Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, geçtiğimiz günlerde benim gibi çok sayıda Adanalının muzdarip olduğu bir konuda yüreklere su serpen bir açıklama yapmıştı.

Konu, Seyhan Baraj Göjlü çevresinde kirlilik oluşturan ruhsatsız ve kaçak yapıların temizleneceği şeklindeydi.

Hatta Sayın Vali Köşger başkanlığında bu konuda bir toplantı da yapılmıştı. 

Toplantı sonrasında, göl çevresinde kirlilik oluşturan yapıların temizleneceği haberi Adana’da kamuoyunda büyük sevinç yaratmıştı. 

Gerçekten de Vali Köşger’in de tanık olduğunu düşündüğüm gibi; Seyhan Baraj Gölü artık kamuya ait olmaktan çıkmış, sınır ve kural tanımaz çevrelerin rant alanı haline gelmişti.

Adanamızın en büyük marka değeri olan, kentimizin en güzide ve halkımızın en çok sevdiği, dinlenmeyi, piknik yapmayı, gezmeyi tercih ettiği Seyhan Baraj Gölü çevresine adeta yıkıntı yapılarla duvar örülmüştü. 

Bir yandan çinko ya da briketten Adanalıların gölü görmesine bile engel olan duvarlar örülmüş.

Adanalının manzarası çekilen setlerle engellenmiş.

Göl kenarından gidiyorsunuz ama gölü görmeniz olanaksız.

Neden, çünkü hiçbir yasal denetim ve engelle karşılaşmayan kimi açıkgözler gölün çevresini, babasının malıymış gibi parsellemiş.
Şehircilik açısından yarattığı sakıncalar bir yana bir kere göl ve deniz kenarlarında böyle bir yapılaşma olmasına, Kıyı Kenar Kanunu izin vermez. 

Ama Kıyı Kenar Kanunu kim takar? 

Hele hiçbir yasal engelle, denetimle karşılaşmazlarsa elbette kimse takmaz. 

Buradan en başta DSİ 6. Bölge Müdürü’nü uyarmak istiyorum.

Göl kıyısındaki arazilerde Milli Emlak ile birlikte en büyük insiyatif sizde olduğundan buralardaki korsan yapılaşmaya karşı mücadele etmek ve izin vermemek sizin göreviniz.

Fakat bu görevini yapmadığınızı görüyoruz.

Yapmamışsınız ki demek, sayın Vali toplantı düzenleyip buradaki kaçak yapılaşma sorununu gündeme getiriyor. 

Adana’nın en nezih yeri olan güzelim Seyhan Gölü’nün çevresi kirlilik görüntüsü yaratan, izinsiz ve ruhsatsız barakalar, çadırvari yapılar, tuğladan, briketten, çinkodan duvarlar, tel örgülerle büfe, gazino, çay bahçesi, kebapçı, balıkçı gibi adlarla halktan kopartılmış. 

Ne idiğü, nasıl izin aldığı ya da izinli olup olmadığı belli olmayan kimi yerler, söz konusu alanları sözün ona “Özel piknik alanı” yaparak, halkın ücretsiz yararlanmasını engellemiş.

Bu durum Kıyı Kenar Kanununa, göl ve deniz kıyılarının halkın kullanımına açık olması ilkesine aykırı değil mi?

Buradan Adana Valisi Yavuz Selim Köşger’in, “Göl kıyısı temizlenecek” kararını desteklerken, Büyükşehir ve Çukurova Belediyeleri ile DSİ ve Milli Emlak Müdürlüğü yetkililerinin de kendi arazilerine ve yetki sahası içindeki ruhsat denetimlerine karşı etkili bir çalışma içine girmeleri gerektiğini belirtmek isterim. 

Sayın yetkililer;

Adanalının malı olan ve kanunla halka açık olan göl kıyısını zapt edemezsiniz.

Bu yasal değildir.

Kamu kurumu yetkilileri de bu görevlerini aksatırlarsa vebal altında kalırlar. 

Elbette bu kurumları harekete geçirecek olan da Adana Valiliğidir!

Eğer Valilik, göl kıyısını temizlemeyi başarırsa Adanalılar kendilerine, minnettar kalacaktır.