Filistin Dışişleri Bakanlığından İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırıların 100. gününde yazılı açıklama yapıldı. Gazze Şeridi'ndeki halka karşı işlenen soykırımın üzerinden acı, elem, kahır, zulüm ve gözyaşıyla dolu bin yıla denk bir 100 gün geçtiği vurgulanan açıklamada, "Tarihin en büyük insani felaketinin üzerinden 100 gün geçti ve bazı ülkeler hala İsrail'in işlediği katliamların, 'nefsi müdafaa' argümanını tamamen aşındırdığına ikna olmadı. Bu ülkelerin artık savaşın sürmesine neden olan pozisyonlarından vazgeçmeleri gerekiyor." denildi.

İsrail ordusunun, 100 günde Gazze'yi yaşanılamaz bir yere dönüştürdüğüne dikkat çekilen açıklamada, "(İsrail ordusu) Yaklaşık 100 bin kişinin öldüğü, yaralandığı ve kaybolduğu korkunç katliamlar işledi, yaklaşık 2 milyon kişiyi güvenli barınaklar olmadan ve asgari yaşam standartlarından yoksun bir şekilde göçe zorladı." ifadeleri kullanıldı.

"ULUSLARARASI TOPLUM HALA ENDİŞELERİNİ DİLE GETİRİYOR"

Açıklamaya şöyle devam edildi:

"Katliamların ve yıkımın üzerinden 100 gün geçmesine rağmen uluslararası toplum hala endişelerini dile getiriyor ve çağrılarda bulunuyor ama İsrail bunlara kulak asmıyor aksine İsrailli yetkililer böbürlenmeye, soykırım savaşını sürdürmekle gurur duymaya, Birleşmiş Milletlerin (BM) kararlarına isyan etmeye, uluslararası hukuk yolunu ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) duruşmalarını hafife almaya devam ediyor."

Ayrıca açıklamada uluslararası toplumun, Filistin meselesini çözme ve İsrail işgalini sona erdirme konusundaki yetersizlik ve başarısızlığını tekrarladığına ve İsrail'in de bu başarısızlıktan istifade ederek daha fazla savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlediğine işaret edildi.

"GAZZE'Yİ TERK ETMEYECEĞİZ"

Yaklaşık 2,4 milyon nüfuslu Gazze'de nüfusun 1,9 milyondan fazlası saldırılar nedeniyle zorla yerinden edildi. Filistin halkı, İsrail ordusunun saldırı tehdidi ve yıkıcı askeri operasyonlar nedeniyle abluka altında bir bölgeden diğerine yerlerinden edildi.

Yüzölçümü yaklaşık 365 kilometrekare olan Gazze Şeridi, dünyanın en yoğun nüfusuna sahip bölgelerinden biri.

İsrail'in 17 yıldır uyguladığı ablukanın yanı sıra tekrar eden saldırılarına maruz kalan Gazze'de yaşam koşulları, 7 Ekim'de başlayan ve 100 günü geride bırakan saldırılar altında daha da kötüye gidiyor.

Buna rağmen Filistinliler, İsrail'in her türlü saldırısına rağmen evlerinin enkazı üzerinde yaşamayı göze alma pahasına olsa da "İsrail'in kendilerini zorla Gazze'den çıkarma" girişimlerini kabul etmeyeceklerini ifade ediyor.

Filistinlilerin çoğu, Gazze kenti ile bölgenin kuzey illerinden güneyine doğru yerinden edildi. Zorunlu göç dalgası hala İsrail'in kara ve hava saldırılarının yoğun olduğu Gazze Şeridi'nin güneyindeki El-Vusta ile Han Yunus'tan güneydeki Refah'a doğru devam ediyor.

"EVLERİMİZE DÖNMEMİZ GEREKİYOR"

Gazze'nin doğusundaki Şucaiye Mahallesinden önce En-Nusayrat Mülteci Kampı sonra da Refah'a zorla yerinden edilen Filistinli yaşlı kadın Zeynep Haccac, şunları dile getirdi:

"Evlerimize dönmemiz gerekiyor. Eğer evlerimiz yıkıldıysa enkazın üzerinde bir çadıra dönmeliyiz. Burada, Refah'ta kalmaktansa, evimizin yıkıntılarının üstünde ya da arazisinde kalmak daha iyi. Bu hayat tarzı artık çok zor hale geldi. Biz ömrünün tamamını savaşlar ve zor koşullar altında geçirmiş bir halkız ama topraklarımız üzerinde kararlı bir şekilde duruyoruz."

Eşi Heysem Haccac ise "Her ne kadar Şucaiye'den Nusayrat'a oradan da Refah'a zorla yerimizden edilmiş olsak da zorla yerinden edilme politikasını reddediyoruz." dedi.

İsrail ordusunun bombardımanları ve askeri operasyonları nedeniyle Gazze Şeridi'nde güvenli tek bir yer kalmadığını dile getiren Haccac, "Maruz kalınan zor şartlara; toprak üzerinde uyumamıza rağmen hayatta olduğumuz için Allah'a şükürler olsun." ifadesini kullandı.

"NORMAL HAYATIMIZA DÖNELİM"

Haccac, İsrail ordusunun, yıkıcı uygulamalarına tepki göstererek, İsrail'in kendilerini çadırlarda ve toprak üzerinde yatmak, toprak fırında yemek pişirmek gibi ilkel bir yaşama mecbur bıraktığını; 1940'lı ve 1950 zamanlara döndürdüğünü dile getirdi.

Dedelerinin geçmişteki zorlu yaşam koşullarını günümüzde İsrail saldırıları altında bizzat yaşadıklarını, geriye bir tek deveye binmek kaldığını söyleyen Haccac, en temel ihtiyaç olan suya bile ulaşmanın karmaşık bir süreç gerektirdiğini aktardı.

Haccac, temennisini şöyle ifade etti:

"İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarının sona ermesini, dünyanın geri kalanı gibi normal hayata dönmeyi, enkaz üzerinde çadırlarda da olsa evlerimize yeniden gitmeyi umuyorum."

"EVİME DÖNMEK İSTİYORUM"

Refah'a sığınan Um Ahmed en-Neccar isimli Filistinli de İsrail saldırılarında Gazze kentinden zorla çıkarıldığını; zorla yerinden edilme politikasını reddettiğini ifade etti.

"Gazze'deki evime dönmek istiyorum. Burada yaşayamıyorum." diyen Um Ahmed, şunları aktardı:

"Ailemi, yakınlarımı, arkadaşlarımı, komşularımı özledim. Doğduğum, büyüdüğüm, en güzel günleri geçirdiğim, çocuklarımın ve torunlarımın doğduğu yer olan, gurur ve şeref ülkesi Gazze'ye dönmek istiyoruz."

Um Ahmed, "Gazze halkı, İsrail ordusunun yok ettiği konutları ve altyapıyı yeniden inşa edecektir." diye konuştu.