Seçimlerde, kanun uyarınca sandık kurulu başkanı kamu görevlileri arasından seçiliyor. Kamu görevlileri kavramı, devlet memurluğuna göre daha kapsamlıdır. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre kamu görevlileri: memurlar, sözleşmeli personel ve işçilerden oluşuyor. Kamu kurumlarında yardımcı hizmetler kadrosunda bulunan bir memur yerine, işçi kadrosunda istihdam edilmekte olan mühendis, uzman, denetmen vb. kariyer sahipleri var.
Sandık başkanı olarak bunların belirlenmiş olması halinde, kamu hizmetlerinin daha iyi yürütüleceği açıktır. Ancak, sandık kurulu başkanı olan kamu görevlileri arasında onları göremeyiz. Kanunun, bu maddesinde de düzenleme yapılmasına ihtiyaç olduğu açık.

BUNLARA İTİRAZ YOK

Seçim kazanmaya alışık olan AKP yöneticileri, İstanbul’un ellerinden kaydığını görünce yasaları bir kenara bırakıp yeni arayışlara girdi. İstanbul’un Büyükçekmece İlçesi’ne kaydırılan seçmen sayılarını gerekçe gösterip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali için uğraşıyorlar.
10 Ocak’ta bu köşenin okurlarına resmi belge üzerinden bazı bilgiler aktarmıştım. 24 Haziran 2018 seçiminde Ankara’nın Çamlıdere İlçesi’nde 6 bin 561 seçmen varken, son seçimde sayı 12 bin 493’e, Bala’da 15 bin 519’dan 27 bin 533’e, Haymana’da 21 bin 199’dan 33 bin 897’ye, Kızılcahamam’da 20 bin 675’den 26 bin 944’e, Evren’de 2 bin 342’den 2 bin 967’e, Ayaş’ta 9 bin 827’den 12 bin 229’a, Güdül’de 7 bin 33’den 8 bin 608’e çıktı.

AÇIK ARA OLUNCA

Bu ilçelerin tamamında seçimi AKP’nin gösterdiği adaylar kazandı. AKP’li hiçbir yetkili de çıkıp bu ilçelerin bazılarında 6 ay içinde yüzde 100 civarında seçmen artışı olduğunu sorgulamadı. Nasıl olsa orada seçimi kazanmışlar. Eğer, Mansur Yavaş’ın oy sayısı, rakibinden yaklaşık 130 bin fazla olmasaydı, İstanbul’da yaşananlar Ankara’da da sahneye konulurdu.
Şunu biliniz; AKP yıllardır ama yıllardır uygulanmış olan kesinleşmiş seçmen listelerine saldırmak istiyor. Oysa seçmen listeleri, seçim takviminin başladığı tarihten itibaren Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) mülkiyetinde. Mülkiyet hakkının, kadim hukuk kuralının ihlal edildiğini bırakın söylemeyi insan düşünmek bile istemez. Ama bu noktaya gelindi.

BEKLENTİ YÜKSEK

İçişleri Bakanlığı’nca yayımlanmış “Norm Kadro Standardı Yönetmeliği”ne göre örgütlenmiş Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde; bağlı işletme ve Belediye İktisadi Teşekkülleri (BİT) hariç olmak üzere, halen, doğrudan belediye başkanlığına bağlı (genel sekreterlik/ teftiş kurulu başkanlığı/hukuk müşavirliği/iç denetim/özel kalem vb.) birimlerin dışında 27 adet ayrı birim başkanlığı kurulmuş.
Belediye Kanunu’nun 49. maddesinde (Belediye yönetimlerine özgü olarak) kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlarının, belediye başkanlarının talebi, memurların ve kurumlarının da kabul etmesiyle belediyelerin birim başkanı ve üst düzey yönetici kadrolarında geçici olarak görevlendirilmeleri olanağı getirilmişti. Bu bağlamda; belediye başkanı değişiklikleri halinde, geçici görevli olan birim başkanları arasında değişiklik olması; büyük bölümü personelin isteği ile olan geçici görevlerinin kaldırılması (kurumlarına dönmeleri) ve yeni görevlendirmeler yapılması da olağandır.
Bazı kişiler için bakanlıklardan izin alınıp çalıştırılacak. Ama bu onların belediyede kalıcı olduğu anlamına gelmemeli. Bu konuda Mansur Yavaş’ın da son derece duyarlı hareket ettiği de biliniyor.

NOT: Bugün İzmir Kitap Fuarı’nda Bilgi Yayınevi ve Doğan Kitap stantlarında kitaplarımı imzalayacağım.