Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, Zonguldak'ta Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil ve yönetim kurulu ile bir araya geldi.
Toplumda ekonomik sıkıntılar olduğunu ifade eden Atalay, "Ben 30 senedir böyle bir ekonomik sıkıntı hiç görmedim. Siz gördünüz mü bilmiyorum. Şimdi ben kendi kurumuma bakıyorum. Şimdi bizim 1 milyon 400 bin üyenin 400 bini kamuda 1 milyonu özel sektördeyiz. Özel sektörde problem başka, kamuda problem başka. Yani çalışma hayatıyla ilgili öyle bir noktadayız ki gazozun havası kaçtı. Yani enteresan bir durumdayız. Şimdi bu memurlar için de geçerli, bizim için de geçerli" dedi.
"TOPLU ÖLÜMLERLE GÜNDEME GELİYORUZ"
Pandemi, savaş ve deprem gibi olumsuzlukların bedelini ülkenin birlikte ödediğini ifade eden Atalay, "İşçiler, madenciler komple, ya iş kazasında 10 tane, 20 tane ölürsen kamuoyunun gündemine geliyorsun. Bir tane falan öldüğün zaman gündemde yoksun. Depremde diyorlar ki 'bunlar iyi iş yaptı.' O zaman gündeme geliyorsunuz. Biz işçiler yorgun dünyaya geldik. Yorgun gideceğimizi biliyoruz. Bu benim için de geçerli. Herkes için geçerli. Yorgun geldik dünyaya. Böyle bedel ödüyoruz" diye konuştu.
"KARAYOLLARI'NDA GİYİM YARDIMI 60 BİN LİRAYMIŞ, BİZ 1200 LİRA ALIYORUZ"
11 ay önce çoğunluğun memnun olduğu kamu sözleşmesindeki kazanımların eridiğini belirten işçilerin seçim dönemlerinde sendika yönetimleriyle birlikte hareket etmesi gerektiğini ifade eden Atalay, şu ifadeleri kullandı:
* "Bu 11 ayda ne para kaldı ne pul kaldı, darmadağın oldu gitti. Karayolları'nda giyim yardımı 60 bin liraymış, biz 1200 lira alıyoruz. Gazozun havası öyle kaçtı ki ne memur ile memur arasında bağlantı var ne işçiler arası bir bağlantı var. Herkes istediği partiye gidip oy veriyor. Bizim işçilerin bize sorduğu yok. Seçim bitiyor, hemen geliyor bize. Biz yasama, yürütme, yargı değiliz. Kamu sözleşmesi olur, sendikalarla oturur bir karar alırsın ama demiryolcular da burada.
* Diyorlar ki ‘memur- emekli 49 aldı, bize 49 al’ sözleşme yok, hiçbir şey yok ortada. Dedik, ocak ayındakini bize verin ne alan ne veren memnun. Vermeyen kim, ülkeyi yönetenler, git onlara. En kolay biziz, top hemen bize dönüyor. Sanki biz parayı burada saklayıp vermiyoruz. Biz bu bilinci oturtmadan ne işçi ne biz rahat ederiz. Şöyle bir durum olsa, GMİS işçileri gelip buraya soracaklar, soran var mı yok. İşçilere diyorum, inandığınız, itimat ettiğiniz adamı başınıza getirin. Getirdiğiniz zaman da o insanın seçime 6 ay kalınca da yanında durun."
"ZAM HİÇBİR İŞE YARAMADI"
Ekonomiyi altı delik küpe benzeten Atalay, şöyle konuştu:
* "Küpe suyu dolduruyorsun, altı delik akıyor. Biz küpün altını kapatmadan bu ekonomik sıkıntıyı, istediğin kadar zam al, halledemezsin, çözemezsin. Yani bu küpün altını bir kapatmak lazım. Bizden bir şey almayla kapanmaz. Çok kazanandan çok alacaksın vergiyi. Az kazanandan az alacaksın. Tam başladık vergi taşeron konuşmaya ne vergiyi konuşabildik ne taşeronu. Memur aldığını bize de al, emekli aldığını bize al. Ya bir sözleşme yok ortada. Yani bir grev yaparsın, müzakere yaparsın bir şey olur. Yani hiçbir şey yok. Ona rağmen 237 bin kişiye yüzde 9.20 civarında bir zam alındı. Hiçbir işe yaramadı."
"PARAMIZ PUL OLDU"
Mesai saatlerinin 40 saate indirilmesiyle ilgili soruyu yanıtlayan Atalay, "Şu anda bizim bu enflasyondan yaşadığımız para kaybının dışında başka bir şey düşünmüyoruz. 40 saat, 45 saat olmuş. İyi de evvela şu ekonomik durumu düzeltmek lazım. Yani onunla ilgili de zaman zaman böyle bir çalışma var. Evvela paramız pul oldu. Şimdi bununla ilgili enflasyonu durduracaklar. Emeklinin bir beklentisi vardı, herkes emekli bir şey alır diye düşünüyordu. Yok ortada bir şey. Allah, hepimizin yardımcısı olsun" dedi.
MADENCİLERLE İFTAR YAPTI
Zonguldak'a maden okulu yapılmasıyla ilgili sözünün hatırladığını ifade eden Atalay, sendika binasından ayrılarak Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü Gelik İşletmesi’nde maden işçileriyle bir araya geldi. TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz ve GMİS yöneticilerinin de eşlik ettiği Atalay, maden işçileriyle yerin 360 metre altında iftar yaptı.
İşçilerle yeraltında sohbet eden Atalay, şunları söyledi:
* "Bir avuç kömür için ömür verenlerin evindeyim. İşyerindeyim. Mutfağındayım. Zonguldak merkezde bir anıt var. Bu madende binlerce kardeşimiz can verdi. Allah mekanlarını cennet yapsın. Ailelerine kolaylıklar versin. Biz bu ülkede beraber yaşıyoruz. Yerin üstü de vatan altı da vatan. Biz işçiler dünyaya yorgun geldik yorgun gideceğimizi biliyorum. Demir yolları çırak okulu mezunuyum. Yorgun girdim, yorgun gideceğim hiç şüphem yok. Biz Türkiye’nin 73 yıllık en önemli kurumlarından bir tanesiyiz.
* Türk-İş kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden yana; sonra temsil ettiği insanların, işçi, emekçinin, memur hiç bakmadan onların en ufak meselesi olduğu zaman gündeme getirmeye gayret sarf ediyoruz. Ama maalesef son bir senede 11 ayda özellikle çok iyi bir sözleşme yaptık. Herkes memnun. Ama 11 ayda ne para kaldı ne pul kaldı darmadağın olduk. Küp gibi altı akıyor. Altını kapatmadan, tamamlamadan istediğin kadar üstünü doldur bir önemi yok.
* Onun için taşeron meselesi var, vergi meselesi var. Zamanı burası değil. Burada madencilerle, kara yüzlü meleklerle beraber olmaya geldim. İnşallah ülkemizde şu ekonomik sıkıntı bir an evvel biter. Terör devam ediyor, problemler devam ediyor. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Beraber olursak bunların üstesinden geliriz. Türk-İş olarak nerede bir sıkıntı varsa, nerede bir mazlum varsa, yanlarında olmaya devam edeceğiz."