Mesele sadece bir "tatbikat" değil... Mesele, tarihin en hassas sinir uçlarına dokunmak. Çin devlet televizyonu CCTV-7 öyle bir görüntü paylaştı ki, dünya diplomasisinin koridorlarında soğuk rüzgarlar esmeye başladı. Haritada Meksika sınırı, Küba açıkları ve barut fıçısı Tayvan. Pekin, 1962’den bu yana dokunulmayan o gizli anlaşmayı, "arka bahçe" doktrinini sanal füzelerle deliyor. Ejderha, Sam Amca’nın kapı eşiğinde...
Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA), dünyanın en büyük iki gücü arasındaki o ince çizgiyi sanal bir simülasyonla test etti. Meseleyi sadece "askeri eğitim" diye geçiştirmek, olan biteni görmezden gelmektir. Çünkü bu simülasyonların yapıldığı koordinatlar, Washington’un en hassas olduğu, tarihin en derin krizlerinin yaşandığı noktalar.

Üç nokta, tek mesaj
Pekin’in masaya koyduğu haritayı iyi okumak lazım. Meksika sınırına yakın bir noktada kurgulanan savaş alanı, sadece teknik bir hazırlık değil; sınır güvenliğinin her iki taraf için de ne kadar kritik olduğunun bir hatırlatması. Hemen ardından rotayı Karayipler’e, Küba çevresine çevirdiler. 1962 Küba Füze Krizi’nin üzerinden 63 yıl geçmişken, aynı sularda deniz ve hava operasyonları simüle etmek, jeopolitik bir satranç hamlesinden başka bir şey değil.
Tayvan Boğazı ise artık bu işin ayrılmaz bir parçası. Ancak Meksika ve Küba ayaklarıyla birleşince, Çin’in Tayvan meselesini artık sadece bölgesel değil, küresel bir denge aracı olarak gördüğü tescillenmiş oldu.

"Hibrit savaş" hazırlığı
Dünyanın en önemli stratejistleri bu "sanal fırtınayı" analiz ediyor. Pekinli tecrübeli isim Hu Xijin, bu hamleyi ABD’nin Tayvan konusundaki adımlarına bir "yanıt" olarak nitelerken; Washington ve Londra hattındaki uzmanlar daha derin bir endişe taşıyor.
Chatham House’dan Patricia Lewis, bu tür hamlelerin "hibrit savaş" hazırlığı olduğuna dikkat çekiyor. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Hal Brands ise meselenin psikolojik boyutuna vurgu yapıyor: "Çin, ABD’nin stratejik üstünlüğünü kendi coğrafi sınırlarında sorgulatıyor." Bu, küçümsemeden ya da abartmadan, dünyanın iki büyük gücünün birbirini en hassas noktalarından test etmesidir.

Neden şimdi?
Çünkü 2025 yılı, Tayvan’a satılan 1.2 milyar dolarlık dev silah paketiyle gergin başladı. Çünkü ABD’de seçim sonrası Trump’ın olası dönüşü ve beraberinde getireceği sert "Çin politikası" şimdiden tüm dünyayı hazırlıklı olmaya zorluyor.
Pekin, bu simülasyonlarla aslında diplomasinin dilini askeri teknolojiyle harmanlıyor. Analizlerden çıkan yoruma göre "Eğer bir denge kurulacaksa, bu artık tek taraflı olmayacak" diyor.
Bu simülasyonlar bir savaş ilanı değil, birer caydırıcılık mesajıdır. Ancak unutmayın; her büyük değişim önce zihinlerde, sonra ekranlarda başlar. 2026’ya girmeye hazırlandığımız şu günlerde dünya, yeni bir güç dengesinin sancılarını çekiyor. Öte yandan bu hamleler, bölgesel aktörlerin egemenlik haklarından ziyade, küresel güçlerin bu coğrafyalar üzerindeki satranç hamlelerini yansıtmaktadır.
Sizce bu "sanal mesajlar", tarafları diplomasi masasına mı çeker yoksa gerilimi daha da mı tırmandırır?
Kaynak: (SCMP, CCTV-7 raporu, Chatham House, Global Times ve Johns Hopkins SAIS analizlerinden derlenmiştir.)