Etkinlik; 29-30 Kasım tarihlerinde Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi'nde 09.00-18.00 saatleri arasında düzenlenecek. Aralarında Psikiyatr Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu, Psikyatr Prof. Dr. Ejder Akgün Yıldırım, Sosyolog Prof. Dr. Ayhan Kaya, Ekonomist Prof. Dr. Fuat Ercan, Yönetmen Andaç Haznedaroğlu ve Psikiyatr Burhanettin Kaya'nın da bulunduğu isimler konuşmacı olarak katılacak.

NEDEN "YOL"?

Yol, bir yere ulaşmak, erişmek için üstüne yürüdüğümüz bir zemin midir? Karada, havada ya da denizde aşılması gereken bir uzaklığı mı anlatır yalnızca? Kendiliğinden oluşan bir şey midir, yoksa insanın doğayı biçimlendirme uğraşısının bir ürünü, insan eliyle oluşturulan bir şey midir? Eğer böyleyse yol oluştuktan sonra olduğu haliyle kalır mı? Yollar yapıldıkça ve aşıldıkça kendini de değiştirmeye başkalaştırmaya, çoğaltmaya başlamaz mı? Hatta kendisini kendisinden bağımsız bir kavrama dönüştürmez mi? Tam da böyle bir şey yol. Doğa kendi döngüsünde yollar açtıkça, insanoğlu o yolları aştıkça yeni yerler, coğrafyalar, dünyalar keşfetti. Keşfetmekle kalmadı orayı biçimlendirmeye, dönüştürmeye sömürmeye hatta yok etmeye başladı. Yeni yollar yapmaya başladı. Amaçlar değişti. Yollar savaşın, ticaretin, ölümün ve elbette barışın, özgürlüğün taşıyıcıları oldular. Topraktan, dağlardan sökülen kayalardan, kesme taşlardan, sudan, havadan oluştular. Bazen insan bedenlerinden. Spartaküs’ün halkını Roma’nın katliamından kurtarmaya çalışırken ölülerini derin vadilere doldurup aşılmaz dağları aşılır kılması gibi. Yol, kendiliğinden ya da insan eliyle oluştukça yöntem olmaya başladı. Somuttan soyuta dönüştü. Bir zihinsel işlev, problem çözmenin aracısı. Bir soyutlama becerisi. Kavramlar dünyasının en doğurgan sözcüğü oldu. Zihinle, akılla sınırlı kalmadı, zihnin sınırlarında, bilincin ötesinde, bilinçdışında da kendine bir iz oluşturdu. En derin ruhsal alana inmek için anlamın, duygunun, duyumun ve davranışın çevriminde doğan ve büyüyen bir imge oldu.