Ünlü Japon-Amerikalı sanatçı Mika Tajima’nın eserlerini 3 Mart–19 Ağustos 2018 tarihleri arasında İstanbul’a taşıyacak Mika Tajima: Esir sergisi, Margot Norton’ın küratörlüğünde hazırlandı. Borusan Contemporary ve New Museum işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi, etrafımızı çevreleyen, doyuran, bedenlerimizi ve davranışımızı düzenleyen görünmez güçlerin hayatımızı nasıl etkilediğiyle ilgilenen dört farklı işi bir araya getiriyor. Sergide sanatçının akustik veriyi soyut kompozisyonlara dönüştürerek dokunmuş tekstil işlerinden oluşan Negatif Entropi serisi, canlı olarak Twitter akışına göre toplumun genel ruh haline tepki veren ışık yerleştirmesi Meridyen (İstanbul), duvara gömülmüş jakuzi püskürtücülerinden basınçlı hava çıkaran Güçlü Dokunuş (Manu Dextra Sinistra, Yatay) adlı çalışması ve tahmin yürüten bilgisayar algoritmalarını kullanarak değişken duman görüntüleri üreten İnsan Sentezi (İstanbul) adlı video yerleştirmesi yer alacak. Mika Tajima: Esir sergisinin adı, eski ve ortaçağ bilimine göre elle tutulamayan bir maddeyi tarif ediyor. Bu maddenin, yeryüzü üzerindeki alanı kapladığına, ışık ve elektromanyetik dalgaları aktardığına inanılıyordu. Görünmez oldukları düşünülse de teknoloji ve veri de ‘esir’ gibi maddesel olan her şeye nüfuz ediyor. Maddesiz ama ölçülebilen bir mecra olan dijital bilgiyi malzeme olarak kullanan Tajima ise algı, karar ve duygularımızı şekillendiren güçle ilgili altyapıları sorguluyor. 1975 yılında Los Angeles’ta doğan Mika Tajima, New York’ta yaşıyor ve çalışıyor. Heykel, resim ve yerleştirme alanlarında eser üreten sanatçı yapıtlarında insan bedeninin fizikselliği, üretkenliği ve algılanamayan arzularını şekillendirmek ve kontrol etmek için geliştirilmiş olan teknolojileri ve teknikleri sorguluyor. İşleri ‘geçici’ ile ‘elle tutulamayan’ın arasındaki boşlukta yer alan Tajima, kullandığı mimari sistemler, ergonomik tasarım ve psikocoğrafi veriyle fiziksel bedenlerimiz ve sanal kişiliklerimizle ilişkili tecrübe ettiğimiz karmaşık güç ve teslimiyet ağlarının altını çiziyor. METİN ELOĞLU'NA SELAM OLSUN Borusan Contemporary’de ziyarete açılacak bir diğer sergi ise Alacakaranlık. Şair ve ressam Metin Eloğlu’nun (1927-1985) çalışmalarını çıkış noktası olarak alan sergi, medya sanatının Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan çarpıcı örneklerini sunacak. Serginin küratörlüğünü, koleksiyondaki eserleri daha önce sırasıyla Leyla Erbil, Tezer Özlü, İlhan Berk, Tomris Uyar ve Oktay Rifat’tan aldığı ilhamla hazırladığı sergilerde izleyiciye sunan Dr. Necmi Sönmez üstleniyor. Tam anlamıyla sıra dışı bir sanatçı olan Eloğlu, alışagelmedik bir ressam, nereye konulacağı belli olmayan bir şair. Çok erken sayılabilecek tarihte 1949’da, soyut resimler yapan Eloğlu, 1951’de yayınladığı Düdüklü Tencere isimli şiir kitabıyla, Orhan Veli’den devraldığı olağanüstü dili ilerletiyor. Dili, renkleri, çizgileri hiç beklenmedik kaynaklardan beslenen sanatçı, hem edebiyat, hem de resim çevrelerinde adeta tırnaklarıyla kazıyarak kendisine bir yer, bir köşe açıyor. Yazdıklarında da çizdiklerinde de nereden geldiği belli olmayan bir hırçınlık, huzursuzluğun getirdiği tırmalamalar var. Bu koleksiyon sergisinin çıkış noktası Eloğlu’nun 1983’te yayınladığı Loş şiiiri: “Loş Kulaklarımızı ağzına dayasak da Dilini dudaklarını çekelesek de Hiçbir şey demiyordu Ham üvezler diziyordu ardı ardına Gözlerinde çamur kırıntıları Çekirgeler bir sıska arı Püskül püskül sarılar Öldürseniz söylemiyordu Yürüyüp yola çıktı sonra Hepimizi bir karanlıktır bastırdı.” Eloğlu’nun loş, karanlık olarak yorumladığı olgular, Alacakaranlık sergisinin 3. ve 4. katlarında geliştirilen yeni sunuma gönderme yapıyor. Video ve ışıklı heykel çalışmalarının daha iyi izlenebilmesi için karanlık mekâna dönüştürülen bu bölümler, serginin dil, dudak, kulak, göze hitap eden bütüncül yapısını ortaya çıkarıyor. Nasıl ki Eloğlu’nun şiirini bir çırpıda anlamak mümkün değilse, Alacakaranlık sergisi de belli başlıklar altında toplanamayacak bir yapıya sahip. Bu açıdan her kat kendi içinde tutarlılığı olan bir bütün olarak tasarlandı. Sergiler 19 Ağustos 2018 Pazar akşamına kadar ziyaret edilebilecek.