İnsanlık tarihinin ilk zamanlarına bakıldığında dahi kumarla ilgili izlerle karşılaşmak mümkün… Günümüzde özellikle internetteki bahis sitelerinde kumar oynayanların sayısı giderek artıyor. Psikiyatrist Yunus Emre Sönmez, bu sorunla ilgili gerçekleri şöyle anlattı: Bugün artık psikiyatrik açıdan kumar bağımlılığının ‘davranışsal bağımlılıklar grubunda kabul görmüş bir tanı kategorisi’ bulunuyor. En son 2013 yılında güncellenen Amerikan Psikiyatri Birliği Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nda kumar bağımlılığı ismi, kumar oynama bozukluğu olarak güncellenmiştir. Buna göre 9 kriterden 4’ü olduğunda kumar oynama bozukluğundan bahsetmek mümkündür.

Yunus Emre Sönmez

Bu kriterler; istenilen heyecanı elde etmek için giderek daha fazla parayla kumar oynamak, kumar oynamayı kesme girişiminde huzursuz hissetmek, kumarı bırakmak için tekrarlayan başarısız girişimler, kumarla ilgili aşırı zihinsel uğraş, sıkıntılı hissettiği zaman kumar oynayarak rahatlamaya çalışmak, kaybettiği parayı telafi etmek için tekrar oynamak, kumarla ilgili sorunları gizlemek için yalan söylemek, kumar oynama nedeniyle önemli bir ilişki, iş, eğitim ya da kariyer fırsatını kaybetmek, para temin etmek ve mali durumu düzeltmek için başkalarına güvenmek şeklinde sıralanmaktadır. 9 kriter içerisinde en önemlisi kaybedilen paranın telafisi için tekrar kumar oynamayı denemektir. Hastalar genellikle kaybedilen parayı bir seferde yerine koymayı ve kimseye hissettirmeden sorunu çözmeyi denerler. Bu davranışın sonucu çok büyük olasılıkla katlanarak artan borçlar ve giderek içinden çıkılmaz hale gelen yalanlardır. Kaybetme silsilesi devam ettikçe, giderek artan miktarlarda oynanmaya başlanır. Etraftan alınan borçlar ve hatta bankalardan çekilen krediler ödeme gücünü çok aştığı zaman depresyon ve intihar gibi ruhsal bozukluklar da başlayabilir. Kumar bağımlısı bir hastada söz konusu durumlara ek olarak farklı bilimsel sorunlar da görülebilir. Hastalar örneğin; “Bu maç banko, bugün benim günüm, şansım döndü, kesin kazanacağım” şeklinde düşüncelere kapılır ve farkında olmadan esasında kendi kendilerine tuzak kurmuş olur.

Kumar bağımlılığında tedavinin diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi ömür boyu sürmesi gerekir. Bu konuda yapılan çalışmalarda bazı ilaç tedavilerinin etkili olduğu gösterilse de en etkili tedavi yönteminin ilaç tedavisiyle birlikte psikoterapi olduğu anlaşılmıştır. Toplumda kumar alışkanlığı görülme sıklığının yüzde 3 ila 5 olduğu düşünülürse bunun büyük bir sorun teşkil ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Ayrıca bu sorun sadece bireysel bir etki oluşturmayıp kişinin ailesini de etkilemektedir. Bundan dolayı tedaviye mutlaka aile bireylerinin de ortak edilmesi gerekir.