Oğuz Atay, edebiyatımızda kent yaşamını, küçük burjuva bireylerini en iyi şekilde anlatan, postmodern romanın ilk nüvesi sayılan Tutunamayanlar ile bambaşka bir akım başlatan bir yazardı. Bundan 41 yıl önce aramızdan ayrılan usta yazar hâlâ en çok okunan isimlerden birisi... Gelin, 41'inci yılında Oğuz Atay'ın hayatına yeniden göz atalım... Oğuz Atay 12 Ekim 1934’te İnebolu Kastamonu’da doğdu. Babası, VI., VII dönem Sinop, VIII. Dönem Kastamonu Milletvekilliği yapan Cemil Atay'dır. 1951′de bugünkü adı Ankara Koleji olan Ankara Maarif Koleji‘ni, 1957′de de İTÜ İnşaat Fakültesi'ni bitirdi. Üç yıl sonra İDMMA İstanbul Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi (şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi) İnşaat Bölümü'nde öğretim üyesi oldu. 1975′te doçent olan Atay, Topografya adlı bir de mesleki kitap yazdı. Çeşitli dergi ve gazetelerde makale ve söyleşileri yayınlandı. Oğuz Atay, Tutunamayanlar‘ın 1971-72′de yayınlanmasından sonra, önemli bir tartışmanın odak noktası oldu. Bu romanıyla 1970 TRT Roman Ödülü‘nü kazandı. oguz-atay3 'BİR BAŞKALDIRI' Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Tutunamayanlar, eleştirmen Berna Moran tarafından, “hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı” olarak nitelendirmişti. Moran'a göre Tutunamayanlar'daki edebi yetkinlik, Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştı. 'TÜRKİYE'NİN RUHU'NU YAZAMADAN VEFAT ETTİ Atay'ın büyük etki yaratan eseri Tutunamayanlar'ı 1973′te yayınladığı Tehlikeli Oyunlar adlı ikinci romanı izledi. Hikâyelerini Korkuyu Beklerken başlığı altında toplayan Atay, 1911-1967 yılları arasında yaşamış Prof. Mustafa İnan'ın hayatı konu eden Bir Bilim Adamının Romanı‘nı 1975 yılında yayınladı. 1973 yılında yayımlanan Oyunlarla Yaşayanlar adlı oyunu Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi. Atay, beyninde çıkan bir tümör nedeniyle büyük projesi “Türkiye'nin Ruhu“nu yazamadan 13 Aralık 1977′de, İstanbul'da hayatını kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi. Öldükten sonra 1987′de Günlük, 1998′de ise Eylembilim adlı kitapları yayımlandı. Sağlığında hiçbir kitabı ikinci baskı bile yapamayan Atay'ın kitapları ölümünden sonra büyük ilgi gördü ve defalarca basıldı. Yıldız Ecevit'in hazırladığı Oğuz Atay biyografisi Ben Buradayım… 2005 yılında yayınlandı. oguz-atay Oğuz Atay, özellikle Tutunamayanlar romanında, modern şehir yaşamı içinde bireyin yaşadığı yalnızlığı, toplumdan kopuşları ve toplumsal ahlaka, kalıplaşmış düşüncelere yabancılaşan, tutunamayan bireylerin iç dünyasını anlatır. Yapıtları eleştiri, mizah ve ironi barındırır. Kastamonu Valiliği kendisi adına 2007 yılından beri Oğuz Atay Edebiyat ödülleri verir. YAYINLANMIŞ ESERLERİ Tutunamayanlar (1972) Tehlikeli Oyunlar (1973) Bir Bilim Adamının Romanı (1975) Korkuyu Beklerken (1975) Oyunlarla Yaşayanlar (1975) Günlük (1987) Eylembilim (1998) oguzatay3 HAKKINDAKİ ELEŞTİRİ VE MAKALELER Türk Romanında Postmodernist Açılımlar, Yıldız Ecevit, İletişim Yayınları, 2001, İstanbul. “Ben Buradayım” – Oğuz Atay’ın Biyografik ve Kurmaca Dünyası, Yıldız Ecevit, İletişim Yayınları, 2005, İstanbul. Oğuz Atay’a Armağan – Türk Edebiyatının “Oyun/Bozan”ı, yayına hazırlayan: Handan İnci, İletişim Yayınları, İstanbul 2007. Nabokov'dan Oğuz Atay'a ‘Tutunamayanlar'da ‘Solgun Ateş' İzleri, Ramazan Gülendam–Bahadır Sürelli, Varlık, 1151, 31-37 (2003). “Yapıtları ve Yaşamıyla Oğuz Atay”, Hasan Uygun, Mavi Melek, sayı:44, 05/02/2010. “Korkuyu Beklerken Gelenler”: Oğuz Atay Öyküleri Üzerine Yazılar, derleyen: Hilmi Tezgör. Oğuz Atay: Romandaki düşünce, Feridun Andaç, edebiyathaber.net, 1 Aralık 2015. Oğuz Atay’ın Dünyası, Tatjana Seyppel, İletişim Yayınları, 1989, İstanbul. Oğuz Atay İçin Bir Sempozyum, Handan İnci-Elif Türker, İletişim Yayınları, 2009, İstanbul. (13-14 Aralık 2007 tarihlerindeki sempozyumun genişletilmiş basımı.) oguzatay2 HAKKINDA AZ BİLİNENLER – Babası 11 sene CHP’den milletvekilliği yaptı. – Gençlik yıllarında karikatürle ilgilendi. – En sevdiği yazarlar Dostoyevski ve Kafka’ydı. – İlk romanı Tutunamayanlar’ı ilk okuyan Vüs’at O. Bener’di. – Tutunamayan kitabındaki karakterler aslında kendi hayatından arkadaşlarıydı. – En büyük hayranlarından biri Orhan Pamuk’tu. – Kısa film yönetmenliği de yaptı. Ancak çektiği film kayboldu. – Kaybolan Günlüğü Marmara Üniversitesi’nden bir öğrencinin çantasından çıktı. – Son sözleri “Sevinmeyin, daha ölmedim” oldu. Ölüm onu Mecidiyeköy’deki arkadaşı Altay Gündüz’ün evinde yakaladı. Oğuz Atay banyodadır ve uzun süre çıkmaz, bu durumdan endişe duyan ev halkı seslenir ve “Sevinmeyin, daha ölmedim.” cevabının muzipliğiyle gülmeye koyulurlar. Aradan bir süre daha geçer ve Oğuz Atay dışarı çıkmaz. Bunlar yazarın son sözleridir. OĞUZ ATAY'IN BAZI CÜMLELERİ - Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim. - Cam kırıkları gibidir bazen kelimeler; ağzına dolar insanın. Sussan acıtır, konuşsan kanatır. - Kendini çözemeyen kişi kendi dışında hiçbir sorunu çözemez. - İyi şeyler birdenbire olur; bu kadar bekletmez insanı.Sürüncemede kalan heyecanlardan ancak kötü şeyler çıkar. Ya da hiçbir şey çıkmaz. - Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yol verip yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız, gerçekleri rüya yapmalıyız. Çelişiksiz dikensiz ve düzgün rüyalarımızı yaşamalıyız. Sözümüzün eri olmalıyız: Kırılacak kafaları kırmalıyız. Bize acınmadığı için acımamalıyız. - Kimsenin yaşantısını beğenmedim. Kendime uygun bir yaşantı da bulamadım.