Davos'ta yaptığı konuşmada gelir dağılımındaki adaletsizliğe dikkat çeken Hamdi Ulukaya, "Kaybedilen fırsatlar yüzünden insanlar büyük öfke ve içerleme yaşıyor. Ailelerini geçindirmeye çalışan milyonlarca insan kendini çaresizliğe terk edilmiş hissediyor. Umutlarını kaybetmiş durumdalar. Bu öfkeyi çok iyi anlıyorum, ben de patronlardan nefret ederek büyüdüm. Çünkü yalnızca kendilerini düşünüyorlardı. İş dünyasının tek derdi kar olmamalı; insanların hayatlarını daha iyiye götürecek gücü var ve bence bu gücü kullanmalı" dedi.
'BAŞARI PAYLAŞILDIKÇA BÜYÜR'
Pek çok insanın şirketleri sorunun bir parçası olarak gördüğünü ve düşmanlık duyduğunu belirten Ulukaya, "Amerikan rüyası kavramını bilirsiniz, insanların en temel arzusunu ifade eder. 19. yüzyılda bu rüya, insanların kendi arazilerine, 20'nci yüzyılda kendi evlerine sahip olabilmesiydi. 21'inci yüzyılda ise Amerikan rüyası, insanların emekleriyle büyümesine yardımcı oldukları şirketlerde hisse edinebilmesi olmalı diye düşünüyorum. Şirketleri var eden insanlar, sıra başarının paylaşılmasına geldiğinde hiçbir bir fırsata sahip olamıyorlar. Oysa ben Chobani deneyiminden şunu öğrendim: 'Basarı paylasıldıkça büyüyor'. Artık daha fazla sirketin her ülkede, tüm çalısanlar için daha iyi ekonomik fırsatlar yaratmasının zamanı geldi" diye konuştu.
'PAYLAŞMAK ZARAR GETİRMİYOR'
Geçtigimiz ilkbaharda Chobani Shares isimli hisse paylasım uygulamasını başlatarak 2 binden fazla çalışanını kar paylasımı yoluyla sirket ortagı yapan Hamdi Ulukaya, sözlerine şöyle devam etti: "Patronlardan nefret eden o çocuga, bu isin baska türlü de olabilecegini kanıtlamak istedim. Bu tür haklar, sanılanın aksine ticari anlamda da zararlı degil faydalı. Çalısanların islerine baglılıgı, is yerinin verimliligi bu sayede artıyor. Şirketlerin insanlara daha fazla ekonomik güvence sağlamasının farklı farklı yolları var. Elbette bizim Chobani'de getirdiğimiz yaklaşım bu işin tek yolu değil ve herkes için en iyi yöntem bu olmayabilir. Ama her şirket, çalışanlar ve toplum için daha fazlasını yapmanın yöntemlerini geliştirmeye uğraşmalı".
Ulukaya, iş insanlarının daha fazla varlık edinmek yerine şirketlerindeki insanlar için daha fazlası yapması gerektiğini vurgulayarak: "Kurumsal sosyal sorumluluk denen şey, sırf yanına yapıldı işareti konulsun diye yapılmamalı, o günler geride kaldı. Bunu aynen satış, pazarlama ve finans gibi işimizin merkezine almamız gerekiyor. Alın teriyle çalışan insanlara, ailelere, muvaffak olma fırsatı vermek bir tercih değil, bir sorumluluk. ‘Bugüne dek farklı devlet yönetimi türlerini denedik, farklı iktisat kuramlarını denedik. Bir uçtan digerine savrulduk. Ama henüz denemedigimiz bir sey var: Sirketlerin liderlik rolünü üstlenmesi. Buna bugün her zamankinden daha çok ihtiyaç olduguna inanıyorum".
İHA