamalıyız. Sorunların çözümünde toplumsal ilişkilerin payı büyüktür.

YAŞAM

Başta siyasal, güvenlik ve ekonomik sorunlarla giderek ağırlaşan yaşam koşulları sağlığımızı olumsuz etkileyen aykırı açılımlarla sürmektedir. Siyasal öncelikli gevezelik ve zevzekliklerle bozulan toplumsal ilişkiler, her gün yeni bir aykırılık ve ayrışma ile kararmaktadır. Bay RTE’ın karalayıcı, suçlayıcı, ayrıştırıcı hırçın konuşmalarının biri de İstanbul Atatürk Kültür Merkezi için, karşı çıkanlara saldırı niteliğindeki sözleridir. Hiç yakışık almayan sözleri, bilinen dinsel eğilimlerle başlayış ve bitiriş konuşmaları, tarafsızlık andıyla hiç bağdaşmayan tutum ve davranışıyla anamuhalefet partisi ve lideri için eleştirileri, 2019 seçimlerinde istediği sonucu alırsa neler yapabileceğinin belirtileridir.

ATATÜRK ve İNÖNÜ’nün kişilikleri, nitelikleri ve güçleriyle çağdaşlığa yönelen tutucu ortam, sonraki yöneticilerin ödünleriyle, oy için, yapısı tümüyle değişmemiş topluma okşayıcı davranışlarıyla günümüzdeki olumsuz duruma geldi. Kadın-erkek ayrılığı, giyim-kuşam kapalılığı yönetimin “muhafazakârlık” savunmasıyla örtmeye çalışıp yadsıdığı gericiliği tırmandırdı. Türeyen şakşakçılar, goygoycular, sanata ve sanatçılığa gölge düşüren yalakalıklar tiksindirici boyutlara varıyor. Kötü siyasetin bozmadığı bir şey kalmadı. “Ulus” yapısının gözardı edilerek tarikatlar ve cemaatlerin cirit attığı bir ortamda iktidar başı, öğrencileri eğitim hakkını ellerinden almakla korkutup gözdağı veriyor. Karışıklık rüzgârları fırtınaya dönüşüyor.

sozcu-banner-1