Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi, Cumhurbaşkanı’nı çelikten bir zırh gibi koruyor.
Cumhurbaşkanı’na hakaret etmenin cezası, hakaretin niteliğine ve sanığın durumuna göre en az bir yıldan başlıyor 5 yıl 4 aya kadar çıkıyor.
Kanun yapıcı, Cumhurbaşkanı’nı partiler üstü ve tarafsız olarak gördüğü için böyle korumaya almış. Başbakan, Bakanlar ve Parti Başkanları için böyle bir koruma yok!
Çünkü siyasi nitelikli kişilerin, icraatları nedeniyle ağır da olsa eleştirilere katlanma, tahammül etme zorunluluğu var. Demokratik ülkelerde hukuk ve yasalar böyle...
Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya göre tarafsızlık yemini ettiği için hakaret niteliğindeki saldırılara karşı korunuyordu.

* * *

Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP’ye kaydını yaptırarak “Tarafsızlık yeminini” bozdu. Artık partili bir cumhurbaşkanı... Peki, şimdi ne olacak?
Diyelim ki bir hakaret söz konusu oldu. Sanık “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten mi, yoksa “AKP Genel Başkanı’na hakaret”ten mi yargılanacak?
Cumhurbaşkanı’na hakaretin cezası en az bir yıldan başlıyor, 5 yıl 4 aya kadar çıkıyor...
Parti Başkanı, Başbakan, Bakanlar veya herhangi bir siyasiye hakaret ise, Türk Ceza Kanunu’nun 125’inci maddesine göre, 3 aydan başlayıp 2 yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılıyor.
Görüldüğü gibi ikisinin arasında çok büyük fark var.

* * *

Son 3 yılda Cumhurbaşkanı’na hakaretten 3 bin kişi yargılandı. Erdoğan’ın avukatları, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 4 bin şikâyetin geri çekildiğini açıkladı. Fakat açılan davalar devam ediyor.
Savcı ve hâkimler, Cumhurbaşkanı’na hakaretin, şahsi şikâyete bağlı olmadığını ve bunların “Kamu davası” olduğunu belirterek davaları sürdürüyor.
Halen, Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesine göre Cumhurbaşkanı’na hakaretten tutuklanan ve mahkûm olan çok sayıda insan var.
Davaların önemli bir bölümü, internetteki sosyal medya sitelerinde Cumhurbaşkanı’na yönelik hakaret niteliğindeki yazılardan oluşuyor.

İki tarafı keskin bıçak!


İstanbul Barosu’nun eski Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, ülkenin, devletin başı olarak milletin birliğini temsil eden tarafsız cumhurbaşkanını korumak için getirilen Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesinin geçerliliğini yitirdiğini ve kaldırılması gerektiğini belirterek şöyle diyor:
“Normalde bu madde tarafsız, partisiz cumhurbaşkanı makamını korumak için getirilmiş bir maddedir. Şimdi o anlamda tarafsız, partiler üstü cumhurbaşkanı kalmadı ki... Hal böyle olunca 299’uncu madde çok sakıncalı bir hale geliyor. O madde bu saatten sonra iki tarafı keskin bir bıçağa dönüşecek. Bir tür giyotin görevi yapacak. Partili bir insanı, partisinin icraatlarından veya kendi tavırlarından dolayı insanlar eleştirecek. Tabii ki eleştirebilir, bundan doğal ne olabilir ki? Halbuki öbür tarafta tarafsız bir cumhurbaşkanı vardı. Sıcak siyasetin içinde değildi. En azından kâğıt üstünde. O zaman anlaşılabiliyordu. Ama şimdi bunun anlaşılabilir yanı yoktur.”
Ümit Kocasakal’a göre “Artık 299’uncu madde bu saatten sonra tamamen bir kalkan, bir zırh olacak, daha doğrusu bütün eleştiriler ve muhalefet üzerinde yeni ve başka bir tür silah gibi kullanılacak.”

Tebessüm


Kuleye çıkarılan eşek!

Adamın biri işlerinin yoluna girmesi için yalvarmış, yakarmış “Her şey iyi olursa eşeğimi sırtıma alıp, Galata Kulesi’nin tepesine çıkaracağım.” diye yemin etmiş.
Hikâye bu ya, kısa süre sonra adamın tüm sorunları çözülmüş. Yemini yerine getirmek için eşeğini alıp Galata Kulesi’ne gitmiş, bakmış ki kule çok yüksek. Koca eşeği sırtına alıp dar merdivenlerden kulenin tepesine nasıl çıkaracak? İmkânsız!
Kapıda ak sakallı bir adam varmış, ona akıl danışmış. Adam sormuş:
“İçki içer misin?”
“Haşa içmem.”
Kumar oynar mısın?”
“Asla oynamam.”
“Kitap ve gazete okur musun?”
“Okumaya vaktim yok!”
“Eğlenceye, saza, caza, dansa gider misin?”
“Gâvur âdetlerini sevmem.”
“Çapkınlık durumun nasıl? Kadınlarla kızlarla âlem yapar mısın?”
“Asla yapmam!”
Ak sakallı adam:
“Tamam” demiş “Meseleyi çözdük! Eşeği kuleye çıkartmana hiç lüzum yok. Sen kendin çık, yeminin yerine gelir!”

GÜNÜN SÖZÜ

Ezilen vatandaşın acılı yüreğini hafife alan siyasetçi çok yanılır!

1